Piyasalarda yıl sonu rallisi mi yoksa son satış fırsatı mı?

Haberin Devamı

Yatırım bankalarının ve hedge fonların bir çoğunun yıl sonu Kasım ayındaydı ve geçen haftanın başındaki olumsuz hava ‘yıl bağlama’ günlerinde yerini ‘bahara’ bıraktı. Borsalar yükseldi, enflasyon endişeleri yaratan emtia fiyatlarında ciddi gerilemeler oldu ve dolar da bir parça değer kazandı.

Yılbaşına kadar önümüzde 4 hafta var. Bunun son iki haftası bizde bayram, dışarıda Noel, yılbaşı derken pek fazla hareketin olmadığı dönemler olacaktır. İlk iki hafta daha belirleyici olacaksa da; son iki haftada likiditenin azaladığı dönemlerde; emtialar başta olmak üzere özellikle derinliğin az olduğu piyasalarda agresif hareketlerde görülebilir. O nedenle bir çok fon ve hatta bu piyasalarda işini şansa bırakmak istemeyen bireysel katılımcılar piyasalardaki pozisyonlarını kapatıyorlar. (Aslında bu da derinliği azaltan bir faktör değil mi?)

Peki önümüzdeki dört hafta da bir rali mi bekliyor piyasaları, yoksa önümüzdeki yıl için son satış fırsatları mı yakalanacak?

1998 yılından bu yana son dokuz yıla bakıldığında; 2002 ve 2005 haricinde her Aralık ayında İMKB’de yükseliş yaşanmış. Benzer bir durum ABD’deki Dow Jones Endeksi’nde de görülüyor. Kasım aylarına bakıldığındaysa; ABD’de bu dönemde bir istisna dışında hep yükseliş olmuş. İMKB’de Kasım aylarındaki düşüş sayısı dört.

Ancak 1998’den bu yana ne Dow Jones’ta, ne de İMKB’de geçtiğimiz Kasım ayındaki kadar büyük bir düşüş hiç yaşanmamış! (Bu rakamlar istatistiksel bir metoda değil sadece aylık grafiklere dayanıyor.)

İçinde bulunduğumuz ortamda; daha önceki yıllara bakıp, Aralık’ta yine bir ralli yaşanır demek zor. Bilançolarını 31 Aralık’ta kapatanlar ki; bunların arasında yerli finans kuruluşları da olduğu için yılın pozitif kapanması iyi bir haber ve bunun için bir çaba olacaktır.

Borsada hedef 58 bin 500

2008’de ABD için olumlu bir senaryo çizmek hayli zor. 2002 Ekim ayından bu yana yaşanan yükselişin devam etmekte zorlandığı gözleniyor. Buna bir de “eşikaltı ev kredisi krizinin” (henüz daha konuşulmayan “eşikaltı oto kredileri” ve “eşikaltı kredi kartları” da bunlara eklenebilir) muhtemel etkilerini dahil edersek “satış fırsatı” olma ihtimali “ralli” olmasından daha yüksek görünüyor. En azından ABD piyasaları için.

ABD piyasaları ile diğer piyasaların “ayrışma (decoupling)” senaryosu hayata geçerse (ki bunun pek kolay olmayabileceği daha sık dile getirilmeye başlandı) bizim piyasalarımızda; ABD’nin tersine “ralli” ihtimalinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Teknik analiz açısından bakıldığında da bu mümkün görünüyor. Ralli olması durumunda İMKB’nin önünde sırasıyla 55.050, 57.600 bir önceki zirvelere yakın olan 58.500 seviyeleri hedef olarak duruyor. Aşılması 61.700 ve hatta 64.300’lerde yepyeni zirvelerin görülmesi demektir.

Yine de hatırda bulundurmakta fayda var. ABD piyasaları yükselemezken, İMKB’nin yükselmesi hayli zor. Hele hele emtia fiyatlarında “gerileme/düzeltme” başlamış ve en büyük emtia ihracatçısı Brezilya, Güney Afrika ve Rusya bundan olumsuz etkilenecekken (her ne kadar bizim için iyi haber olsa da yükseliştekine benzer, yine aynı kefeye konulacağız.) bizim piyasalarımızın ralli ihtimali de azalıyor.

Ya da rallinin boyu “kadük” kalabilir.

Ralli yerine satışların artması; İMKB 100’de Ekim ayından kalan 48.175-48.974 ile sonrasındaki 50.527-50.939 ve 51.602-52.292 arasındaki ‘gap’lerin kapanmasına neden olacak bir düşüş yaşatabilir. (Hatırınızda bulundurun; bu boşluklar ama bu yıl ama önümüzdeki yıl kapanacaktır.)

Zamanlamayı yine çıkışta olduğu gibi “maalesef” yurt dışı belirleyecek.

Biraz altın...

Yükselişin 845 ons/dolarda son bulmuş ya da en fazla 860’ın görülebileceğine daha önceleri değinmiştim. Altında 775 ve 767 kısa vadeli destek seviyeleri. 767.30’un altında bir günlük kapanış olmaz ise yeniden 860’lara kadar bile bir yükseliş yaşanabilir. Ancak aşılamayacak ve yeniden daha uzun vadeli bir düşüş trendine girecektir altın.

767’nin aşağı kırılması 740 ve 719 seviyelerine kadar düzeltme/düşüşün sürmesi anlamına gelecektir ki. Halen daha bu yılın en sık işlem görülen 670 seviyelerinin çok üzerindeyiz.

Biraz petrol...

Tıpkı euro/dolar paritesindeki 1.50 psikolojik seviye görülmeden dönüldüğü gibi petrolde de 100 dolar görülmeden düşüş/düzetme başladı. ABD ham petrolü WTI’da 99.29 ile görülen zirveden önce, 100 doların bile aşılıp 103 dolar kadar çıkılabileceğini düşünmüş ve yazmıştım.

Değil 103, 100 bile gerçekleşemedi. Anlaşılan 100 dolarlarda öylesine büyük put opsiyonları var ki, alıcılar bunları taşıyamayacaklarını düşündüklerinden fiyatları oraya kadar yükseltmediler. Önümüzdeki hafta içinde 92-94 dolar aralığına kadar cılız bir yukarı hamle olsa bile 84-87 dolar aralığının görülmesi hayli yüksek bir olasılık. Euro/dolar paritesinin 1.4630 ile kapanışa yakın dip seviyesine inmesi de bu olasılığı destekler nitelikte.

Asıl ilginci; bu ay ya da yeni yılla birlikte 80 doların altına inilmesi durumunda, Mart ayındaki 57.58 ile 59.21 arasındaki “gap”i de kapatacak düşüş rallisi olması ihtimaliyle petrolü yakından izlemekte fayda var.

ABD büyümesinin resesyona yakın bir duruma gelmesiyle; 90’lı seviyelerde “tepe” yaptığını ve düzeltme trendinin başladığını söylemek mümkün. Umarım böyle olurda petrol faturamız azalır.

DİĞER YENİ YAZILAR