Zamlar piyasaları nasıl etkileyecek?

Haberin Devamı

Cumartesi sabahı açıklanan zam furyasının etkileri piyasalarda da hissedilecek. Gelen zamların enflasyonu 0.60 puan kadar yükselteceği, ‘gelecek zamlarla’ bu oranın daha da fazla artacağı kesin. Merkez Bankası bu yıl da hedefi tutturamayacak. Hal böyle olunca Merkez Bankası’nın ‘politika faizindeki indirim’ de bir başka bahara kalacak.

Resmi Gazete’de yayınlanmış kamu zamları. Kısaca; akaryakıt ürünlerine 30 kuruş, tapu harçlarına binde 3, alkollü içkilere de 15 liraya kadar zam yapılmış. Motor silindir hacmi 1600 cc’yi geçmeyen araçların ÖTV oranı ise yüzde 37’den yüzde 40’a çıkarılmış. Sigara ve iletişim vergileri unutulmuş, eli kulağındadır.

Bir süreden beri bütçe ve büyüme hedeflerinin tutmayacağını dillendiren hükümet ve politika yapıcılar, kamuoyunu yavaş yavaş bu zamlara alıştırmışlardı zaten. Yüzde 1.5 hedeflenen bütçe açığının yüzde 2.5’e çıkacağını açıklayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, adeta zamları haklı çıkarma adına adım atıldığını belirtmiş. Bütçe açığının sebepleri muhtelif: Terörle mücadele, Suriye’den gelen mülteci akını, cari açığı küçültme adına uygulanan kontrollü yavaşlama ve düşen büyüme ile azalan ithalat ve tüketim vergileri... Cari açık-büyüme denklemini bir türlü oturtamamış olmamız, düşük büyümenin ve artan kamu harcamalarının bütçe üzerindeki olumsuz etkilerini hükümet borçlanmayı artırarak da çözebilir miydi? Bu da bir alternatif. Ancak hükümetin tercihi sorunu öteleyip büyütmek yerine, zamanında çözüm üretmek olmuş. Gerçi bu çözüm zaten adaletsiz olan vergi düzenimizi daha da adaletsizleştirmekten öte bir şey değil. Fakir ile zengin dolaylı vergilerle “eşit” olarak vergilendiriliyor. Dolaylı vergilere ve kamu mallarına gelen zamlarla fakir kesim gelirine oranla daha fazla vergi ödeyecek.

İşin vergi adaletini bir yana bırakırsak, işin bir de enflasyon boyutu var. Gelen zamların enflasyonu 0.60 puan kadar arttıracağı, “gelecek zamlarla” bu oranın daha da fazla artacağı kesin. Merkez Bankası bu yıl da hedefi tutturamayacak! Hal böyle olunca Merkez Bankası’nın “politika faizindeki indirim” de bir başka bahara kalacak! Geçtiğimiz hafta yapılan PPK toplantısında faizin üst bandı indirilmişti. Bu indirimin pratik bir önemi olmadığına geçtiğimiz hafta değinmiştim. Asıl önemli olan “politika faizinin” indirilmesiydi. Hem son zamlardan, hem da MB Başkanı Başçı’nın açıklamalarından sonra artık bu indirim en azından 2013 ortalarına kalmış durumda.

Geçtiğimiz hafta Başkan Başçı; “(1) Lehman benzeri ani sert bir kriz, (2) döviz kurları üzerinde aşırı değerlenme baskısı ve bunun ihracatı vurmaya başlaması veya (3) enflasyonun yüzde 5.75’in, enflasyon beklentilerinin ise yüzde 5’in altına düşmesi halinde politika faizinde indirimi gündeme alacaklarını” söylemiş. İlaveten, “Çok net ifade ediyorum. Bunlar olmazsa indirimi gündeme almayız” diyerek bu konudaki beklentileri (benimkiler de dahil) nihayetlendirmiş.

Faizler ne olacak?

Hal böyle olunca; koridorun üst bandında indirimler devam etse de; gerçek anlamda pratikteki “politika/fonlama” faizlerinin düşmesi mümkün görünmüyor. Son günlerde düşüş trendinin sonuna geldiği görülen gösterge bono bileşik faizleri de bu ihtimali yavaş yavaş fiyatlamaya başlamıştı. Son zam haberleri ve Başçı’nın “net söylemiyle” bu süreç önümüzdeki hafta(lar)da daha da fazla fiyatların içine girecektir.

Gösterge bono bileşiklerinde ilk aşamada 7.67-7.75 bandının test edilmesi ihtimali yüksek. Ardından da 8.15 bileşik seviyesi gündeme gelecektir. Faizlerdeki yükseliş ihtimaldir ki Türk piyasalarına olan ilginin artmasına, bunun da beraberinde dolar/TL kurlarına yeni bir baskı gelebilir mi? İhtimal düşük olsa da bu ihtimal hayata geçecek olur ise Merkez Bankası Başkanı’nın ikinci kriteri belki tetiklenebilir. Yine de bugünden bakıldığında ihtimal düşük görünüyor.

Kâr realizasyonlarına dikkat!

Gelelim kısaca bu haftaya...

Geçtiğimiz hafta Fed sonrası dalganın artçıları piyasalara hakimdi. Bir yandan yükselme çabaları, diğer yandan “bekletiyi almış olanların, gerçekleşmeyi sattığı” bir haftadan sonra bu haftanın sorusu, “Ne yapılır, ya da nasıl bir haber gelir de piyasalar yükselir?” olsa gerek! Verilerin hızlı bir toparlanma sergileyemeyeceğini varsayarsak, ortada ne Fed, ne BoJ ne de ECB beklentisi kaldı.

Böylesi bir ortamda kâr realizasyonlarının öne çıkma ihtimali artıyor. Özellikle bizim piyasalarımızda faizlerde yaşanabilecek bir yükseliş banka hisselerini sınırlı da olsa olumsuz etkileyebilir.

İMKB 100’de halen daha 69.010 hedefi (son üç haftadır olduğu gibi) halen daha resmin içinde. Ancak yurt dışından başlayacak bir kâr realizasyonu dalgası, İMKB 100’ü sırasıyla 67.400, 66.500 ve ardından da 65.250 seviyelerinin görülmesi ihtimali artacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR