Albert Camus 100 yaşında
.
Savaş sonrası 1947 yılında gazete farklı bir çizgiye geçince yolları ayrılır. Aynı yıl yayımladığı yeni romanı "Veba" onu mali açıdan çok rahatlatır. Bu arada Sartre ile olan ilişkisi de bozulur. Kimileri bunu Sartre'ın Sovyetler'i desteklemesine, kimileriyse çok yakışıklı ve çekici Camus ile Sartre'ın yol arkadaşı Simone de Beauvoir arasında bir yakınlaşma olmasına bağlar.
2. Dünya Savaşı başladığında orduya katılmak üzere başvurur fakat verem olduğu için kabul edilmez. O da Paris'e gider ve "Paris Soir" gazetesinde yazmaya başlar. Bu arada Cezayirli matematikçi Francine Faure ile ikinci evliliğini yapar. Kısa süre sonra yine yaşamı karmakarışık olur. İşini kaybeder, Cezayir'e geri dönerler. 1942'de hastalığı nedeniyle Paris'e geldiği bir dönemde Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir'la arkadaş olur. Ardından Camus direnişe katılır ve hareketin yeraltı gazetesi "Combat"ın editörlüğünü üstlenir. Sartre'ın yanı sıra Raymond Aron ve Andre Malraux gibi filozoflarla birlikte çalışır.
Ölümünden sonra basılacak olan "Mutlu Ölüm"ü yazar. Ardından onu dünya çapında bir yazar yapacak olan "Yabancı" gelir. Tüm bunlar olup biterken o antifaşist bir Cezayir gazetesinde edebi eleştiriler ve sosyal eşitsizlikler üzerine yazılar yazmaktadır.
Derken 1935'te okulu bitirir, Cezayir radyosu tiyatro grubunda oynamaya başlar. Komünist Parti'ye üye olur, morfin bağımlısı Simone Hie ile evliliği bunu takip eder. Fransız Komünist Partisi'yle arasında sorunlar yaşanınca da partiden atılır. Camus'nün yazarlık serüveni bu dönemde başlar.
Camus, daha iki yaşına gelmeden I. Dünya Savaşı'nda babasını kaybeder. İçine kapanık, kulakları ağır işiten ve konuşma zorluğu olan annesi, Camus'yü temizlikçilik yaparak okutmaya çalışır. Yine de bir süre sonra evlerini kapatıp büyükanne ve amcalarının yanına taşınmak zorunda kalırlar. Camus lise döneminde evden ayrılır, üniversitede felsefe okur. Bu dönemde de okulun futbol takımında oynar. Ayakkabıları eskimesin diye takımın kaleciliğini yaparak başladığı futbol yaşamı ancak tüberküloz olunca sona erer.
Felsefe dünyasının popüler dergisi "Philosophy Now" son sayısında dosya konusunu 46 yaşında araba kazasında ölen ünlü varoluşçu filozof ve romancı Albert Camus'ye ayırmış. Derginin editörleri doğumunun yüzüncü yılında Camus'yü, 24 yaşında yine bir araba kazasında ölen James Dean'e benzetmiş ve onun isyankar ruhunu, hayatını ve görüşlerini okuyucularıyla paylaşmış.
7 Kasım 1913 tarihinde doğan yazar, doğumunun 100. Yılında Google tarafından hazırlanan Doodle ile onurlandırıldı. Rudyard Kipling'den sonra en genç ikinci yazar olarak 44 yaşında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. 47 yaşında ise 'ölmek için son derece aptalca bulduğu' bir trafik kazasında hayatını kaybeder. Geride yazdıkları ve inandıkları sayesinde sahip olduğu gerçek bir hayat hikâyesi kalır. Biyografisini yazan Alba Amoia, onun için "Kuşağının ahlaki bilinciydi" der. Trençkotu ile attığı o efsanevi bakış, The Cure grubunun "Yabancı"dan esinlenerek yazdığı bir parça ve daha niceleriyle Albert Camus'nün hayatı...