Gazete Vatan Logo

Astrolojinin İslamda yeri var mı?

Dikkate almayan bir kesim olsa da burçların insan karakteri üzerindeki etkisine birçok kişi inanıyor. Peki bu kavram hayatımızda belirleyici olabilir mi? Faldan farkı ve dindeki yeri ne?

Burçların pek çok kimsenin hayatında yeri olduğunu anlamak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok aslında... Evlilik programlarında bir köşede oturan astrologların yaptığı yorumlar, durumu yeterince gözler önüne seriyor. Aslında mesele bundan da ibaret değil. Kurumsal pek çok şirket bile eleman seçerken, özellikle de çalışma grubu oluştururken, başvuranların burcunu da dikkate alıyor. Astroloji meraklısı anne babalar da işin içine girince, kimi zaman doğacak bebeğin bile burcu önceden belirlenmiş oluyor ya da sezaryen doğumlarda ebeveynler, 3-5 gün daha bekleyelim, şu burç bundan daha iyiymiş diyebiliyor.

Kimileri mantığa aykırı bulup safsatadan ibaret saysa da, kimilerinin hayati kararlarda bile dikkate aldığı bir konu burçlar.

Peki Osmanlı döneminde yıldızname adıyla bilinen, pek çok İslam âliminin eserlerinde de bahsi geçen burçlara, Kur’an’da ne şekilde yer veriliyor? Faldan farkı, astroloji ve astronomideki yeri ne? Daha da önemlisi burçlar, alacağımız kararlarda bir yol gösterici olabilir mi?

Haberin Devamı

KUR'AN'DA GEÇİİYOR AMA…

Gökyüzüne, yıldızlara ve gök cisimlerine Kur’an’da çok kere yer veriliyor. Burçlardan ise ‘Buruc’ ifadesiyle toplam dört yerde bahsediliyor. Aynı zamanda Kur’an’da ‘gökyüzünün burçlarına yemin’le başlanan 85’inci surenin de adı olan ‘Buruc’u, tefsircilerin çoğu, ayetlerdeki burç kelimesinin astronomideki karşılığıyla ‘takımyıldızı’ olarak yorumluyor.

Burçların Kur’an’daki yeri ve mahiyetiyle ilgili çalışmalardan birine sahip olan Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Davut Ağbal, ‘Kur’an’daki burç kavramıyla astrolojideki burç kavramı arasında ciddi bir ayrılığın’ olduğuna vurgu yapıyor.

Bu noktada Kur’an, astronomi ve astrolojide yer alan burçların birbirinden ne gibi farklılıklar gösterdiğine de değinmek gerekiyor. Bir bilim olan astronomi, teknik ve yöntemleri açısından ‘takımyıldızı’ olarak tanımlanan burçların fiziksel özellikleri üzerinde dururken Kur’an’da daha ziyade bunların ne için var olduğundan ve yaradılış hikmetinden bahsediliyor. Ancak yalnızca Hicr Suresi’nin 16’ncı ayetinde burç kavramı farklı bir biçimde ele alınıyor. Bu ayet-i kerimede ‘Allah Teala’nın gökyüzünde burçlar yarattığı ve yine o burçları onlara bakanlar için süslediği ve taşlanmış her şeytana karşı koruduğu, oradan kulak hırsızlığı yapanlar bulunursa onları takip eden bir alev topunun olacağı’ ifade ediliyor. Bu ayetteki ‘kulak hırsızlığı’ ifadesine dikkat çeken Ağbal, Saffat, Cin ve Şuara surelerinde, bu tabirin cinlerin ve şeytanların bilgi hırsızlığı yapıp yeryüzündeki insanlara yalan yanlış yaydığını bildirmek için kullanıldığını hatırlatıyor.

Nitekim gezegenlerin hareketlerinin genel olarak yeryüzünde bir etkisinin olabileceği, gezegenlerin bulunduğu konuma bağlı olarak bireylerin doğum anında bundan etkilenebileceği, pek çok İslam âlimi ve bilim adamınca kabul görmüşse de, bundan farklı olarak astrolojideki burçlar çeşitli kehanetlerde bulunma aracı olarak kullanılması yönünden dine ters düşüyor. Gök cisimlerinin hareketleri ve konumlarından istifade ederek gelecek ve geçmişle ilgili haber vermenin gerçekle bağdaşan bir tarafı olmadığı ve yasaklandığı gerek Kur’an’da gerekse hadislerde kesin ifadelerle belirtiliyor.

SADECE 12 TİP İNSAN YOKTUR

Haberin Devamı

Fal ve kehanetten arındırıldığında, bir yorum dalı olarak da tanımlanabilen astroloji, yıldızların, galaksilerin, takımyıldızlarının veya gezegenlerin hareketleriyle insan kişiliği, insan karakteri ve insan davranışları arasındaki ilişkiyi ve karakterlerin birbirleriyle uyum derecesini yorumluyor. Doğumların veya önemli olayların meydana geliş tarihine göre insanları gruplara ayırıyor. Karakter yapılarını doğum tarihlerine göre çözmeye çalışıyor. Ancak bunu yeryüzünde yalnızca 12 tip insan var şeklinde yorumlamamak gerekiyor. Nitekim karakter üzerindeki tek belirleyici doğum tarihi olmadığı gibi, sosyal ve fiziki çevre, aile, yaşanmışlıklar gibi daha da çoğaltılabilecek pek çok faktör, karakter üzerinde belirleyici oluyor.

Din psikolojisi alanında çalışmaları bulunan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Başkurt, burçların karakter üzerindeki etkileri kabul edilebilir olsa da bundan hareketle hayatı yönlendirmeye kalkışmanın dinen doğru olmayacağı görüşünde. Bir insanı tanımada ya da hakkında fikir sahibi olmada burç faktörü göz önünde bulundurulabilir olsa da işin çığırından çıkmaması adına bunun tek belirleyici olmadığını akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

Kaynak: Zaman / Arzu Kılıç

Haberin Devamı