İlk yarıda dış ticaret

Haberin Devamı

Yayınlanan ilk yarı sonuçlarını değerlendiriyoruz. Sanayi üretimi ile başladık. İyi haber: İkinci çeyrekte büyüme hızı yüksek çıkacaktır. Çift haneli bile olabilir. İki kötü haber: Sanayi hâlâ kriz öncesini yakalayamadı ve Haziran’da üretim geriledi.

Bugün ilk çeyrek dış ticaret verileri ile devam ediyoruz. Ben kendimi bildim bileli Türkiye ekonomisinde “zincirin zayıf halkasını” dış ticaret oluşturur. Çocukluğum, gençliğim ve orta yaşlarım bu sorunla geçti. Yaşlı günlerim de öyle geçiyor.

Dış açık kamuoyunun özellikle duyarlı olduğu göstergelerin başında gelir. Sokaktan bir vatandaşı çevirip ekonominin risklerini sorun. Geçmiş döviz krizlerinin toplumun müşterek hafızasında bıraktığı izler derindir. Büyük çoğunluk önceliği dış açığa verecektir.

Buna karşılık çözümü konusunda etkileyici bir kafa karışıklığı hüküm sürer. Aynı durum profesyonel iktisatçılar için de geçerlidir. Örnek isteyen, son dönemde yoğunlaşan döviz kuru tartışmalarına göz atabilir.

Dış açıkta hızlı artış

Ocak-Haziran dönemi dış ticareti sayılarını 2009’un aynı dönemi ile karşılaştıralım. İhracat yüzde 15 artışla 55 milyar dolara, buna karşılık ithalat yüzde 34 artışla 83 milyar dolara ulaşıyor. İthalat ihracattan iki kat daha hızlı artıyor.

Mutlak sayılar daha aydınlatıcı oluyor. İhracatta 7 milyar dolar, ithalatta ise 21 milyar dolar artış var. Yani ithalattaki artış ihracatın üç katı. Dolayısı ile dış ticaret açığı da yüzde 94 büyüyerek 29 milyar dolara tırmanıyor.

Dış ticaret verilerini analiz ederken euro-dolar paritesini hesaba katarız. Ancak Ocak-Haziran döneminde ortalama parite geçen yıla eşit (1.33) çıkıyor. Dolayısı ile yukarıdaki bulgularda parite etkisi olmadığını anlıyoruz.

Yıllık sayılara dönelim. Son on iki ayın ihracatı 109 milyar dolar, ithalatı 162 milyar dolar, dış ticaret açığı 53 milyar dolar çıkıyor. Bu gidişle yıl sonunda dış ticaret açığının 60 milyar doları aşma ihtimali yüksektir.

Bu sonuçlar şaşırtıcı değildir. İç tüketimdeki canlanma ucuz dövizle birleşince, talep iç üretimden ziyade ithalata yöneliyor. Aynı anda AB’nin duraklaması ihracatı iyice zorluyor. Neticede dış ticaret açığı patlıyor. Sayılar bunu gösteriyor.

İhracattan kötü haber

Gelelim konjonktür analizine. TÜİK dış ticaret verileri için takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş serileri yayınlamıyor. Tramo-Seats yöntemi ile kendim hesaplıyorum. Parite etkisini temizlemek için “0.5 $ + 0.5 euro” döviz sepetini kullanıyorum.

Yunanistan krizi ve euronun değer kaybı açısından özellikle Haziran sayılarını merak ediyordum. Takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş döviz sepeti bazında bakınca, mayısa kıyasla ihracatın yüzde 3.5, ithalatın yüzde 0.8 düştüğü çıkıyor.

Haziran’da ortalama parite 1.22 ile son dört yılın en düşük düzeyine inmişti. Sonra biraz toparlandı. 1.30’lara geri döndü. Ona rağmen Haziran’da ihracatta yaşanan düşüşün yakın gelecek için ciddi bir tehlikeye işaret ettiğini söyleyebiliriz.

DİĞER YENİ YAZILAR