Bir halının yaptığına bak

12 Ekim 2018

F.BAHÇE muhabiri olarak zor bir sınavdan geçtiğimizi ve bu sürecin bizler için de daha da zorlaştığını net olarak görüyoruz. Tüm iddiaları ve daha fazlasının geleceğini başkan Ali Koç’tan pür dikkat dinledik. İnsan inanmakta zorluk çekiyor, yutkunuyor. Ben gördüğümü ve yaşadığım diyaloğu aktaracağım. Gelin, mahkeme kurmadan siz karar verin.

KONYA deplasmanındayız. Maç bitti mixed zone alanındayım. Asbaşkan Semih Özsoy’un açıklama yaptığı anda gazeteci arkadaşım, ‘Turgay Altay seni çağırıyor’ dedi. Arkama baktım, elinde telefon beni bekliyor. ‘Buyur hocam’ diyerek selam verdim. Altay, konuya hızlı giriş yaparak, “Analiz ekibi sil baştan” haberini gösterip, sert bir tonla bana “Bunu sen mi yazdın?” diye sordu. Altta kalmamak adına aynı tonla, “Evet ben yazdım, nedir sıkıntı?” dedim. Gergin bir şekilde telefondan haberi okumaya başladı. ‘Yanlış yazmışsın. Ben hocanın yardımcısıyım. Sen ise beni analiz ekibi olarak yazmışsın. Ben yardımcı antrenörüm. Benim işim hocaya yardımcı olmak. Niçin buradayız? Tüm ekip her şeyimizle çalışıyoruz. Arkadaşlarım da en iyisini yapmaya çalışıyor’ sözleriyle konuyu başka yerlere çekti.

‘Reyes orta sahada olmaz’

ANLAM verememekle birlikte 1 cümle yanlış yazılan bir konu için, ‘Hatam varsa bu benimdir’ diyerek konuyu kapatacaktım ki; giderayak bir cümle daha söylemek adına, ‘Ayrılacağın söyleniyor. Peki bunu duydun mu?’ dedim. Altay, ‘Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Eğer düşünüyorsan seninle konuşacak bir durum da yok’ dedi ve gitti. Bu diyalog bittiğinde çok şaşkındım. Gazetedeki editör arkadaşımla da konuyu konuştuk.
TURGAY Altay görevine kendini o kadar kaptırmıştı ve basın toplantısı da dahil sürekli Cocu’nun yanında olan en yakın isimdi. Hakkını yiyemem belki aramızdaki diyalog sert geçti ama takımı ne kadar fazla düşündüğüne bizzat şahit oldum. Yine Konya maçında Cocu’nun tercihte zorlandığı anlarda Altay’ın, ‘Hocam ne olur Reyes’i bu hafta orta sahada oynatma. Sonra oynatırsın ama bu maçta değil’ dediğini, hem de birkaç kez yanına gittiği biliniyor. Zira kaybedilen Kayseri maçında Reyes ön liberodaydı. Cocu da, gelen ilk deplasman galibiyeti sonrası memnuniyetini Altay’a iletmiş. Gol sevinçlerinde de yıllarca yanında olan Aykut Hoca’yla nasıl sevindiğine bakın bir de Cocu ile olan sevincine...
Laf taşıyanlara dikkat!
VE Alper Hoca. Sezon başı Fulham ile yapılan hazırlık maçına erken gitmiştik. 3 gazeteci arkadaşla tribüne geçerken Alper Hoca’yla karşılaştık. Tabii ki sorular art arda geldi. Alper Hoca, Cocu ile nasıl uyumlu çalıştığını detaylarla anlatarak, “Bilimsel çalışmaları seviyor. PSV’de de benzer çalışmaları olmuş. Hatta Aykut Hoca’dan farklı olarak analizlerimizde klipler kullanmamızı istedi” yorumunu yapmıştı. Cocu’yu da kısa bir süre olmasına rağmen fazlasıyla övmüştü. İNANMAKTA zorlanıyorum derken, uzun zaman birlikte çalıştığımız hocaların kendilerini savunduktan sonra neler söyleyeceklerini ben de merak ediyorum. Yargısız infaz ortamında arada laf taşıyanlara da aman dikkat! ‘Beşiktaş maçını kaybedersek bizim cenazemizi bu halıyla kaldırırlar mı?’ yoksa ‘Beşiktaş maçını kaybedersek Cocu’nun cenazesi bu halıyla kaldıracağız mı?’ Bir düşünelim ve bir halının F.Bahçe’nin başına neler açtığını sorgulayalım…

Devamını Oku

Panik yok!

10 Temmuz 2017

F.BAHÇE’NİN Topuk Yaylası kampını başından sonuna kadar takip eden isim olarak son yılların hatta son 10 sezonun en verimli çalışma ortamını gördüm diyebilirim. Konuyu uzatmadan Aykut Kocaman’ın bu gelişindeki farkları anlatarak yazıya başlayalım.

‘DEĞİŞMEYEN tek şey değişim’ derken F.Bahçe’nin hem oynadığı oyun hem de iç dinamiklerinin zaman kısa olsa da değişeceğini özellikle ifade etti Kocaman. Takım bu ve önümüzdeki sezon hücum oyunu için tüm planlarını yaptı. Kalabalık teknik kadro çok önceden hazırlıklarını yapmıştı zaten. Kamp süresi boyunca her oyuncunun tüm verileri teker teker masaya yatırıldı. Ancak öngörülen bazı gerçeklere de değinmek gerekiyor.

TOPARLAMAK ZAMAN ALACAK

F.BAHÇE son 2 sezonda çalışmadığı gibi geriye gitmiş. Aykut hoca neredeyse futbolu sadece oynamak için oynayan, “İdmanı yapayım görevim tamam” diyen oyuncu grubuna karşı mücadele verecek. Takım duygusu ve özgüven kaybı her futbolcunun yüzünden okunur halde. İşte böyle bir takımı adam etmek de zaman alacak.

MAHMUT Uslu’nun bir sözü vardı Advocaat için “Hiç, bir general askerini kaybetmek ister mi?” İstemez tabii ama Hollandalı o kadar Avrupalı’ydı ki acı ama bu takım hiçbir şey yapamaz demeye getirtti ve tüm oyuncu grubunu taca çıkardı.

ADETA KAFALARA VURA VURA...

AYKUT hocanın öncelikle işi zor ve bu zorluğu zaten biliyor. Ama yapması gerekenin de farkında. İşte detay burada. Oyuncularına her gün kafalarına vura vura futbolunun temeli olan pozisyon bilgisi ve duruşu konusunda dersler verdi. Oynatacağı sistemi tek tek anlattı. Yetmedi gruplar halinde, yetmedi görüntülerle, yetmedi örnekler verdi. Şampiyonlar Ligi kapısından dönülen Monaco maçını bile örnek gösterdi. Takım yüklemelerini sakatlık olmasın diye tamamen bilimsel sistemle yönetti. Günde 4 saat üstü çalışan takım bu tempoya daha önce alışkın değil. Ama doğruyu bulana kadar alışacaklar. Sadece oyun anlamında değil beraber hareket etme anlamında da eksikler giderilecek.

VEDALAR TESADÜF DEĞİL

Devamını Oku

O mesaj RvP'ye!

24 Haziran 2017

CAMİANIN beklentilerini karşılayamadığı için takımdan ayrılmayı kafasına koysa da yıllık 4.9 milyon Euroluk kazancıyla cep yakan Robin Van Persie, F.Bahçe’nin ana gündem maddesi. Adı Feyenoord’la anılan golcü oyuncu için ‘Bize gelen resmi teklif yok’ açıklaması yapan sarı-lacivertlilerin asıl amacı haberleri yalanlamak değil, RvP’ye mesaj vermek.

AYKUT Kocaman’la sezonun devre arasında ilk sıcak teması kuran F.Bahçeli yöneticiler sezon sonu için eski hocalarını ikna etmenin yolunu ararken transfer sözü vermişti. Kocaman’la sürekli iletimde olan Ali Yıldırım, Van Persie konusu açıldığında ise hocanın sorularını genelde cevapsız bırakıyordu. Bunun sebebi maaşından duyulan endişeydi. Çin veya Arap ülkeleri oyuncunun ücretini karşılamaya yanaşsa da oyuncunun aklında sadece Avrupa olması tüm kapıları kapattı. Hal böyle olunca RvP’nin F.Bahçe’de kalacağı daha lig bitmeden kesinleşti.

10 NUMARAYA EVRİLECEK

ALINAN ‘Devam’ kararının sonrasında teknik direktör Aykut Kocaman da ‘Madem Persie’nin gitmesi çok zor o zaman kazanalım’ diyerek işe koyuldu. Hem Topuk Yaylası hem de İsviçre’deki hazırlık etabında oyun kurgusunu onun üzerine kurmayı kafaya koydu.

TECRÜBELİ oyuncu için Alper Aşçı ve ekibine özel bir program hazırlatıldı. Bireysel olarak güçlendikten ve hazır olduktan sonra oyuncunun tecrübesinden de yararlanmak isteyen Kocaman, kadroya katılacak forvetleri de düşünerek RvP’yi 10 numarada da denemeyi planlıyor.

KADROSUNDAKİ isimlerin alternatifli olarak birçok mevkide ihtiyaca göre oynamasını planlayan Aykut hoca, Alex de Souza ile yaşadığı kötü günleri unutmak ve unutturmak adına da Van Persie’yi kazanarak oyuncunun takımı sahiplenmesini isteyecek.

Devamını Oku

10 kişiyle bu kadar!

1 Aralık 2016

KUPA maçı demek fırsat demek. Hele de lig ve Avrupa’da oynuyorsan bir de üstüne kadronun rotasyona ihtiyacı varsa, gençlerin ve az forma şansı bulanların sırada bekliyorsa tam zamanıdır.

CUMARTESİ günü Beşiktaş derbisine çıkacak F.Bahçe için sakatlıktan kurtulan, Ozan, Fernandao ve Wiel ile ben de varım diyen Salih, dün Advocaat’a ‘bizi unutma’ derken maçın dikkat çekeni Salih dışında Yiğithan oldu. Genç oyuncu Stoch’un kornerinde tam bir stoper gibi golü atarken Muriç gibi güçlü bir oyuncuyla yaptığı mücadelelerde de ayakta kaldı. Tabii sistem genç oyuncunun sadece kupada oynadığı bir ortama dönüşse de gelecek adına kendilerini başka takımlarda göstermeleri gerekiyor!

MAÇA gelirsek.. Oynanan futbol için çok üst seviye beklentimiz zaten yoktu ancak F.Bahçe için 10. dakikada gelen kırmızı tüm planları bozdu. Serdar Gürler, savunmayı o kadar zorladı ki hakeme bir kırmızı bir de sarı çıkarttırdı. 10 kişiye rağmen öne geçip 80 dakika eksik oynamak zordur. Bu dezavantaja rağmen ilk 45 dakika oyunu domine eden F.Bahçe’ye karşı Ümit Özat’ın hamle için ikinci yarıyı bekledi.

HENÜZ HAZIR DEĞİLLER

RANTIE’NİN hızıyla skoru 1-1’e getirdiği dakikadan sonra G.Birliği daha da cesaretlendi. Ama galibiyet için daha fazla risk alması gerekiyordu. Yorulduğu çok net gözüken rakibine son hamleyi de İrfan ile yapan G.Birliği, 77’de öne geçerek maçı da çevirmeyi başardı. Özat, ligdeki 2 maçından 4 puan çıkartmayı başarırken, Trabzonspor karşısında 10 kişiyle mücadele ederek 1 puanı kapmıştı. Dün ise 10 kişi kalan rakibini akıllı oynayıp yenerek kupaya galibiyetle başladı.

F.BAHÇE için akılların tamamen derbide olduğunu söyleyebiliriz. Grup maçlarının telafi olsa da İsmail’in rakibini kaçırıp takımı 10 kişi bırakması kabul edilemez. Şimdi derbide de yok. En azından eski takımına karşı forma şansı yakalayıp motivasyonunu yükseltebilirdi. Ozan ve Fernandao’da maç kondisyonu dün normalin üstünde koşarak kapamaya çalıştı. Ancak ikisini de hazır görmedim.

Devamını Oku

Çifte kupa neden olmasın!

6 Mayıs 2016

KUPADA finalin adı resmileşti: F.Bahçe-G.Saray. Yarı finalin 2. ayağı formalite de olsa dün, forma şansını az bulan oyuncular sahadaydı. 3-0’ın verdiği özgüvenle ayak bastılar Kadıköy’ün çimlerine. Kadroda doğal olarak rotasyon vardı. Kaldı ki, şampiyonluk yolunda kalan 3 maçın var ve zaten istediğini ilk maçta almışsın. Bu yüzden izlemesi sıkıcı maçların en tepesindeydi F.Bahçe-Konya karşılaşması. 2 gol attılar, daha da atabilirlerdi.

F.BAHÇE adına oturan futbol anlayışı bir kez daha devam etti. Volkan Şen, ne zaman vitesi artırsa takım coşuyor ve gol geliyor. Haftalardır kaçırdığı goller yüzünden bunalıma giren milli oyuncu saha içinde o kadar rahat ki, yürüyüşü bile değişmiş. Ama aynı rahatlık Diego’da yok. Tepkilerden sonra kendine gelemedi. Performansıyla dikkat çeken bir isim daha vardı, o da Brezilyalı kaleci Fabiano. Çıktığı topları aldı ve hızlı oynamaya gayret etti. Üst üste oynasa belki bir şeyler oldurdu ancak Volkan’ı kesecek kıvama henüz gelemedi.

TEŞEKKÜRLER KONYA

GELELİM Konya’ya. Bu sezon zaten beklentilerin üzerine çıktılar. Aykut hoca rakipleri Beşiktaş’ken sanki Türkiye Kupası değil Devler Ligi demişti. Bir Anadolu takımın kupayı kazanmasını çok zor bir ihtimal olarak görüyordu. Haklıydı. Beşiktaş’ı eledi, karşısına F.Bahçe çıktı. Finale gitse rakip G.Saray’dı. Tabii ki rakipler güçlü diye pes edemezsiniz.

İLK maçta dolu tribünler önünde o kadar motive olmuşlardı ki, kalecinin “Kaya” gibi duramaması ve gelen mağlubiyet kupa rüyasını o gün bitirmişti. Kattıkları renk için Türk futbolu adına Konyaspor’a teşekkür etmek lazım.

FİNALDE ne mi olur? F.Bahçe için ‘esas oğlan’ lig kupası olsa da kaçan şampiyonluk hüsrana yol açar düşüncesine takıldım. Elde kalan tek kupa daha değerli olur fikrindeyim. Sezon başından beri çok şey beklenen F.Bahçe her 2 kupayı da alabilir. İşte o gün bayram olur. G.Saray ise kötü günlere dur demek için varsa yoksa kupa diyecek. Arena’da iki takım yenişemedi ama finalde mutlak bir kazanan çıkacak…

Devamını Oku

Luis Nani’ye rağmen!

25 Şubat 2016

MAÇ öncesi Vitor Pereira’nın sözlerini hatırlayalım; “Önde baskı yapıp, gol arayacağız. Tıpkı Kadıköy’de olduğu gibi.” İlk yarıda bu söylem gerçekleşseydi, maç sıkıntılı geçmezdi. Kadıköy’de 2-0 yapınca Moskova formalite olmaz! F.Bahçe bu bilinci yaşayarak maça başlamalıydı.

RAKİP için ilk yarım saat önemliydi. Erken bir gol tur için ümit demekti. Lokomotiv Moskova bu fırsatı 18’de buldu ancak ofsayta takıldı. Bence maçın en kritik kararıydı. Zor pozisyonda hakem tersi bir karar verebilirdi.

İLK yarı Volkan ve De Souza ile 2 pozisyon yakaladı sarı-lacivertliler, Nani beklentileri karşılasa ve Persie’yi oyuna sokabilse belki takım galibiyetle bile dönebilirdi. Yine de ilk yarı senaryosu tam tuttu dediğimiz anlarda 1 dakika daha dayanabilse F.Bahçe, devreye 0-0’la daha rahat girecekti. Fabiano’nun topu uzaklaştırırken daha dikkatli olması gerekirdi. En azından uzak köşede topu taca atabilirdi. Gelişine vuruş rakibi cesaretlendirdi.

HOCA ŞEYTANA UYMADI

AKSİLİK Gökhan da sakatlanınca defansif kanadın kolu da kırılmış oldu. F.Bahçe’de panik havasının yerine rahat bir görüntü vardı, bu beni 1-0 gerideyken bile rahatsız etmedi. Ancak Ozan oyundan çıkıyorsa daha önce çıkması gerekenler olduğu görüşündeyim. Nani’yle 10 kişi oynadı takım ve 79 dakika dayandılar. Kariyerine lafımız yok ama en azından Avrupa maçlarında tut kopar!

AVRUPA demişken.. Bu arenadaysan bulduğun pozisyonu atarsın. İstanbul’da da o kadar çok gol kaçırırsan tur için herkesi sterse sokarsın. Artık akıllanın. Finale oynarız diyorsanız sadece savunmayla bir yere kadar gidilir. Topal’la tur garantilendi ya en kötü senaryo gerçekleseydi. Kime bu derdi nasıl anlatırdın. Dün dikkatlerden kaçmayan bir başka detay da van Persie’nin 90 dakika sahada kalmasıydı. Demek ki bir problemi yokmuş ve oynayabiliyormuş. Pereira, Beşiktaş derbisini düşünüp 65’te oyuna Fernandao’yu alır dedim ancak şeytana uymadı!

Devamını Oku

Rakibi ciddiye almak!

9 Şubat 2016

DİYARBAKIR’A gelmeden maç atmosferini çok merak ediyordum. Seyrantepe’ye gelişimiz ve güvenliğin kuş uçurtmaması maçın atmosferini yumuşatmıştı. Ancak Amed cephesinden gelecek protesto beklendiği için maç başlayana kadar gerginlik de devam ediyordu. Savaş uçaklarının sesleri, yabancı futbolcuları şaşırtsa da hem havanın güzel olması hem de makul sınırlarda kalan protesto gözümüzü saha içine çevirdi.

MAÇIN tansiyonunu açıklamak adına protokol tribününde yaşanan olayı anlatmak isterim. İlk yarının ortalarında hizmet yapan çaycının düşmesi ve çıkan ses oradaki herkesi o kadar çok tedirgin etti ki, bir anda ‘Olay var’ diye ayağa kalkıp ne olduğunu anlamaya çalıştık. Olay aydınlandığında ise gülmekten kendimizi alıkoyamadık. Ayağı takılıp düşen ve kendisi de bu olaya gülen çaycı bir arkadaş!

GELELİM maça. Çeyrek final için orantısız bir eşleşme olsa da ligi düşünerek rakibini ciddiye aldı F.Bahçe. Ama esas olan rakibi saha içinde ciddiye almaktır. Yenilen ilk gole bakıyorum ciddiyetten uzak bir görüntü vardı sahada. Amed erken öne geçti. Ama yenilen gol beraberinde F.Bahçe adına ilk 45 dakikada 2 gol getirdi.

TURU RAHAT GEÇER

2. yarı nispeten rahat geçer tahmini vardı. Antalya maçında 2 dakikada yenilen 2 golü hatırlarsınız. ‘Ders çıkarın, aynısı bir daha olmasın’ dedik, yanlış anlaşılmış! Amed’den de yediler. Başkan ‘kupada aldığımız sonuçları önemsemiyoruz’ diyor da kusura bakmayın formada F.Bahçe yazıyor. Sahadaysan oynayacaksın.

3. golden önce Alper ile Şener’in atağa çıkarken bir top kaptırması var evlere şenlik. Büyük takım rakip seçmez ama seçti. Ramazan’ın gayretleri olmasa, yenilebilirdi de F.Bahçe. Genç oyuncu eline geçen fırsatları hep iyi kullanarak ‘kupa beyi’ oldu. F.Bahçe için tek artı da buydu zaten. Sarı-lacivertlileri haklı bulduğum konu ise zeminin çim görünümlü tarla olması ve sahada futbol oynamanın zorluğu. F.Bahçe böyle oynamaya devam ederse 3-3’lük skor rövanş için Amed’e yeter de artar bile!

Devamını Oku

Alex gerçeği

10 Kasım 2015

HER şey Alex’in röportajındaki küçük bir paragrafla başlasa da üstü kapanmayan konular tekrar ısıtılıp masamıza geldi! Başa dönmeden başkan Yıldırım’ın Alex’e verdiği cevapla başlayalım; prim mevzularının dışında Aykut Kocaman’dan bir ricası vardı. “Bizler Metris’teyken takımımız play-off’larda mücadele ettiği sırada bu futbolcunun (Alex) ne gibi talepleri olduğunu, şampiyonluğu neden kaçırdığımızı dönemin teknik direktörü kamuoyuna açıklasın” diyordu.

AYKUT hocayı yakından tanıyanlar da bilir ki söz konusu F.Bahçe olunca kulübün menfaatlerini her zaman en üstte tutar. Ayrılırken yaşadıklarını sadece yakın dostları bilir. Konya maçında da bu soru soruldu, verilen cevap tahmin ettiğimiz gibiydi: “F.Bahçe Başkanı ve Alex’le uzun süre beraberliğim oldu. Şu anki pozisyonum gereği ne söylemem gerektiği hakkında imtina etmekte fayda görüyorum. Polemiği tekrar artırmak istemiyorum.”

F.BAHÇE, şampiyon bitirdiği sezonun ardından başkanı ile yöneticileri Metris’te, futbolcu ve teknik heyeti de onur mücadelesindeydi. Play-off döneminde Alex, Arena’da 2-1 kazanılan maçta ayak bileğinden sakatlanmıştı. Beşiktaş maçında Alex sakat sakat oynadığında 1-0’lık yenilgi sonrasında performansı çok eleştirilmişti. Kocaman, hazır olmadığını bildiği halde Alex’e güvenmişti.

AYKUT HOCA KIRAMADI

3 gün sonra Trabzon deplasmanına çıkıldı. Alex’in olmadığı maç 3-1 kazanılmıştı. Alex olmadığı maçın ardından Kocaman’ın kapısını çaldı. Odada Ali Yıldırım ve Hasan Çetinkaya da vardı. Konuya tebrik mesajıyla başlayıp, “Bu takımı bozmayın” diyerek odada bulunanları etkiledi.

HERKES G.Saray finalini bekliyordu. 24 saat kala Kocaman, oyuncusunun durumunu antrenör Dolu Arslan’a sorduğunda, “Topa bile vuramıyor, ağrısı çok” yanıtını aldı. Kocaman cephesinde maçın taktiği de Alex’siz bir oyun üzerine kurulmuştu zaten. Ancak Alex, hocasına “Ben oynayabilirim” dedi.

AYKUT hoca onu kırmamak adına G.Saray maçının taktiğini anlatarak, “İlk yarım saatte baskı yapacaklar. 60’tan sonra oyundan düşüyorlar. Seni o zaman değerlendireceğim” dedi. O maçta da Alex, tam oyuna girecekken Dia, 65’te kırmızı kart gördü ve kaptanın girişi 75’e sarktı. Ancak isteksiz ve kaprisli bir Alex vardır artık sahada. Kornere giderken bile ağır davranıp trip attı... Bu durum Kocaman’ı zor durumda bıraktığı gibi, F.Bahçe’nin de şampiyonluğuna mâl oldu.

Devamını Oku