AROG'un setinden ilk tüyolar

AROG’a dev transfer!
Pazar gününe yakışır eğlenceli mevzulara dalalım bugün...Size biraz AROG’dan tüyolar vereyim... Cem Yılmaz’ın yeni filminden...

Sağda solda okumuşsunuzdur... Nil Karaibrahimgil ile ben de varız AROG’da...

Benimki bir nevi bir misafir oyunculuk...

Cem, ‘Aaabi sen eski kalecisin, filmde kalemize geçsene be’ deyince fitbolculuk damarlarım kabardı ‘cup’ diye atladım...

Mart ayından beri güle eğlene filme hazırlanıyoruz...

Gördüğünüz gibi ben sakalları koyverdim...

Karikatürlerimde çizdiğim ‘Deli Ziya’ya benzedim...

AROG’un çekimleri Mayıs’ın ilk günlerinde Antalya’da başladı. Kardeşiniz de gidip geliyor sete...

İşte bu yüzden, ‘içeriden’ olmanın verdiği avantajla basında ilk AROG tüyolarını benden duyun istedim...


Bomba iki... Çok ünlü bir futbolcu da AROG’da!
Bunu söylememem lazımdı ama tüyo olarak vereyim...

Türk futbolunun çok ünlü bir siması, şimdi futbol yorumları yapan ‘dev’ bir isim de AROG’da...

Kısa ama çok etkili bir rolü var...

Adını verirsem gazozun gazı kaçar, o yüzden tahmin edin bakalım kimmiş bu ünlü futbolcu-yorumcu?..

Bu arada fırsat buldukça AROG’dan tüyolar vermeye devam edeceğim, ilk sizler duymuş olacaksınız...

Son olarak kısaca şunu söyleyebilirim ki, AROG hikaye olarak da, komiklik olarak da, kalite olarak da GORA’yı ikiye katlayacak gibi görünüyor... Benim yorumum bu...


Antalya’ya gittiğim gün, Cem, ‘Abi filme yeni bi karakter bakıcaz... Dev bi transfer olucak amma ben biraz tırsıyorum, helecanlanıyorum sen de gelsene’ dedi...

‘Çekimler yeni başladı, herhalde onun heyecanıdır’ diye düşündüm, ‘Ayıpsın, hadi gidelim’ dedim...

Atladık arabaya, ‘dev transfer’i görmeye gittik...

Belek’de bir ‘su’ kenarına geldik... Orada bizi ‘Kurtlar Vadisi’nin ‘Muro’sunu andıran esmer bir delikanlı karşıladı...

‘Hoşgeldiniz aabi bekleyin’ dedi...

‘Ulan Allah Allah amma gizemli bi transfermiş, kim acaba?’ diye düşünürken, delikanlı bizi aldı, kocaman bir havuzun kenarına götürdü...

‘Hayvan hazırlanıyor, birazdan sizinle görüşücek’ deyince, ben bunun şifreli bir konuşma olduğundan kıllandım...

‘Ne demek hayvan hazırlanıyor, biz transfere gelmedik mi be?’

Derken delikanlı’nın sesini duyduk... ‘Abim hayvan hazır geliyür!’

Merakla beklemeye başladık...

Veee sonunda, havuzun yanındaki bir mekandan ‘dev’ transferimiz çıktı...

Aaaa hakkaten hayvan!..

Hem de koskocaman bir hayvan!..

Helecandan ‘Foook!’ demişim... Esmer delikanlı hemen düzeltti, ‘Ne alakası var abi bu Mors, dünyanın en büyük deniz memelisi!..’

‘Olur mu be, en büyüğü balina’ demişim...

Delikanlı, ‘Bıyıklı olarak en büyüğü bu abi’ deyince şok olduk...

Meğer göreceğimiz hayvan bir deniz aygırıymış, yani Mors!..

Cem, ‘Heten abüü sen mors alfabesi biliyor musun, nasıl anlaşıcaz bu hayvanla?’ diye bi kılçık attı bana...

Esmer çocuk hemen atıldı gene, ‘Aaabi transfer için Mors’un menaceri Adrian’la görüşmeniz lazım!’

Neticede Adrian geldi, oturduk konuştuk...

Burada transfer ücretiyle ilgili rakamlar veremem ama, menacerin anasının nikahını istediğini söyleyebilirim...

Ben İstanbul’a döndüğümde transfer görüşmeleri hala sürüyordu...

Ben kendi adıma Mors’un çok sevimli bir hayvan olduğunu düşünüyorum, gene de ‘Hıncal abi’ ne der bilemem...

Eğer ‘çocuklar korkmaz’ derse bu transfer gerçekleşir... Bu mevzuda bilirkişi o...

Yalnız en büyük endişem, bıyıklarından dolayı milletin bu hayvanı benimle karıştırması...

Gene de belirteyim, fotoğrafta gömlekli sakallı olan benim...

Hasan Kaçan/Star

İLGİLİ HABERLER

A.R.O.G. Yakında..

G.O.R.A.'yı ters döndürecek