İlk yarıda kamu dengesi

Haberin Devamı

Pazar günü Roubini’nin 2013’te resesyon öngörüsüne değindim. Bir profesyonel iktisatçı dostumdan tepki geldi. Haksız diyemem. Mesajını aynen alıyorum.

“Asaf hocam; 2013 borsa düzeltmesini bekleyen Roubini mi yoksa okurunuz mu? Eğer okurunuz ise ciddiye alacağım. Eğer Roubini ise, bozuk saat modelini müthiş bir ticari başarıya dönüştürmesi dışında benim nezdimde bahsettiğiniz okur kadar dahi kredibilitesi yok açıkçası.”

The Economist’in ünlü Big Mac döviz kurları açıklandı. Temmuz fiyatlarını kullanıyor. Kriz öncesi (2007) ile karşılaştırıyor. Euro’da değer kaybı yüzde 20’yi buluyor. 15 para birimi arasında maalesef TL yer almıyor. İnternete baktım, ayrıntılı tablo konmamış.

TL nereye kadar değer kazanır? Döviz sepeti 2.00 TL’nin altını deniyor. Ama tutunamıyor. 2.00 TL’yi alt sınır görüyorum. Yıllık dış açığın hâlâ 60 milyar doların üzerinde olduğunu hatırlatalım.

Bütçede bozulma

Yabancı yatırımcılar neden TL’yi güvenli liman görüyor? Şüphesiz büyüme potansiyeli, bankacılık kesimi, para politikası, faiz farkları önemlidir. Ancak, öncelik daima bütçe performansına ve borç dinamiğine verilir.

Son dönemde ilginç bir durum belirdi. Haziranda bütçe açığı beklenenin epey üzerinde çıktı. Hatta Maliye Bakanı Şimşek tedirginliğini belirtti. Tebdir alma gereğinden söz etti.

Kısaca sayıları görelim. Haziranda bütçe 6.3 milyar TL açık verdi. Geçen yıl 3.1 milyar TL fazla vardı. Yani aylık bozulma 9.4 milyar TL’ye ulaştı. Nitekim geçen yıl 4.7 milyar TL fazla veren faiz-dışı denge 4.4 milyar TL açığı dönüştü.

Haziranın olumsuz sonuçları ilk yarıyı etkiledi. Bütçe açığı 6.7 milyar TL’ye yükseldi (2011’de 0.7 milyar TL). Faiz-dışı fazla 19.6 milyar TL’ye geriledi (2011’de 25.3 milyar TL). 6 milyar TL civarında bir bozulma anlamına geliyor.

Dikkatinizi çekerim. Bütçe gerçekleşmesi 15 Temmuz’da açıklandı. Döviz kurunun seyrinden de anlaşıldığı gibi, Türkiye’ye sermaye girişi ona rağmen devam etti. Yani bütçe yabancıları korkutmadı. Neden?

Borç oranı düşüyor

Bilmecenin çözümü borç dinamiğinde yatıyor. Haziran sonunda merkezi yönetim brüt borç stoğu yayınlandı. Toplam borç yüzde 1 artışla 524 milyar TL’ye yükseliyor. Dönem enflasyonu yüzde 2; yani brüt borç stoğunda reel yüzde 1 düşüş var.

Şimdi esas kritik göstergeye, brüt borcun milli gelire oranına bakalım. 2011’de yüzde 40’tı. İlk yarıda yüzde 38.1’e iniyor. Ekonominin yavaşlamasına ve bütçe performansının bozulmasına rağmen borç oranında 2 puan iyileşme gerçekleşiyor.

Lafı uzatmayalım. Bu sayılar Türkiye’nin maliye politikasında sahip olduğu geniş manevra alanına işaret ediyor. Biraz da bugünü düşünerek, mekanizmaları iki ay önce (29 Mayıs) bu köşede özetlemiştim. Yerlileri bilmem ama yabancıların okuduğu anlaşılıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR