Temmuz’da dış denge

Haberin Devamı

Mali piyasalar bana yeni zengin babanın şımarık çocuğunu hatırlatıyor. Baba ‘Kredi kartına harcama sınırı getireceğim’ diyor. ‘Hemen değil, alıştırarak yapacağım’ diye ekliyor. Çocuk kendini yerden yere atarak ağlamaya başlıyor.

Dikkatinizi çekmiştir. Örneğin ABD’de reel ekonomiden olumlu haber geliyor. İşsizlik düşüyor. Mali piyasaların da sevinmesi beklenir. Halbuki karalar bağlıyor. Mali çıkarların reel ekonomi ile nasıl çeliştiğinin kanıtıdır. Türkiye’de aynen geçerlidir.

Önemi azaldı

Yazlığın excel dosyalarındaki hasarı sürüyor. Yenisi Temmuz için dış açık tahminim 1.5 milyar dolar (!) sapınca ortaya çıktı. Hatayı bulup düzeltmek yarım günümü aldı. Hafta sonu diğerlerini de kontrol edeceğim.

Temmuz’da cari işlemler açığı 5.8 milyar dolar çıktı. En yüksek Temmuz açığıdır. Böylece 12 aylık cari işlemler açığı 55.8 milyar dolara ulaştı. 2012’nin 4 milyar dolar altındadır. Yedi aylık açık ise 8 milyar dolar artışla 42.1 milyar dolar oldu.

Aslında dış açığın eski önemini yitirdiğini söyleyebiliriz. Bir: döviz kuru dış mali koşullara bağlı olarak sermaye hareketlerine endekslendi. İki: TL’de yaşanan değer kaybı düzeltme sürecini zaten başlattı.

Kim alıyor bu altını?

Ama ayrıntılarda yararlı bilgiler var. Son dönemde iktisat politikası denetimi dışında kalan enerji ve altın ticaretini ayırıyorum. Konjonktür analizinde enerji ve altın hariç yıllık dış açığa odaklanıyorum.

İki yıl önce 27.5 milyar dolarla tarihi rekor kırmıştı. 2013’de 1 milyar doların altına indi. Enerji ithalatı da gevşeyince altın hariç dış açık dört aydır 51 milyar dolara oturdu. Hâlâ yüksektir. Ancak artış eğilimi yoktur.

Altın ticareti ise tam bir bilmecedir. Yedi aylık altın ithalatı 11 milyar dolara tırmandı. Geçen yılın rekor kıran ithalatın iki katıdır. İhracat ise geçen yılın üçte birine indi. Ne oluyor? Kim alıyor bu altını? Net hata noksan fazlası ile bağlantılı mı?

Yerim bitti. Cevaplar başka yazılara kalıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR