Gazete Vatan Logo

Asker kaçakları ve adi suçlularla aynı koğuşta

1 yıllık cezasını çekmek üzere Tekirdağ’ın ünlü Saray Cezaevi’ne gönderilen İlhami Erdil, aralarında asker kaçağı, çek-senet dolandırıcılarının olduğu 8 kişilik koğuşun üst ranzasına yerleştirildi!

İLK BİZ GÖRMÜŞTÜK TIKLAYIN

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli orgeneral İlhami Erdil, önceki gün cezasının onaylanmasının ardından Tekirdağ Saray Cezaevi’ne konuldu. Erdil, karşılıksız çek, adam yaralama, evrakta sahtecilik ve asker firarisi mahkumların olduğu 8 kişilik koğuşa yerleştirildi. 3 no’lu koğuşta, iki kişilik ranzanın üst katına yerleştirilen emekli paşanın, ilaçlarının da yanına verildiği ve geceyi uyuyarak rahat geçirdiği belirtildi.

Paşanın kaldığı cezaevinde yemek verilmediği için hükümlülere haftanın belirli günlerinde kuru erzak dağıtıldığını ve bunları mahkumların kendilerinin pişirdiğini söyleyen yetkililer, her koğuşta televizyon ve buzdolabının da bulunduğunu belirtiler. Yetkililer, Erdil Paşa’nın yerleştirildiği koğuşta da mahkumların herbirinin ayrı görevleri olduğunu kaydettiler.

İşte koğuş arkadaşları:

* Efraim Sezen: Karşılıksız çek suçundan 50 ay 27 gün cezaya çarptırdı.

* Hasan Uludağ (emekli komiser): Adam yaralamadan 2 yıl 2 ay 20 gün ceza aldı.

* Erdal Kocagöz: Resmi evrakta sahtecilik suçundan 1 yıl 8 aya mahkum oldu.

* Emin Nallar: Karşılıksız çek suçundan 221 gün ceza aldı.

* Hüseyin Yıldız: Silahla yaralama suçundan 5 yıla mahkum oldu.

* Vedat Gümüş: Asker firarisi

* Güner Gündoğddu: Askeri emre itaatsizlikten tutuklu.

Çarşambaları görüş günü
Eşi ve kızıyla İstanbul’da evinde vedalaşan Erdil’in yanına çok sayıda kıyafet aldığı, evden çıkarken moralinin yerinde olduğu ama cezaevine girerken yüzünün asıldığı belirtildi. Cezaevi yetkilileri Erdil’e de diğer hükümlülerden farklı bir uygulama yapılmayacağını ifade ederken, Paşa ile görüşmek için şu ana kadar kimsenin başvuruda bulunmadığını söylediler. Cezaevinin görüşmelerin çarşamba günü yapıldığını belirten yetkililer, bunun dışındaki günlerde görüş için cumhuriyet savcılığının izninin gerekli olduğunu kaydettiler.

Cezaevi ile meşhur olan ilçe
Küçük bir cezaevi olan ve diğer cezaevlerine nazaran güvenlik sorunu yaşanmayan Saray Kapalı Cezaevi kesinleşmiş cezası 3 yıldan az olan mahkumlar tarafından tercih ediliyor. İlçe halkı, ünlü mahkumların kalması sayesinde Saray’ın tüm Türkiye’de tanınan bir cezaevi haline geldiğini söylüyor.

Neden ceza aldı?
Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Erdil’i “haksız mal edinme” suçundan 3 yıl hapse mahkum etmişti. Eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 59. maddesine göre Erdil’in cezası, 6’da 1 oranında indirilerek 2 yıl 6 ay olarak belirlenmişti. Kararın temyiz incelemesini yapan Askeri Yargıtay 1. Dairesi de, Erdil’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onamıştı. Erdil infaz yasası gereği 12 ay yatıp çıkacak. 69 yaşındaki Erdil, Necmettin Erbakan gibi “evde hapis” olanağından 75 yaşını geçmediği için yararlanamıyor.

Rütbesi ‘er’e indi madalyalar gitti silahı da alındı!

* Hapis cezasına çarptırılan emekli Oramiral Erdil artık sivil bir vatandaş olacak. Rütbesi alındı, er statüsüne düştü. Rütbenin geri alınma işlemi, verilen hapis cezası çekilmeye başlanmadan yapıldı. Seferberlik halinde kişilerin terhis olduğu son rütbesi esas alınıyor. Erdil, rütbesi alındığı için seferberlik halinde askerliğe “er” olarak çağrılacak. Ancak 69 yaşındaki Erdil, sefer görev emri gönderilmesinde 64 yaş sınırı olduğu için davet edilmeyecek.

* Erdil rütbesiyle birlikte bugüne kadar aldığı tüm nişan ve madalyaları da iade etti.

* Askerlikten çıkarıldı. Hapisten çıktıktan sonra yaşamını sivil bir vatandaş olarak sürdürecek.

* Kuvvet komutanlığının ardından emekli olan Erdil, rütbelerini kullanamayacağı için rütbesiz asker olarak terhis edilmiş sayılacak.

* Askeri kimlik kartına da el konuldu. Artık ne kendisi, ne de ailesi askeri tesis ve kurumlara girebilecek.

* TSK’dan emekli olan muvazzaf subaylara verilen, yaptığı hizmet nedeniyle teşekkür belgesi, hangi rütbe ve kadrodan emekli olduğunu belirten iki belge de Erdil’den geri alındı.

* Emekli maaşında bir değişiklik olmayacak.

* Silahı da alındı. Ama kendisine tahsis edilen korumalar alınmayacak. Korumalar silah taşıyabilecek. Erdil ise silah taşıyamayacak.

Hapse giren 2’nci paşa
Erdil, cezaevine giren ikinci paşa oldu. Daha önce 33 kişiyi kurşuna dizmekten idam cezasıyla yargılanıp mahkum olan Orgeneral Mustafa Muğlalı de hapse girmişti. Olay şöyle oldu. 1943 yılında Van’ın Özalp İlçesi’nin sınır bölgesinde İran’a kaçmaya çalışan bir grup, güvenlik güçlerince sıkıştırıldı. Dur emrine uymayan 33 köylü, Muğlalı’nın talimatı ile öldürüldü. Orgeneral Muğlalı yargılandı ve idam cezasına çarptırılarak cezaevine konuldu. Muğlalı’nın cezası, 20 yıl ağır hapse çevrildi. Askeri Yargıtay kararı bozdu ancak, dava görülmeden, Muğlalı Aralık 1951’de hapiste öldü. Muğlalı’nın 33 kişiyi kurşuna dizmesi, şair Ahmet Arif’in 33 Kurşun adlı şiirine de konu oldu.

Hiçbir asker uğurlamaya gelmedi
Saray Savcılığı’na teslim olan İlhami Erdil’i cezaevine, avukatı Dinçer Eskiyerli ve Erdil’in armatör olan arkadaşı Akın Falay uğurladı. Erdil Paşa’nın moralinin yerinde olduğu belirtildi. Erdil’in eşi Füsun Erdil, eşinin sağlık durumu nedeniyle hastaneye başvurarak erteleme talebinde bulunmak istemediğini ve savcılığa teslim olduğunu söyledi. Füsun Erdil, eşinin yargıya olan saygısı nedeniyle erteleme süresinin dolmasını takiben Saray Cezaevi’ne teslim olduğunu belirtti. Erdil’i cezaevine uğurlamaya hiçbir askeri yetkili gelmedi.

“Saray Cezaevi”nde yatanlar anlatıyor...
Erbil Paşa’nın yatacağı Tekirdağ Saray Cezaevi, geçmiş dönemde “ağırladığı” ünlü isimlerle sık sık anıldı. Petrol-İş Sendikası eski Başkanı Münir Ceylan, futbolcu Tanju Çolak, ’Banker Kastelli’lakaplı Abidin Cevher Özden, Hasan Heybetli, gazeteci Ragıp Duran, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, Hava-İş Sendika Genel Başkanı Atilla Ayçin, Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Işık Yurtçu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi bu cezaevinde yattı.

Tanju Çolak: (Futbolcu)

Hatırlamak istemiyorum
Saray günlerini hatırlamak istemiyorum. Üzerinden çok zaman geçti. Dolayısıyla hatırlamıyorum, konuşmak dahi istemiyorum. Bu konuyla hatırlanmak da istemiyorum.

Münir Ceylan: (Petrol-İş eski Gen. Bşk.)

Yemeği ve çayı tutuklular yapar
1994-1995 yılında cezaevinde kaldım. 4 koğuşu vardı, her koğuşta 8’er, 10’a kişilik olmak üzere toplam 60 kişi kalıyordu. Yemekhanesi yoktu. Yemekleri tutuklular yapıyordu. Çay içmek istersen kendi yapacaksın. Temizlik, yıkama gibi işler için koğuşta kaldığın kişilerle birlikte ortak hareket etmek zorundasın.

“Şofben kurduk”
Benim döneminde her koğuşa birer şofben konuldu. Kütüphanesi yetersizdi. Kendi koşullarımızla kütüphane kurduk. 1800 kaar kitap bağışı yapılmasını sağladım. Avlusu küçüktü. Ortak kullanlacak avlusu yoktu. Saray Cezaevi benim dönemimde popüler oldu. Saray, Tekirdağ’ın küçük bir ilçesi. Sakindir, halkı sıcaktır. Benim ve Tanju’nun çok sayıda ziyaretçisi olduğu için esnaf çok memnundu.

"Yemeğini yaptırmalı"
O dönem duyduğum kadarıyla bu koğuşta yıllar önce Hasan Heybetli de kalmış. Tahmin ediyorum kendisi konumu nedeniyle, kütüphanenin yanında bulunan küçük koğuşta kalacaktır. Bana da önermişlerdi, ancak yalnız kalmaktan sıkılacağım için kabul etmemiştim. Eğer koşulları aynı ise, yemeğini de maddi durumu olmayan bir tutuklu yapar.

Ragıp Duran: ( Gazeteci)

İstanbul’a yakın olması avantaj
Saray Cezaevi’nde bir dönem çok sayıda fikir suçlusu kaldı. İlhami Erdil’in de Saray Cezaevi’nde kalacağını duyunca hafifçe gülümsedim. Eski günlerimi hatırladım. 10 kişilik bir koğuşta kaldım. Yemekler görevlendirilen tutuklular tarafından yapılıyordu. Kütüphanesini Münir Ceylan yapmış, sağolsun çok yararlandık. İstanbul’a yakın olması büyük bir avantajdı. Yakınlarımızın ziyaret etmesi kolay oluyordu.

Atilay Ayçin (Hava-İş Sendikası Bşk)

Küçük ve sorunlu bir cezaevi
Terörle Mücadele Yasası’na muhalefet suçundan 1995’te 6 ay cezaevinde kaldım. Normalde 15 kişinin kalacağı koğuşta 40 kişi ile kalıyorduk. Gündüz yemek yediğimiz masada gece yatıyorduk. Bir yatakta iki kişi vardı. Banyo ve tuvalet temizliği çok zordu. Bir kısmını Münir Ceylan kullanılır hale getirdik. Ben orada boya, badana, kapı ve penceresini değiştirdim. Pinpon masasını yeniledim. Görüş kabinlerini değiştirdim. Telefon hatlarını değiştirdim. Yemek ve çayı biz yapıyorduk. Yıllardır orayı görmedim. Benim dönemde küçük ve sorunlu bir cezaeviydi.


Hazine, hapse giren Oramiral Erdil'in evine el koymayı unuttu

Haksız mal edindiği gerekçesiyle Genelkurmay Askeri Mahkemesi tarafından 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil’in İstanbul Etiler Alkent Sitesi’nde bulunan evlere henüz el konmadığı öğrenildi.

Hapis cezasını çekmek üzere önceki gün Tekirdağ Saray Cezaevi’ne teslim olan Erdil’in eşi ve kızının oturduğu iki daireye ilişkin Genelkurmay Askeri Mahkemesi "zor alım" kararı vermişti. Bu kararın Askeri Yargıtay tarafından onanmasının ardından Hazine Müsteşarlığı’nın evlere el koyması veya evde ikamet eden Erdil ailesiyle "kira sözleşmesi" imzalaması gerekiyordu.

ANKA’nın edindiği bilgiye göre, Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin verdiği kararın üzerinden yaklaşık 8 ay geçmiş olmasına rağmen Hazine, her biri yaklaşık 1 milyon 250 bin dolar değerinde olan dairelere henüz el koymadı.

Haberin Devamı