Konya merkezli yapılan FETÖ operasyonunda haklarında yakalama kararı çıkarılan 5 iş adamının yurt dışında olduğu anlaşıldı.
Önceki gün Konya merkez olmak üzere 19 ilde ’Fethullahçı terör örgütüne üye olmak, soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek’ suçlamalarından 31’i emniyet mensubu 66 şüpheliye yönelik yapılan operasyonda 43 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin oluşturdukları mütevelli heyetinin, Konya’daki çok sayıdaki iş adamından yardım amaçlı, usulsüz şekilde ’himmet parası’ adı altında para topladığı, cemaate yakınlığıyla bilinen bir üniversiteye de araziyi usulsüz olarak temin ettiği iddiaları araştırılıyor.
‘Finansal yapı’
Polislerin ise 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubuna yönelik yapılan operasyonda, sanıklara yönelik asılsız deliller elde etmekle suçlandığı öne sürülüyor. Ayrıca o dönem operasyon yapılan şirkete ait çok sayıda daireye satılamaz tedbiri konulduğu, ancak paralel yapı operasyonunda gözaltına alınan şüphelilerden birinin, bu dairelerden bazılarını tedbir kararına rağmen usulsüz ve piyasa değerinin altında satın aldığı iddiası da soruşturuluyor. Haklarında yakalama kararı çıkan Aktif İşadamları ve Sanayiciler Derneği Başkanı S.C.’nin aralarında bulunduğu 5 işadamının da yurt dışında olduğu belirtildi. İşadamlarının paralel yapının Konya’daki finansal yapısını organize ettiği öne sürüldü.
26 kişi serbest
Operasyonda gözaltına alınan 43 kişiden aralarında Prof. Dr. Şaban Çalış, Bingöl eski Emniyet Müdürü Ercan Taştekin, açığa alınan Ağrı Emniyet Müdürlüğü Havaalanı Şube Müdürü Arif Aykut’un aralarında bulunduğu 26 kişi polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 24 saat gözaltı süresi dolan şüpheliler de dün sabah saatlerinde sağlık kontrolünden geçirildi.
‘Paralel’e boyun eğmedim diye...’
2008 yılında şirketine operasyon düzenlenen Okyanus Şirketler Grubu Başkanı Nusret Argun, o dönem ki operasyonun Paralel Yapı’ya boyun eğmediği için yapıldığını öne sürdü: “Bize bu operasyonu yapanların, o gün bankalardaki para ve tüm gayrimenkullerime el koyanların derdi, kendilerine itaat etmediğim için beni batırmak, itibar olarak yok etmekti. Bunlar kendilerini bir taraftan gözaltına alan polis, öbür taraftan iddianame ve mütalaa hazırlayan savcı ve de karar veren hakim kabul ediyorlar. Mahkemede anlatmama rağmen, o günlerde yapının ahtapot gibi tüm Türkiye’yi kuşattığını kimse bilmediği için anlaşılamadı. Süreç ilerledikçe daha çok mağdur iş adamları ortaya çıkacak. Bugün baktığımızda operasyonun en önemli sonuçlarından birincisi, benim üzerimden tüm Konyalı iş adamlarını bu yapının taleplerine amade hizaya getirmek. İkincisi, Selçuk Üniversitesi seçimlerinde ve Mevlana Üniversitesi’ne arsa tahsisinde bu yapı lehine sonuç almak, üçüncüsü de doğalgaz şirketimin üzerine tedbir koymayarak, ben cezaevindeyken ailemin ve şirket çalışanlarımın tehdit edilerek el değiştirmesini sağlamak olduğunu görürüz.” Operasyonların gözaltı gerekçesinde o dönemde Argun’un borsada halka arz edilen 75 milyon liralık doğalgaz şirketinin değerinin usulsüz soruşturmalarla düşürüldüğü ve değerinin çok fazla altında, 11 milyon liraya başka iş adamına sattırdıkları iddia ediliyor.
