Gazete Vatan Logo

Arap aşiretlerinden Türkiye'ye Musul operasyonuna katılma çağrısı

Arap aşiretlerinden Türkiye'ye Musul operasyonuna katılma çağrısı

Irak'ta Musul'un da bağlı olduğu Ninova vilayetindeki Arap Aşiretleri Sözcüsü ve El-Cahiş Aşireti'nin önde gelen isimlerinden Mezahim Ahmed el-Huveyt, Musul'un terör örgütleri DEAŞ ve PKK'dan temizlenmesi için Türk hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yardım çağrısında bulundu.

AA muhabirine konuşan Huveyt, Irak'ın kuzeyindeki Türk güçlerinin, Bağdat yönetimiyle yapılan anlaşmalar gereği orada bulunduğunu söyledi.

İlk anlaşmanın devrik lider Saddam Hüseyin döneminde imzalandığını hatırlatan Huveyt, söz konusu anlaşma ile Türkiye'ye "Irak topraklarında PKK unsurlarını izleme" hakkı tanındığını belirtti. Huveyt ikinci anlaşmanın ise halihazırdaki Irak hükümeti ile imzalandığını ve Bağdat yönetiminin Ninovalı emniyet güçlerinin Türkiye tarafından eğitilmesine onay verdiğini aktardı.

Ninova'daki aşiretler olarak Türkiye'yi uluslararası koalisyonun bir parçası olarak gördüklerini ve Türkiye'nin NATO üyesi bir ülke olduğunu ifade eden Huveyt, "Terör örgütleri DEAŞ ve PKK'nın Musul'dan kovulması konusunda Ankara'nın yardıma katılması için Türk hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrı yapıyoruz." dedi.

Haberin Devamı

Huveyt şunları söyledi:

"Ninova aşiretleri olarak 'Türkiye'nin Musul'un DEAŞ'tan kurtarılması ve aynı şekilde PKK'nın kovulmasına yönelik operasyonlara katılma hakkı olduğunu' Irak hükümetine defaatle anlattık. Bu yöndeki görüş ve taleplerimizi açıkça ifade ettik. PKK, Sincar ve diğer bölgelerde bulunan yasa dışı bir örgüttür."

Başbakanı Haydar el-İbadi'nin Türkiye'nin Musul operasyonuna katılması konusunda izlediği tavrı eleştiren Huveyt, "İbadi bugün Türk askerlerinin Musul operasyonuna katılmasına karşı çıkıyor. Ama emniyet birimlerinin eğitimi için yabancı güçleri bu ülkeye çağıran da İbadi idi." dedi.

"Asıl karar verici Maliki ve İran"

Irak'taki mevcut konjonktür içinde İbadi'nin karar verme gücünden yoksun olduğunu ileri süren Huveyt, "Asıl karar verici Maliki ve İran'dır, İbadi değil." dedi.

Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin Musul'a girmesi durumunda yaşanabilecek tehlikeler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Huveyt, "Haşdi Şabi'nin Musul operasyonuna katılma ihtimali nedeniyle Sünniler hala endişeli. Çünkü iradesine İran'ın hükmettiği Irak hükümetinden bu konuda bir güvence almadık. Bunun yanı sıra Haşdi Şabi komutanlarının 'Musul halkından Hazreti Hüseyin'in intikamını alacağı' yönünde tehditleri var." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Ninova aşiretleri ile temsil ettiği Ninova Muhafızları ve Musul İl Meclisi'nin, "Haşdi Şabi güçlerinin Musul'u kurtarma operasyonuna katılmasını kesinlikle kabul etmediğinin" altını çizen Huveyt şöyle konuştu:

"Geçmişte Salahaddin, Diyala ve Enbar'da yaptıkları ortadayken Haşdi Şabi'nin Musul operasyonuna katılması konusundaki bu ısrar neden? Haşdi Şabi, Musul'u kurtarma operasyonuna katılmaya uygun değil."

Demografik yapının değiştirilmesi endişesi

Terör örgütü DEAŞ'tan kurtarılması sonrasında Musul'da yaşanabilecek gelişmeler hakkında da görüşlerini aktaran Huveyt, kentte Sünni yapıyı kısıtlayacak bir demografik değişim olması yönünde gerçekçi endişelerinin olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

Huveyt, "Endişenin temel nedeni Musul'daki barışçıl ortak yaşamın barışçıl olmayan bir hale evrilmesidir ki bunda en büyük rol Musul'un düşmesinden önce ve sonra mezhepçiliği körükleyen Maliki'ye aittir." değerlendirmesinde bulundu.

Musul'da özellikle Sünni Araplara yönelik öldürme ve göçe zorlanma gibi intikam almaya dönük eylemlere kapı açılmaması konusunda uyaran Huveyt, Musul'un Irak güçleri ve Peşmergenin iş birliğiyle en kısa sürede kurtarılmasını umut ettiklerini söyledi.

Huveyt, Arap aşiretlerin Musul'un kurtarılmasının ardından üstleneceği rolün "kuşatma altında kalanlara yardım etmek, masum halkı korumak, intikam eylemlerinin ve kargaşa ortamının önüne geçmek." şeklinde olacağını anlattı.

Ninova'daki Arap Aşiretlerin Sözcüsü Mezahim Ahmed el-Huveyt son olarak, terör örgütü DEAŞ'la iş birliği yapanların yargılanması gerektiğini kaydetti.