B-20 Zirvesi’nde Türkiye’nin temsili

Haberin Devamı

Bu yıl 15-16 Kasım tarihlerinde Avustralya’nın Brisbane kentinde yapılacak G-20 toplantısı ile ilgili olarak “G-20’nin öncelikleri ne olacak?” başlıklı yazımda Avustralya’nın yapmış olduğu ön çalışmalara Aralık’ta değinmiştim. Avustralya’daki görüşmeler sırasında sadece G-20 ile yetinilmediğini; liderler toplantısının gündemini belirlemek için işdünyası (B-20), sivil toplum (C-20), düşünce kuruluşları (T-20, Think Tank), gençlik (Y-20) konularında çalışan alt gruplar olduğuna değinmiştim. Bir de kadın sorunları ile uğraşmak üzere Avustralya W-20 kurulmasını önermeyi düşünüyor.

Bu alt gruplar liderler toplantısının gündeminde yer alması gereken konuları görüşüyor ve liderlerin tartışmaları, karar vermeleri beklenen konularda gündemi hazırlıyorlar. Her alt grubun da “sherpa ” adı verilen “sekreterleri” var ve Avustralya adına çalışmalara onlar önderlik ediyor. Bu çalışma gruplarının G-20 ülkeleri arasında nasıl oluşturulduğu da ilginç. G-20 alt çalışma grubu doğal olarak bürokratlardan oluşuyor. Ancak diğerleri sherpa’ların çabalarıyla oluşturuluyor. Diyelim ki “Sivil toplum (CivilSociety) alt grubu tüm G-20 ülkelerinin önde gelen sivil toplum örgütleriyle temasa geçiyor ve kendi çalışma grubunu oluşturuyor. Benzer şekilde B-20, T-20 ve Y-20 de kendi grupları için ilgili ülkelerdeki muhataplarıyla devlet dışında temasa geçiyorlar.

Avustralya’daki görüşmeler sırasında Gençlik hariç diğer sherpa’lar ile tanışma şansım oldu. Benim açımdan en ilginci B-20 yani iş dünyası alt grubunun sherpa’sıRobert Millinerile yapılan toplantı oldu. Türkiye’den kimlerle görüştüklerini sorduğumda TOBB, TİSK ve TÜSİAD’ın adlarını verdi. İlgili muhatabın kim olacağına karar vermeye çalıştıkları sırada Türk Hükümeti’nin kendileri ile temasa geçtiğini ve B-20 için kimlerin Türkiye adına toplantılara katılacağını “bildireceklerini” söylemiş. Biraz garipsenmiş bu durum. Beni çok da şaşırtmadığını, zira Türkiye’de iş dünyası da olsa farklı grupların olduğunu söyleyince; muhatap tespiti konusunda en fazla zorlandıkları ülkenin Türkiye olduğunu belirtti. Milliner dün İstanbul’daydı ve bu durumun halen devam ettiğini söyledi. Önemsiz gibi görünün bu durum aslında “troyka”nın üçüncü üyesi olmamız hasebiyle aslında önem arz ediyor. Zira biz Avustralya’dan sonraki dönem başkanı ülkeyiz! Troyka; dönem başkanı, bir önceki dönem başkanı ve bir sonraki dönem başkanı olan üç ülkeden oluşuyor. G-20’de alınan kararların takibi, devamlılığın sağlanması amacıyla kurulan bu yapı içindeki ülkeler; hem önceki ülkenin tecrübesinden yararlanıyorlar, hem de alınan kararların hayata geçirilmesi için “takip” çalışmasını yapıyorlar. Makul ve mantıklı bir yapı!

Ancak bu yapılardan sadece G-20 olarak anılan “üst yapı” hükümetlere ait. Diğerleri ilgili alt grupların kendi aralarındaki iletişimlerle oluşturuluyor. İş dünyasına ait olan alt grup için kamunun devreye girmesi ne derece akılcı? İş dünyası, bağımsız olarak taleplerini dünya liderlerine iletebilecek mi? Sahi, Türkiye’yi B-20 alt grubunda kimler temsil edecek, hangi kriterlere göre “seçilecekler” merak ediyorum...

2015 Anzak Yılı

Avustralya’nın tarihinde Çanakkale Savaşı (onlar için Gelibolu Savaşı) çok önemli. 2015 bu savaşın 100’üncü yılı. Tanıştığım her 10 Avustralyalı’dan birisi Türkiye’ye gelmiş, bir çoğu da gelmek istiyor. 2015’teki”Anzak yılı” ve G-20’nin Türkiye’de yapılacak olması Avustralya ile bağların güçlendirilmesi için büyük bir fırsat. Bu fırsatı iyi değerlendirmekte fayda var!

DİĞER YENİ YAZILAR