Kritik faiz toplantısı

Haberin Devamı

Son iki yazıda Kasım ayı sanayi üretimi ve dış ticaret verilerine baktık. Üretimde, ihracatta ve ithalatta yaşanan çöküşü saptadık. Hafta başında kasım ödemeler dengesi açıklandı. Cari işlemler açığının beklenenin ötesinde gerilediği görüldü. Manzara fevkalade kötüdür. Dördüncü çeyrekten itibaren, iç ve dış talepte sert kasılma sonucunda ekonomi hızla küçülmektedir. Daralan dış açık ise iç talepteki düşüşün dış talebe kıyasla daha sert olduğunu göstermektedir. Bir dengesizlik halinde iktisatçılar en çok düzeltmenin ekonominin küçülmesi yolu ile gerçekleşmesinden korkar. Maalesef korkulan olmuştur. 2008’in ikinci yarısında ekonominin küçülme kısır döngüsüne girmesi engellenememiştir.

2008’de para politikası

Bu açıdan, Para Politikası Kurulu’nun - PPK - bugün yapacağı toplantı ve alacağı faiz kararı son derece kritiktir. Abartmak istemiyorum ama Merkez Bankası yönetiminin bir yol ayrımına geldiğini düşünüyorum.

2008’in son aylarına kadar Merkez Bankası iç talepteki duraklamayı ve içerdiği resesyon riskini yeterince ciddiye almadı. Enflasyon üzerinde talep baskısının ortadan kalktığını gösteren güçlü işaretlere rağmen para politikasını sıkı tutmayı tercih etti.

Hatta durgunluk eğilimlerinin belirginleştiği yaz başında gecelik faizleri yükselterek para politikasını daha da sıkma yoluna gitti. O zaman eleştirdim. Döviz kurunu baskı altına alma çabalarının yanlış olduğunu söyledim. Yüksek faizler amaçlanan sonucu sağladı. Küresel mali piyasalardaki gerginliğe rağmen döviz girişi devam etti. Yaz boyunca TL değer kazandı. Talep küçülürken ithalat teşvik edildi. Her zaman olduğu gibi bedelini sanayiciler ve ihracatçılar ödedi. Ardından ekim küresel mali fırtınası geldi. Faizlerin döviz piyasasının vurulmasını engelleyecek kadar yüksek olmadığı ortaya çıktı. Sonbaharda TL değer kaybetti. Ağır bir küresel resesyon kesinleşti.

Merkez Bankası’nın tavır değiştirebileceği yönünde ilk işaret kasımda geldi. Piyasanın tersine baskısına rağmen PPK faizde sembolik bir indirimi yaptı. Aralık’ta daha anlamlı bir indirimle piyasayı tekrar şaşırttı.

Gün cesaret günüdür

Bu sabah itibariyle Merkez Bankası’nın gecelik borçlanma ve fonlama faizi, sırası ile, yüzde 15 ve yüzde 17,5’tur. Bileşik yıllık faiz, aynı sıra ile, yüzde 16,2 ve yüzde 19,1 ediyor. 2009 yılı para programında Merkez Bankası’nın kendi enflasyon tahmini ise yüzde 7,5’tur. Yani reel faiz, hesap yöntemine göre, yüzde 7,5-11,6 arasında bir yerdedir.

Reel faiz hangi konjonktürde bu düzeyde tutuluyor? 2009’un ilk yarısı için yüzde 5’lere varan küçülme bekleniyor. İyimserler bile 2009’da ancak sıfır büyüme öngörüyor. Ortada deflasyon rivayetleri dolaşıyor.

Velhasıl artık sembolik faiz indirimleri anlamsızdır. Reel faizde düşüş getirmez. O zaman ne kadar indirim? Bakkal hesabı yapalım. İki zor soru var: Talep yetersizliğinin hızla küçülttüğü bir ekonomide gecelik reel faiz ne olmalı? O düzeye hangi sürede ulaşılmalı? İlkine sıfır, ikincisine hemen derseniz, faiz indirimi bellidir: 7,5-11,6 puan aralığı.

Uyarı: Bu hesap gerekli indirim hakkında fikir veriyor ama eksiktir. Çünkü faiz kararı döviz kurunu ve iç talebi yani enflasyonu etkiler. Neyse, bugün PPK’nın cesur davranıp resesyonla mücadeleyi destekleyen bir tavır sergilemesini temenni ediyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR