Gazete Vatan Logo

Arınç’ın taktik hatası aday Gül’ü yakabilir!

367’yi bugün görüşülecek. Arınç’ın yoklama konusunu oya sunması raportorün raporuna da ’usul meselesi’olarak girdi

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun iptali istemiyle ilgili CHP’nin başvurusunu bugün görüşmeye başlayacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, dün yapılan Yüce Divan duruşmasına katılmadı. Tuğcu’nun yerine duruşmaya yedek üye Mustafa Yıldırım katıldı. Tuğcu ise gün boyu 367 başvurusunu hazırlayan Anayasa Mahkemesi raportörü Hikmet Tülen ile sık sık görüştü. Tülen’in raporu tamamlamasının ardından Tuğcu, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile bir araya geldi. Tuğcu’nun bu gayri resmi toplantıda raporu dağıttığı ve bir ön-görüşme yapıldığı belirtildi.

Yüce Divan’ı erteleyecek
Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü gündeminde öncelikle eski Enerji Bakanları Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan’ın yargılandığı Yüce Divan duruşması var. Yüksek Mahkeme’nin bu duruşmayı açtıktan hemen sonra başka bir tarihe erteleyebileceği, yani “aç-kapa” yapacağı belirtildi. Sabah 10.00’da oturumun ertelenmesinin hemen ardından 367 görüşülecek. Anayasa Mahkemesi kaynakları, TBMM Başkanı Arınç’ın CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un “Cumhurbaşkanlığı seçimi için toplanhtı yeter sayısı 367’dir. Bunun yoklama yapılarak tespit edilmesi gerekir” itirazı üzerine TBMM Başkanı Arınç’ın yoklama yaptırmaması ve bu kararını TBMM Genel Kurulu’nda oylatmasının ilk turun iptali olasılığını güçlendirdiğini belirtti.

İçtüzük sıkıntısı raporda
Bu görüşe göre, Arınç, yoklama yapılmaması konusunda kendi kararıyla yetinseydi bu bir TBMM Başkanlığı işlemi olacaktı. TBMM Başkanlığı işlemleri ise hiçbir şekilde Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenemiyor. Ancak Arınç, bu konudaki kararını TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunduğu için bu karar artık bir “Meclis kararı” haline geldi. Üstelik TBMM İçtüzüğü’nde yoklama yapılıp yapılmamasına ilişkin oylama yapılması konusunda herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Arınç, yoklama konusunda bir oylama yaparak bunu “içtüzükte düzenlenmeyen bir TBMM kararı” haline getirdi.

Bu da Anayasa Mahkemesi’nin “eylemli içtüzük değişikliği olarak gördüğü Meclis kararlarının denetlenebileceği” yolundaki emsal kararlarıyla bire bir uyum içinde. Yani Arınç oylama yaptırarak Anayasa Mahkemesi’nin “yetkisizlik”ten davayı reddetme yoluna gitmesini büyük ölçüde tehlikeye attı. Raportör Hikmet Tülen, bu sorunu raporunda “usul meselesi” başlığı altında değerlendirdi.

“İFTİRA!”
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmede “Ya sen ya ben ya O (Gül)” diyerek, Vecdi Gönül’ün adaylığını engellediği bu nedenle de yaşanan krizde etkili olduğu yönündeki haberleri “iftira” olarak nitelendirdi. Arınç, “Haberlerde bahsi geçen biçimde kendisine yakışmayan, siyasi ahlakına uymayan ’ya sen, ya ben, ya da o’ şeklinde, ’pazarlık, veto, tehdit’ ifade eden söz ve benzer davranışlarda asla bulunmamıştır ve bunların tamamı iftiradır” dedi. Arınç, Çağlayan’daki miting için ise “Ben cenazemle meşguldüm. Ama fotoğraflarını gördüm, görkemli olmuş” dedi.

Esas mesele ‘usul’ olacak
VATAN’ın görüştüğü bazı Anayasa Mahkemesi kaynakları, usul meselesi ile ilgili bu tartışmanın davanın kaderini belirleyeceği yorumunu yaptı. Kaynaklar, iptal yönünde oy kullanacak üyelerin Arınç’ın yoklama konusunu TBMM Genel Kurulu’na sunmasının “içtüzük ihdası” niteliğinde olduğunu savunacağı, CHP’nin başvurusunun reddi yönünde oy kullanacak üyelerin ise bunun içtüzük ihdası anlamına gelmeyeceği konusunda ısrarcı olacaklarını belirtti.

Üyelerin vicdanı Anayasa’nın sesini dinler...
Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Anayasa Mahkemesi üyelerinin, Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamadan etkilenebilecekleri iddiası ile ilgili, “Üyeler her şeyi dinler ama vicdanının sesi, Anayasa’nın kurallarına göre kararını verir” dedi. Daha önce 367 konusunda eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile farklı düşündüğünü ancak şimdi aynı görüşte olduğunu söyleyen Özden şöyle konuştu: “Hukuku anlamak kolay değil ki anlatmak kolay olsun. Başlangıç için görüşüm Sabih Bey’den farklı ama sonuçta onunla birlikteyim. Çünkü hiçbirimiz Anayasa kuralını yeniden yaratmıyoruz. Ancak onu yorumlamaya çalışıyoruz. Bana göre 184 milletvekili ile oturum açılabilir ama oylamanın türü değişik. Açılmayı, katılmayı ve oy atmayı ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.”

Baro avukatı muhtıraya dava açtı
Ankara Barosu avukatı Kemal Vuraldoğan, Genelkurmay’ın açıklaması nedeniyle hissettiği acıya karşılık bir YTL sembolik manevi tazminat istemiyle şahsi dava açtı. Vuraldoğan “Demokratik rejim açısından belirsizlik yaşamam beni üzmüş, hükümetin muhtıraya karşı durup duramayacağı ise endişeye sevk etmişti” diyerek açtığı dava dilekçesinde Hükümet Sözcüsü Çiçek’in yaptığı açıklamadan alıntılara da yer verdi. “Genelkurmay Başkanlığı’nın hükümete muhtıra verme yetkisi bulunmamaktadır” denilen dilekçede açıklamanın Anayasa ve Genelkurmay Başkanının Görev ve Yetkilerine Ait Kanun’a aykırı olduğu belirtildi. Demokratik sistemde hata yapan hükümetlere, silahlı kuvvetlerin değil vatandaşların doğrudan tepki göstermesinin doğru olduğu savunuldu. Şimdi dava nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı’nın göndereceği savunma merak konusu...

Baykal sözleriyle suç işliyor
CHP lideri Deniz Baykal’ın 367 için söylediği “çatışma çıkar” sözlerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’tan yanıt geldi. Fırat, “Karar merci TBMM’dir. Başka bir mercinin bu konuda karar verme yetkisi olduğu görüşünde değilim” dedi. Baykal’ın sözlerinin mahkemeyi açıkça tehdit etmek anlamına geldiğini kaydeden Fırat, “Bence büyük bir suç. Cumhuriyet savcılarının harekete geçmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi üyelerinin her Türk vatandaşının endişe ile karşılayacağı, kaotik ortama sürükleneceğini ortaya sürüyor ki, hukuk sistemine, demokrasisine, siyasi partilere bugüne kadar yapılmış en büyük saldırı olarak görüyorum” dedi.

YSK seçime hazır
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, 4 Kasım’dan önceki bir tarihte seçimi yapmaya hazır olduğu mesajını verdi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 1. turun iptal edilmesi durumunda, Anayasa uyarınca adaylık süreci tamamlandığı için 1. turdan başlayarak 16 Mayıs tarihine yetiştirilecek biçimde tur takvimlerinin yeniden belirlenebileceğini ve ilk turun tekrarlanabileceğini savundu. Hukukçuların büyük bir bölümü ise bu görüşe katılmıyor ve seçimin sonuçlandırılamayacağını savunuyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek “Anayasa çok açık. Meclis kararı olmaksızın seçime gidilebilir” derken YSK Başkanı Aydın ise 16 Mayıs tarihine kadar sonuçlanmaması halinde, Meclis’in seçim günü belirlemesi gerektiğini savunuyor.

Sezer’e zorunlu mesai
İlk kez cumhurbaşkanlığı seçimleri mahkemelik olan Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı alması ya da hükümetin bir erken seçim kararı vermesi durumunda yine bir ilk yaşayacak. Her iki durumda da görev süresi 16 Mayıs’ta dolacak Cumhurbaşkanı Sezer’in görev süresinin uzaması gündeme gelecek.

Ancak siyaset kulislerinde, AKP’nin seçim tarihini tespit ederken, Cumhurbaşkanı Sezer’in “zoraki uzayacak görev süresini mümkün olduğunca kısa tutmaya” yönelik bir planlama yapacağına işaret ediliyor. Başkent kulislerindeki bu görüşler, seçimler için Ağustos ayını ve 5 Ağustos tarihini ön plana çıkartıyor. Anayasa’nın yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar iş başındaki cumhurbaşkanının görevini sürdüreceğine ilişkin hükmü çerçevesinde Sezer, yeni parlamento oluşup, Başkanlık Divanı’nı belirleyip, seçim yapılana kadar Köşk’te kalacak.

Siyasal sorunları demokrasi çözer
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, cumhurbaşkanı seçim sürecinin Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar doğrultusunda şekilleneceğini belirterek, “Hiç kimse endişe etmesin ki Türkiye demokrasi dışı çözümle bu sorunu çözer, hayır. Meşru zeminlerde, siyasal ve sosyal sorunları Türk demokrasisi çözecektir” dedi. Başesgioğlu, “Anayasa Mahkemesi en yüksek yargı organıdır. Onun için hepimiz, Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekliyoruz” diye konuştu.

Haberin Devamı