Piyasalar için 2014 yılı ‘Kusursuz Fırtına’ yılı

Haberin Devamı

Fed’in para musluklarını kısması, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle artan siyasal belirsizlik piyasalar için 2014’ü oldukça zorlu bir yıl haline getirmiş durumda. Not kararları, Barış Süreci, Merkez Bankası’nın atacağı adımlar bu yıl piyasaların yakından izleyeceği diğer gelişmeler olarak sıralanıyor.

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeyi daraltması bizi de daraltacaktır. Bir de bunun üzerine yerel seçimler, ilk kez halk oylamasıyla seçilecek cumhurbaşkanı seçimleri ve çok büyük ihtimalle bu seçimle birlikte yapılabilecek bir genel seçim Türkiye’ye olan yabancı yatırımcı ilgisini azaltacaktır. Fed’in daraltmasının üzerine bir de bu belirsizliklerin yaratacağı oynaklığı ve gerginliği eklediğimizde bu yılın Türkiye için zor geçeceğini; bir anlamda “Kusursuz Fırtına-Perfect Storm” yılı olacağı tahmininde bulunmak çok da hatalı olmayacaktır.

Hele ki ilk olarak yapılacak seçimde İstanbul belediye başkanlığının el değiştirmesi, değiştirmese bile aradaki oy oranlarının birbirine çok yaklaşması, seçim belirsizliklerinin yaratacağı olumsuz havayı iyiden iyiye yükseltecektir.

Yılın ilk çeyreğindeki gerilimin dozu, derecelendirme şirketlerinin de Türkiye’nin notunu aşağı yönde değiştirmelerini de beraberinde getirebilir ki bu olasılık hiç de az değil! Bu olasılığın hayata geçmesi durumunda 2014 yılının büyüme oranının yüzde 1.5-2 seviyesini yakalaması bile önemli bir başarı olacaktır. Bu yıl içeride seçimleri etkileyebilecek ve hatta önüne geçecek olan “Barış Süreci” olacaktır. Bu konuda atılacak her olumlu adım, hem iç barışa hem de büyümeye olumlu yansıyacaktır. Ancak yapılacak hatalar da bir o kadar ters etki yapacak, hatta önümüzdeki yıllarda inşa edilebilecek bir barış imkânını da azaltacaktır. Yapılacak hatalar; birlikte yaşama olasılığını azalttığı takdirde, geri dönülmesi zor noktalara kadar gidebiliriz.

Faiz artırım kararı alınabilir

Merkez Bankası’nın çoklu hedefli, çoklu politika faizli yöntemlerinde 2014’te de ısrarla devam edeceğini açıklaması; belirsizliğin çok daha fazla artacağı bu sene için daha fazla sorun yaratacağını düşünüyorum. Kur cephesinde yaşanabilecek bir-iki sıçrama, ekonomideki “eski travmaları” depreştirecektir! Bu sıçramaların piyasa faizlerinde yeni artışları da beraberinde getireceğini unutmayalım. Bu durumda ya MB “sıradan olmayan” yöntemlerini değiştirip klâsik yöntemlere (yani şok faiz artışlarına) başvuracak ya da MB yönetiminde bazı değişiklikler olabilecek. Yılın ilk çeyreğinde 150 baz puanlık bir “üst bant” veya “politika faizi” artışı gelebilir. Geç kalan önlemlerin etkileri de sınırlı olacağı unutulmamalı.

2013’ün son haftalarında yaşananlar her türlü “güveni” sarmış durumda! Bu yıl gerek yurtdışından gerekse yurt içinden gelecek etkileri en aza indirebilmenin yegâne yolu “iç barıştan” ve “hukukun üstünlüğünün” yeniden ve mutlak olarak tesis edilmesinden geçiyor. Bu amaçla hızla ve vakit geçirmeden; Türkiye sınırları içinde yaşayanların barışını sağlayacak, refahını arttıracak; yeni bir anayasa hazırlanması önce bu ülkenin insanlarının, daha sonra da yabancı yatırımcıların bu ülkeye güvenini arttıracaktır. Bunlar yapılmadığı takdirde...
Yönetilmesi zor ve gerilimi yüksek bir yıl bizleri bekliyor!

Piyasalar için 2014 yılı ‘Kusursuz Fırtına’ yılı


Yurtdışında ‘tay tay yılı’

Son 5 senedir finansal piyasaların “Prima Madonna’sı” Fed bu yıl sahne gerisine çekiliyor. Sahneden nasıl çekileceği, 2014’ün kaderini belirleyecek. Lehman’ın batışı ile tarihlenen küresel finansal krizin başlamasından bu yana neredeyse 5 tam yıl geçti. Küresel ekonomiyi ayağa kaldırmak için el birliği yapan merkez bankalarının desteğini hep arkasında hissetmiş bir nesil, göreve başladı birçok yerde. 2014 yılı Fed’in aylık 85 milyar dolarlık menkul alımını azaltacağı, belki de sonlandıracağı bir sene olacak. Mayıs ayında ilk niyetlendiklerinde piyasalar sarsılmıştı. Geçtiğimiz 6 ay piyasa katılımcılarına hem pozisyonlarını ayarlamak, hem de aradan “kısa günün kârı” çıkarmaları için ek bir süre de tanındı. Artık karar anı yaklaşmış görünüyor.

Son gelen veriler AB’nin değilse bile ABD’nin ve bir parça da olsa Japonya’nın toparlanmakta olduğunu gösteriyor. Merkez bankaları aracılığıyla ayakta tutulmaya çalışılan ekonomilerin kendi başlarına ayakta durup duramayacakları belli değil. Küçük bir çocuğun ilk adımlarını kendi başına atmaya başladığı “tay tay” döneminin hızlı geçip geçmeyecekleri belli değil. İşin kötüsü “tay taydan” yürümeye geçemezlerse neler yapılabileceği de bilinmiyor. Zira emekleme döneminde her türlü araç kullanıldı. Ekonomiler, tekrar dizlerine üzerine çökecek olurlarsa neyle ayağa kaldırılacağı belirsiz. Hele ki bir de “güven” sarsılırsa iş daha da zorlaşabilir.

Japon Yeni kurtarıcı olur mu?

Fed’in “daraltmaya” başlamasının yaratacağı boşluğu Bank of Japan’ın (BoJ) kapatabilecek mi? Yeni yılın yeni sorusu bu olacak. Yen yeniden “carry trade” parası (yani ucuz fonlama parası) olarak öne çıkacak. Belki Asya-Pasifik bölgesinin ihtiyaçlarını karşılayabilir ancak tüm dünyanın ihtiyacını karşılaması zor görünüyor. Japon yeninin bu süreçte önce 105.60 ardından da 112.40 seviyelerine kadar değer kaybettiğin görebiliriz. Yılın son çeyreğinde “Abenomics’in çok da işe yaramadığı” düşüncesinin güçlenmesiyle yeniden 102-105 bandına kadar değer kazandığını görebiliriz. Bu yılın uluslararası politikada öne çıkacak ve piyasaları etkileyecek bir başka meselesi de Çin-Japonya arasındaki gerginlik olacak! 2013’te tırmanmaya başlayan ve iki ülke arasındaki ticareti olumsuz etkileyen bu gelişme 2014’te sıkça gündeme gelebilir.

Tarımsal emtialar 2014’TE öne çıkabilir

Çin’in büyüme hızı bu yıl da yavaşlayacak. Yüzde 7’nin altında gerçekleşecek tahminimle beraber emtia cephesinde; özellikle endüstriyel metallerde; fiyat yükselişleri yılın ikinci yarısına kadar yatay/düşük bir seyir izleyecek ancak yılın son çeyreğinde bu yılın kapanışlarının üzerine çıkabilecek. Tarımsal emtia 2013’te hızlı düşmüştü. Bu yıl düşüşlerin sona yaklaşacağını ve tarımsal emtianın bu yıl geçtiğimiz yıla oranla daha yüksek bir ortalamayı yakalayabilir. Mısır ve kahve fiyatları diğerlerinden daha fazla artacak.

Dolar 2.3550 TL’ye faiz % 13.15’e çıkabilir

Ocak ayının sonu ile Mayıs ayının sonu arasındaki dönemde Türk piyasalarında oynaklığın iyiden iyiye arttığını görebiliriz. Bu dönemi kazasız belasız atlatabilirsek ne alâ. Fed, Barış süreci, yerel seçimler, olası bir not/görünüm indirimi, Suriye-Rojova meselelerinden ikisi bir araya gelecek olur ise dolar/TL kurlarında 2.2800-2.3550 seviyelerinden birini test edebiliriz. Sonrasında gelebilecek bir “faiz artışı” yükselişleri sınırlayıp dolar/TL kurunun yılın ikinci yarısında 2.0150-2.0650 bandına geri çekilmesini sağlayabilir. Benzer dönemlerde gösterge bono bileşik faizlerinde de önce yüzde 11.00 (düz) ardından da 13.15 seviyeleri test edilebilir. Bono piyasasındaki “likidite kuruluğu” devam ederse MB piyasaya da el atabilir...

Borsada yükseliş rekoru görmek zor

İlk 5 aylık dönemde BIST 100’de 2.60 dolar seviyesinin test edilmesini bekliyorum. Daha aşağı inilmesi durumunda işler ciddi ölçüde karışabilecek, bir “kriz” algısı güçlenecektir. BIST 100’de bu yıl yeni yükseliş rekorları gör(e)meyeceğiz. Seçim ve barış süreçleri kazasız atlatılması durumunda BIST 100’ün toparlanacağını ancak 4.10 doları aşmasının da zor olacağını düşünüyorum. Kamunun attığı adımlarla birlikte iç tüketimin az da olsa sınırlanacağı yeni yılda; petrol fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte (Brent petrolünün bu yıl içinde 95 dolara kadar gerilemesini bekliyorum!) cari açığı daha az konuşuyor olacağız.


10 yıllık ABD tahvil getirileri artabilir

Fed’in alımlarını azaltmaya başlaması ilk başta ABD Hazine tahvil getirilerini vuracaktır. Mayıs ayında 3.005’e kadar yükselen ABD 10 yıllık tahvil getirileri ilk aşamada 3.25-35 bandına kadar bir yükseliş olması piyasaları çok rahatsız etmeyebilir. Ancak ben bu seviyenin yılın 2.çeyreğinin başlarında görülmesinin ardından 3. çeyreğin sonuna doğru 3.80 yükselmesini bekliyorum. ABD tahvillerindeki bu hareket birçok piyasayı olumsuz etkileyecek. ABD borsalarında 2013’teki “zirvelerin” 2014’te çok da fazla geçilmeyeceğini ve önemli bir düzeltme yaşanacağını düşünüyorum. Dow Jones 14.250’de tutunamazsa 12.750’ye inebilir.

Altında 1.335 doların üstü zor

ABD’nin petrol ithalatının azalması, yerel kayaç gazı ve petrolü üretiminin artmasıyla küresel petrol ve doğalgaz fiyatlarının bu yıl ortalamasının geçen yıla oranla daha düşük gerçekleşeceğini, Brent petrolünün 95 dolara kadar gerilediğini görebiliriz.

Altın fiyatlarında bu yıl ilk yarısında yeni düşükler görüleceğini, 1.090 dolar seviyelerine kadar bir geri çekilme sonrasında küresel enflasyondaki kıpırdanma ile birlikte yılın son çeyreğinde toparlanacağını ancak 1.335 doların aşıl(a)mayacağını varsayıyorum.

Bu yıl en fazla duyacağımız kelimelerden birisi “Bitcoin” olacak. Ayrıca Bitcoin’in; kardeşleri, yandaşları, taklitleri de artacak!

DİĞER YENİ YAZILAR