Küçük yatırımcı niye tazmin edilmeli? (2)

Yatırımcılar piyasalarda değişik risklerle karşı karşıyadır...

Haberin Devamı

Yatırımcılar piyasalarda değişik risklerle karşı karşıyadır... Bu risklerden birincisi "Pazar riski" dediğimiz risk türüdür. Kambiyo kurları ile faiz oranlarındaki değişmeler, borsalardaki hisse senedi fiyatlarındaki değişmeler, pazar riskinin bilinen en yaygın örnekleri.

Bu riskler, piyasının kendi doğasının yarattığı risklerdir. Ayrıca gerek kurumsal gerekse bireysel yatırımcılar tarafından yüklenilmesi gereken risklerdir. Bunlar için tazmine, sigortaya dayalı kamusal bir koruma mekanizması getirilemez, getirilmemelidir de.

Ekonomik krizin yarattığı riskler ise katastrofik bir risk türüdür. Bu nedenle krizin yarattığı bu risklerin bir sistem ve model içinde karşılanması ya da giderilmesi henüz çözümlenmemiş ancak tartışılmaya değer bir konu.

İkinci risk türü finans literatüründe "fraud" olarak nitelenen sahtekarlık, güveni kötüye kullanma, zimmet ve benzerleri gibi suç oluşturan eylemler nedeniyle doğan risklerdir. Bir aracı kurumun ya da bankanın bu eylemler sonucu batması halinde yatırımcıların aracı kurum nezdindeki alacaklarının belirli kısmı Yatırımcıları Koruma Fonu; bankalardaki mevduat ise TMSF tarafından korunmakta ve tazmin edilmektedir.

Üçüncü olarak mali piyasalarda hisse senedi sahiplerinin karşılaştığı yeni bir risk türü vardır. Bu risk önce batan halka açık bankalar ve bunların iştirakleri kontrol eden hissedar ile ilişkili şirketlerde ortaya çıktı. Bu bankalar ve şirketler TMSF'ye devredilir iken küçük hissedarların hisseleri de bedelsiz TMSF malı haline geldi. Ya da hisseleri TMSF'ye geçmese bile varlıklarına TMSF tarafından el konuldu; borsada alım satımları durdu ve borsadan çıkarıldılar.

Halka açık ÇEAŞ/Kepez örneğinde olduğu gibi şirketlerin imtiyaz sözleşmeleri feshedilerek temel faaliyetleri ile bu faaliyetlerini yürüttükleri varlıkları kamuya devredildi. Küçük yatırımcıların hisseleri ellerinde ama bu hisselere ekonomik değer veren faaliyet ve varlıklar artık yok. Şirketler de borsa kotundan çıkarıldıklarından hisselerin ikincil resmi piyasada alım satımı yok.

Bu riske "düzenleme" ( regülasyon ) riski, müsadere riski, el koyma riski gibi adlar verebiliriz. Bu risk türü bir çok açıdan tehlikeli bir risk türüdür:

Çoğunlukla yatırım karan verilirken öngörülemeyen bir risk türüdür. Bu risk yatırımcının kendi bireysel tercih ve kararlarının yarattığı ve bu nedenle onun katlanması gereken bir risk türü olarak nitelenemez. Halen yatırımcıyı koruyucu, onu tazmin edici mekanizmalar da yoktur. Yani yatırımcı piyasa mekanizması araçları ve kurumlan ile kendisine bir koruma kalkanı, sigorta mekanizması yaratamaz. YKF ve TMSF gibi kamusal sigorta ve tazmin sistemleri de bu riski karşılayacak biçimde düzenlenmemişlerdir.

Bu risk türü sadece hisse senedi yatırımcıları için değil makro düzeyde de ekonomik, politik ve hukuksal olumsuzluklar yaratır. Bu tür bir risk serbest piyasa ekonomisinin işleyişine, hukuk kuralının üstünlüğüne, sözleşme özgürlüğüne, devletin sözleşmelere uyma ve haklara saygı göstermesine ilişkin güven ortamına zarar verebilir.

DİĞER YENİ YAZILAR