"Bilmediğin,
Bu hikayede şair benim.
Şiir sensin.
Birazdan kafamdan uyduracağım seni
Ve sen yeniden ete-kemiğe bürüneceksin.
Kendin gibi gelecek,
Bendeki halinle gideceksin." -Bitli Pileyboy
Bütün büyük kazalar, dikkatsizlik anında çıkar.
"Ayağı kırıldığı için öldürülmesi gereken atlar; 'Ben yalnızca bir ayakmışım meğer!' diye söylenmişler midir kendi kendilerine? Ve nal, hani uğur getirirdi?" -Küçük İskender
Birbirimizin kanını emdikçe güçleniyoruz.
Birbirimizin mutluluğuna yalandan alkış tutup kayıplarına açıktan sevinirken.
Yıkılıp dağılan her şey, içimizdeki bir parçalanmışlığı tamamlayacak sanki
Öyle sansar gibi pusuda bekliyoruz.
Biri düşsün de ölsün diye.
Biri ağlasın da izleyeyim diye.
Etinden bir parça koparıp içimizde eksik bir yerlere koyalım diye.
Hayatta fayda göremeyeceğiniz şeyler var.
Özür dilemek faydalıdır mesela.
En rezil durumda bile onarıcıdır.
Vaktinde özür dilemek daha da faydalıdır.
Hayat kurtarır.
Üste çıkmak faydasızdır.
İnkar etmek faydasızdır.
İnat etmek faydasızdır.
“Bütün fotoğraflarımızdan kesip çıkardım gözlerimizi.” –Küçük İskender, Ciddiye Alındığım Kara Parçaları
İçeride kalabalığız.
Ben ve ardımda bıraktığım cesetler.
Eski bir fotoğraf karesinde bile gülümseyemiyorlar bana artık.
Bütün fotoğrafların kenarları kesik.
Ve ben ortadayım.
Tam ortada…
Tüm fotoğrafların ortasında, kalabalığın arasında, tek.
“Yangında ilk kurtarılacak, kelimelerdir. Kelimelerimiz yanıp kül olduğunda başlar tükeniş. Aşk, susmayı seçmekle biter. Kavga varsa kelimeler var, yani ümit vardır. Bu yüzden değil mi bazen on tedavi seansında bulamadığımız dermanı bir şarkının sözlerinden, bir şiirden çekip çıkarmamız.” –Nazan Bekiroğlu, Kelime Defteri
Geç gelen aklın, hızla akan şu dünyada hükmü yok, biliyorsunuz.
Düşünmekten çok yaşamak zorundayız, görüyorsunuz.
Durup bekleme yaptıkça kaybediyoruz…
Bak ondan da eminiz.
Yine de kalkıp gidemiyoruz.
Durup sevemiyoruz.
Ortası bulunamıyor hiçbir şeyin.
Hayatın her alanında Picasso gibiyim.
Doğruyu bildiğim halde yanlışa düşmekten alamıyorum kendimi.
Dışarıdan bakan biri, tarz yaratmaya çalıştığımı düşünebilir.
Kim bilir?
Belki de gerçekten yeni bir tarzı kovalıyorumdur.
Yanlış yapa yapa başka bir doğru yaratacağımdır belki.
Olamaz mı?
Olabilir.
“Bütün küçük kızlara güzel oldukları söylenmeli; öyle olmasalar bile.” –Marilyn Monroe
İlk kez bir marka için bir yazı yazacağım.
Üstüne para ya da hediye almam gerekmiyor bunun için başkaları gibi.
Tam tersine beni gülümseten, mutlu eden bir işe imza attıkları için teşekkür edeceğim sadece...
Dove’a.
Kıvırcık saçlı küçük kız çocuklarıyla çektikleri “Saçlarını taçlandır” konseptli reklam filmi için.
Evet her 10 kıvırcık saçlı kız çocuğundan 6’sı saçından NEFRET eder.
Hatta bana sorarsanız, aklı olan her kıvırcık saçlı kız çocuğu saçından nefret eder.
“Arkadaşlarımı kaybettim. Bazılarını ölüm yüzünden, diğerlerini sokağın karşısına geçmeyi bile beceremedikleri için.” –Virginia Woolf
Açık konuşmak istiyorum… Hayatım boyunca, arkadaşlarımdan çektiğimi düşmanlarımdan çekmedim ben.
Kazığı onlardan yedim.
Yalanı onlardan dinledim.