İlk çeyrekte dış ticaret

Haberin Devamı

ABD Merkez Bankası da kamuoyu ile iletişimde nihayet çağı yakalamaya karar verdi. Tarihinde ilk kez başkanı televizyona çıkıp soruları cevaplandırdı. Gazetelerde okudunuz. Özetle, ilave gevşeme yok ama para politikasını sıkmayız dedi. .

Mali piyasalar haberi sevinçle karşıladı. New York borsası hemen kriz sonrasının yeni zirvesine tırmandı. Euro-dolar paritesi 1.50’ye yaklaştı. Ancak aynı anda enflasyon korkuları da depreşti. Kıymetli madenlerin (altın ve gümüş) fiyatları yükseldi.

Yılın ikinci, Başkan Başçı’nın ilk Enflasyon Raporu yayınlandı. Merkez Bankası yıl sonu için kendi enflasyon tahminini 1 puan artışla yüzde 6.9’a çekti. Ancak fiyatlar üzerinde talep baskısı görmüyor. Farkı petrol fiyatı ve tekstilde gümrük vergilerine atfediyor.

Raporun esas amacının yeni para politikası bileşimine yönelik tereddütleri dağıtmak olduğu hemen görülüyor. Kutulara yararlı açıklamalar konmuş. Sıkı para politikasının süreceği tekrar vurgulanıyor. Ayrı bir yazı dizisi yapacağımı söylemiştim.

Sayılar vahim

Mart dış ticareti TÜİK tarafından Cuma sabahı açıklandı. Dün gazetelere yansıdı. Piyasa Mart’ta 8.5-9 milyar dolar dış ticaret açığı öngörüyordu. Halbuki 10 milyar dolar çıktı. Tarihin en büyük aylık dış ticaret açığıdır.

Aslında ihracatta geçen yıla göre sağlıklı bir büyüme var. Yüzde 20 artışla 11.9 milyar dolara tırmandı. Yani açık tümü ile ithalatın çıldırmasından kaynaklanıyor. Yüzde 44.4 artarak 21.6 milyar dolara ulaştı. Bir tarihi rekor daha...

İlk çeyrek (Ocak-Mart) sayıları da benzer çıkıyor. Geçen yıla kıyasla ihracat yüzde 21 ama ithalat yüzde 45.6 artıyor. Dolayısı ile dış ticaret açığı iki katı büyüyerek 25.4 milyar dolara tırmanıyor. Bir tarihi rekor daha...

Aynı eğilimler TÜİK’in yayınladığı takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş verilere yansıyor. 2010’un son çeyreğinden bu yılın ilk çeyreğine ihracat yüzde 3.3 (yıllık yüzde 14), ithalat ise yüzde 9.4 (yıllık yüzde 40) artıyor.

Bu açık sürdürülemez

İki ay önce, 1 Mart tarihli yazımda Ocak dış ticaretine bakarken uyardım. 2011’de dış ticarette 100 milyar dolar, cari işlemlerde 80 milyar dolar açığa kendinizi hazırlayın dedim. Merkez Bankası’nın Şubat’ta tercih ettiği bekle-gör tavrını eleştirdim.

Görünen köy kılavuz istemez. İlk çeyrek cari işlemler açığı 20 milyar doları geçer. Yani dış açığın milli gelire oranı yüzde 10 hatta üstüne çıkar. Son oniki ayın açığı da 60 milyar doları görür. Yıllık milli gelirin yüzde 8’i demektir.

Hatırlarsanız yılbaşında 2011 için tahmin yapmadım. Bir nedeni yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Mevcut konjonktür dış açığın milli gelire oranını yüzde 10’a taşıyor. Bence bu düzeyde bir dış açığın sürdürülmesi zordur. Mutlaka bir düzeltme gelecektir.

Ne zaman? Kim yapacak? İntizamlı olur mu? İktisat politikasının öncelikli sorunları bunlardır. Önümüzdeki günlerde bu soruların ayrıntılarına girme fırsatımız olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR