Kanal İstanbul mu Mega Kent mi?

2011 seçimlerinden önce dönemin Başbakanı Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak ‘çılgın proje’ olarak “Kanal İstanbul” projesini açıkladı. 2015 seçimlerinden önce de CHP “Mega Kent” projesini duyurdu. “Merkez Türkiye” olarak lanse edilen proje ile Türkiye’nin 4.5 saatlik uçuş mesafesindeki 58 ülke, 1.5 milyar nüfus ve 21.6 trilyon dolarlık bir pazara hizmet verecek bir “merkez” yaratılmasından söz ediliyor.

Anadolu’nun merkezinde yeniden inşa edilecek, özel yasayla kurulacak ve ‘denizi olmayan ülkelere liman’ olacak yepyeni bir kentten söz ediliyor. Sadece bir “lojistik üssünden” değil; kültür, finans, Ar-Ge merkezi de olacak ve bilim üretilecek bir proje. Dünyanın üretim üssü Uzakdoğu’yu komşularımıza bağlayacak olan bu projenin; Latin Amerika’daki bölgesel altyapıları birleştirme girişimi, Güneydoğu Asya’daki tren yollarının birleştirilmesi ve Çin’in “21. Yüzyıl İpek Yolu Projesi” ile bir anlamda entegre olacağı belirtiliyor.

Çin geçtiğimiz yıllarda Yunanistan’ın Pire Limanı’nı alarak bir lojistik üssü oluşturma adına bir adım atmıştı ancak liman satıl(a)mamıştı. Çin, buraya depolayacağı “standart ürünleri” anında Avrupa pazarlarına ulaştırmayı amaçlıyordu. Yapılacak Mega Kent ile Çin’in bu ihtiyacı karşılanabilir. Her ne kadar ilk bakışta Türk tekstili için bir dezavantaj gibi görünse de tekstil dahil bir çok alanda Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ara malların tedariki için bir avantaj bile olabilir.

Haberin Devamı

Diğer yandan Avustralya’nın G-20 dönem başkanlığı sırasında öne çıkan küresel altyapı standartlarının eşleştirilmesi ve entegrasyonu misyonuna da uyan bir proje. 200 milyar dolarlık yatırımın 40 milyar doları devlet tarafından altyapı yatırımı olarak yapılacak. Projenin 20 yılda tamamlanması planlanıyormuş.

Rakip şehir göçü azaltır

Gelelim başlıktaki soruya…

Bir “İstanbul yaşayanı” olarak Kanal İstanbul projesinin yaratacağı çevre felâketlerini bir yana bırakmadan ; her iki projeyi de yaratacağı katma değer ve sürdürülebilirlik açısından bakmak istiyorum. Kanal İstanbul için 50 milyar dolara ulaşacağı söylenen maliyetler söz konusu. Yaratacağı katma değer ne derseniz (Bölgede hâlihazırda arazi kapatmış olanların elde edeceği rant dışında) gemi geçişlerinden alınacak ücretler ve kısa vadede inşaat sektöründeki canlanma dışında başkaca bir katma değer göremedim. Diğer yandan 200 milyar dolara ulaşacak yatırım ile CHP’nin “Merkez Türkiye” projesi; 20 yıla yayılmasıyla “sürdürülebilirliğin” sağlanması (refahın veya büyümenin hızlı bir şekilde öne çekilmemesi), refahın topluma yayılması açısından daha “akılcı” geliyor.

Haberin Devamı

Diğer yandan Kılıçdaroğlu’nun 2035’i hedeflemesinin de altını çizmek gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın “3 çocuk ısrarının” ardında 2010 yılında açıldığı hesaplanan “Demografik fırsat penceresinin (genç nüfusun yaşlı nüfustan fazla olması) ”2035’te kapanacağı, o tarihten sonra ülkeye kalıcı gelir yaratmanın, yaşlı nüfusa kaynak ayırılabilecek bir planın oluşturulması açısından da farklı!

3. Havalimanı ve 3. Köprü ile bence yeterince yatırım almış; halihazırda bölgemizin lojistik merkezi konumundaki İstanbul’a bir rakipten çok bir “ortak” yaratılması; hem Anadolu’dan İstanbul’a göçü azaltması hem de gelirin Anadolu’ya kaydırılması ve bölgeler arası gelir dağılımının da dengelenmesi açısından mantıklı.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR