2010’da kamu borcu

Haberin Devamı

Küresel mali piyasalar haftaya tedirgin girdi. Japonya’da düşüş sürdü. Yazıya oturduğumda Amerikan borsaları açılmamıştı. Ama Avrupa’da (ve Türkiye’de) korkulan gerçekleşmedi. Borsalar az çok yatay seyretti.

Türkiye’de dikkatler döviz kuruna odaklanmıştı. Yukarı hareketin devam edip etmeyeceği merak ediliyordu. “0.5 dolar+0.5 euro” döviz sepeti 1.90 TL’de kaldı. Günü böyle bitirme ihtimali yüksek duruyor.

Haftanın kritik verisi Ocak enflasyonudur. Perşembe günü çıkıyor. Yıllık enflasyonun düşeceği kesin ama TL’nin değer kaybı ayrıntıları önemli kıldı. Bugün İstanbul Ticaret Odası ücretliler geçim endeksi açıklanıyor. Bir fikir verebilir.

Gönlüm para politikası tartışmasını sürdürmek istiyor. Ama sizin sıkılmış olduğunuzu düşünüyorum. İktisatçılar zaten para politikasını çok önemser. Bende takıntıya dönüşmesinden korkuyorum. Mesleğin cilvesi diyebiliriz.

Bütçeye “sağlama” yapıyoruz

2010 sonu itibariyle merkezi yönetim borç stoğu verileri açıklandı. AB tanımlı borç stoğu ile adeta özdeştir. Hazine’nin doğrudan borcunu kapsıyor. Diğer kamu kuruluşlarının borcunu ve kamu varlıklarını net borç stoğu yayınlandığında göreceğiz.

Kamu borcunun değişimi bütçe gerçekleşmesini kontrol etmek için kullanılır. Bir tür sağlama işlemidir. Hatırlatalım. Muhasebe gereği, bir dönemin bütçe dengesi o dönemdeki borç değişimine eşittir.

Maliye politikasında borç değişimi ile sağlama yapmanın ek yararları vardır. Bütçe dışı kamu gelir ve harcamaları borç stoğuna yansır. Keza, kamunun sermaye kazanç ve zararları da dâhildir. Dolaylı yoldan enflasyon muhasebesi denebilir.

2010’da maliye politikasının nispeten sıkı olduğu biliniyor. Bütçeyi değerlendirirken iki nedeni vurguladık. Bir: Özel tüketimde patlama vergi gelirlerini artırdı. İki: Hükümet bütçe disiplinini korumaya önem verdi.

Ne kadar sıkı? Kesin bir sonuç için net borç verileri gerekiyor. Ama brüt borç stoğu ile genel eğilimi saptayabiliyoruz. Sonuçlar aşağıdaki tablodadır.

Kamu borcundan al haberi

İlk üç sütün 2001, 2009 ve 2010’un fiili borç tutarlarıdır. Toplam, TL ve döviz cinsinden bakıyoruz. Borcun 2010’da ve 2001’e kıyasla reel değişim oranları son iki sütunda yer alıyor. Hesabı TÜFE ile yapıyoruz. Bilgi için dolar kurunu ve borç/milli gelir oranlarını da tabloya ekledim.

2010’da brüt kamu borcu artışı 31 milyar TL’dir. TL borcu 34 milyar TL artarken döviz borcu 3 milyar TL azalıyor. Nedeni dövizle iç borçtaki düşüştür. Kurdaki yükselişe dikkat çekelim.

Enflasyonu temizleyince, kamu borcunda reel artış yüzde 1 oluyor. 2009’un borç stoğu ile çarpınca 2010’da reel kamu açığının milli gelire oranı hesaplanıyor: Binde 5 (yüzde 0.5). Sıkı maliye politikası demektir.

Daha ilginci enflasyondan arındırılmış borcun 2001’le karşılaştırılmasıdır. Yüzde 1 düşüş çıkıyor. Bütçenin geçtiğimiz dokuz yıl toplamında küçük de olsa fazla verdiğine işaret ediyor. Bütçe fazlası büyüme ile birleşince borç oranı yüzde 74’den yüzde 43’e iniyor.

“Can çıkar huy çıkmaz” derler. Para politikası ile bitirelim. 2010’un yüksek TL faizlerini yabancıların neden bu kadar çok sevdiklerini tablo çok iyi özetliyor.

2010

2001 2009 2010 2010 2001

Yıl Yıl Yıl reel reel

Milyar TL Sonu Sonu Sonu değ. (%) değ. %

Toplam Borç 178 442 473 1 -1

Toplam TL Borcu 79 313 347 4 64

Toplam Döviz Borcu 99 129 126 -8 -53

Dış Borç 56 112 120 2 -20

Dövizle İç Borç 44 17 5 -70 -95

Dolar kuru (YTL) 1.44 1.51 1.55 3 7

Toplam Borç/GSYH (%) 74 46 43 -7 -42

DİĞER YENİ YAZILAR