Kriz geliyor mu?

Haberin Devamı

ABD ve AB kökenli sorunların mali piyasalarda yarattığı fırtına biraz sakinledi. Dünya borsalarındaki düşüşe makul bir açıklama getirmek nispeten kolaydı. Ardından gelen toparlanma için aynı şeyi söyleyemiyoruz.

Rivayetler muhtelif. Fed gevşek para politikasının 2013’e kadar süreceği konusunda garanti verdi. Mali piyasalar bol likiditeyi daima sever. Teknik bir düzeltme olduğunu savunanlar da var.

Toparlanma İMKB’ye de yansıdı. Döviz kuru önce direndi. “0.5 $ + 0.5 Euro” döviz sepeti çarşamba 2.15 TL’yi gördü. Dün kur da gerilemeye başladı. Sepet kur bir süre 2.10 TL civarında dalgalanır.

Merkez Bankası bugün Haziran ödemeler dengesi sonuçlarını açıklıyor. İç talebin sakinleşmesi ve TL’nin değer kaybı önümüzdeki dönemde dış açığı geri plana attı. Gene de ilk yarıda bir daha yakalanması zor bir rekor kırıldığı çok açıktır.

İktisatçıya ilgi arttı

Son olaylar iktisatçıya ilgiyi artırdı. İşler iyi giderken insanlar kısa bir merhaba ile yetiniyor. İki kelime havadan sudan sohbet ediliyor. Ekodiyalog’un akıbeti soruluyor. Halbuki şimdi doğrudan konuya giriliyor. “Hoca, yeni bir dünya krizi geliyor, değil mi?”

Kamuoyunun tedirginliğini gösteren bir başka karinem var. Piyasalar karışınca Hasan Cemal mutlaka arar. Neler olup bittiğini öğrenmeye çalışır. Çarşamba akşamı telefon etti. “2008’deki kadar ağır bir kriz olur mu?” diye sordu.
Aynı soru gece yeğenimden geldi. Biraz konuştuk. Dışarıdaki olayların Türkiye’ye 2008’e benzer şekilde yansımasından çekindiğini gördüm. Böylece bugünkü yazı konumun çıktığına karar verdim.

Tahmin edileceği gibi, bu tür genel sorulara somut cevaplar vermek çok zor. Teknik ayrıntılar insanların ilgisini çekmiyor. Dikkat aralıkları birkaç dakika ile sınırlı oluyor. Kolay yutulan hap gibi bir cevap isteniyor.
Ben de onu deniyorum. Üç basit temaya indirgedim. Bir: Kısa dönemde dünya ekonomisini zor günler bekliyor. İki: Ancak 2008 benzeri sert çalkantı ihtimali düşüktür. Üç: Türkiye 2008’e kıyasla olumsuz küresel koşullara daha hazırlıklıdır.

Kısa durum özeti

Küresel düzeyde temel sorun dünya ekonomisini 2008’e taşıyan reel dengesizliklerin süregelmesidir. Önemli adımlar atıldı. Ama bunları düzeltecek mekanizmalar yeterince çalışmadı. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi.

Bence Çin’in sorumluluğu büyüktür. Gelişmiş ülkelerin yavaşlaması bu kez Çin’i özellikle olumsuz etkileyecektir. 2008 sonrasında zorunlu düzeltmeye direndi. Eski modelinde israr etti. Gecikmenin bedelini hem kendi hem dünya ödüyor.
Türkiye 2008’de iktisat politikalarını gevşetmekte çok geç kaldı. Bu ise gereksiz yere resesyonu derinleştirdi. O dönemde çok eleştirdim. Bu kez erken tedbir alındı. Yönetimin dersini öğrenmiş olması sevindiricidir. Türkiye bu sancılı dönemi nispeten hafif atlatabilir.

DİĞER YENİ YAZILAR