Para basmanın dayanılmaz cazibesi

Haberin Devamı

Yarın TÜİK ikinci çeyrek milli gelirini açıklıyor. Piyasa büyümeyi ikinci çeyrekte yüzde 3.3, 2012’de yüzde 3.1 öngörüyor. Ben ikinci çeyreğin yüzde 4’ü aşmasını bekliyorum. 2012 için yılbaşında yüzde 4.5 dedim. Revizyon gerekebilir.

Temmuz ödemeler dengesi sonuçları da yarın çıkıyor. Piyasa cari işlemler açığını 4.1 milyar dolar hesaplıyor. Katılıyorum. Yıl sonu tahmini de 61 milyar dolara geriledi. Bana 60 milyar doların altı daha makul geliyor.

Davos toplantılarını düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabet Raporu 2012-13 yayınlandı. Türkiye geçen yıla göre sıralamada 16 sıra atlayıp 43’e yükseldi. İtalya’ya (42) ve Polonya’ya (41) yetişti.

Rapor başarılı performansı hızlı büyümeye, mali istikrara ve kurumsal çerçevedeki gelişmelere atfediyor. Rekabetçi ve büyük iç piyasayı vurguluyor. Ama eğitimde ve emek piyasasında yetersizliğin rekabet gücünü azalttığını hatırlatıyor.

Bas parayı, kurtul...

Köroğlu’na nazire, “kağıt para icat oldu, mertlik bozuldu!” diyebiliriz. Hoş, artık para basmak için banknot matbaasına da ihtiyaç kalmadı. Parmakları bilgisayar klavyesinin üzerinde dolaştırmak yetiyor.

Olacak, oluyor, olmak üzere derken, Süper Mario nihayet bombayı patlattı. Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) tahvil alım programını tavan koymaksızın başlattığını açıkladı. Mali piyasaların sevinci anında borsalara ve faizlere yansıdı. Euro değer kazandı.

Olayın buraya geleceği baştan itibaren biliniyordu. Daha önce çok yazıldı. Olayın iki boyutu var. Biri siyasidir. Euronun dağılması Avrupayı siyasi birliğe taşıyan sürecin de sonu olabilir. Dolayısı bıçak kemiğe dayandığında bir şekilde uzlaşma sağlanır.

Diğeri tekniktir. Mali krizin kısa dönemde tek ilacı para basmaktır. Böylece karşılığı olmadığı korkusu ile piyasanın istemediği mali varlıklar Merkez Bankasının aktifine taşınır. Yani karşılık riski kamuya aktarılır.

Dikkat: para basmak zorunludur ama çözüm değildir. Esas tedaviye zaman kazandırmak için hastanın ateşinin düşürülmesi muadilidir. Gene de euro krizinin çözümü yolunda atılmış önemli bir adımdır.

Bu para basma işini vatandaş anlamakta çok zorlanıyor. Para nedir? Karşılığı var mıdır? Kim basar? Neden basılır? Basılınca ne olur? Sakin bir zamanda bu ilginç konunun ayrıntılarına girmek istiyorum.

Türkiye’ye etkileri

AMB’nın ortalığı yeniden likiditeye boğması Türkiye’yi iki kanaldan ama zıt yönde etkiliyor. Reel ekonomi kanalı olumludur. AB’nin resesyonu Türkiye’nin ihracatını düşürüyor. Resesyondan çıkması dış açıkta düzeltme sürecini kolaylaştırıyor.

Mali kanal olumsuzdur. Bol likidite ve düşen risk algısı sermaye girişini arttırıyor. TL değer kazanıyor. Dolayısı ile dış açıkla mücadelenin kritik aracı döviz kuru üzerinde hakimiyet kaybediliyor. Yani düzeltme sürecini zorlaştırıyor.

Hangisi ağır basar? Şu anda bir şey söyleyemem. AMB’nin fiili uygulamasını ve TCMB’nin politika tepkisini görmek gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR