Depremler ve yanlış hedefler

Önce Bingöl'deki depremde canlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyorum. Sonra yaralılara acil şifalar ve malından olan talihsiz vatandaşlarıma da kolaylıklar diliyorum

Haberin Devamı

Önce Bingöl'deki depremde canlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyorum. Sonra yaralılara acil şifalar ve malından olan talihsiz vatandaşlarıma da kolaylıklar diliyorum. Evet, deprem önlenmesi mümkün olmayan bir afet. Ama tedbir almak bizim elimizde. Bu olayların beşiği Japonya'da artik 7 şiddetinde bir deprem bile olsa kimsenin evi başına yıkılmıyor. Demek ki tedbirlerini almışlar.

Gelelim bizdekilere. Yurdumuzda her yer sarsıntısı olduktan sonra medyamız bana göre büyük bir yanlışa saplanıp, hemen müteahhitlere veryansın etmeye başlıyor. "Yok filanca müteahhit yakalanmışmış. Yok filanca müteahhit kacmışmış" gibi haberleri okumadığımız gün yok. Peki bina inşaatlarının her türlü sorumlusu müteahhit midir? Yoksa teknik adamlar mıdır? Teknik adamlar göz yummasa, o inşaatı yapan, malzemeden çalabilir mi? Kontrol mühendisleri ve mimarlar sürekli denetlediği takdirde, inşaat harcından çimentoyu kim çalabilir? Yahut da betonun, betonarmenin demirlerini kim çalabilir?

Şimdi anlaşılıyor mu yaptığımız yanlış? Her şey ortada ve apaçık. Daha ileri gitmek istemiyorum ama bu düşülen yanlışlıktan, bu hatadan artık kurtulmak lazım. Mimar ve Mühendis odaları, bu binaların onayını imzalayan kendi mensuplarını sorgulamalıdır.
Hiçbir teknik adam önüne getirilen raporu ezbere imzalamamalıdır. Bana kalırsa bu konulardaki sorumluluğun başı, teknik adamların ihmalkârlığıdır. Düştüğümüz yanlıştan kurtulup, gerçek hedefi bulmalıyız. Yoksa her depremden sonra böyle saçımızı başımızı yolup dururuz.

Bu da tapuda yenen kazık
Bu köşede, arada bir tapu müdürlüklerini de uyarırım. Ya da yapılan haksızlıkları dile getirerek onları sorguya çekerim. İşte yine böyle bir olayı anlatayım da gülün.

Ertan Genç, Mersinli. Eşine ve kardeşlerine rahmetli anneleri bir mal bıraktı. Malı, aralarında anlaşarak Ertan Bey'in eşi üzerine aldı. Devir için tapuya gidildiğinde 534 milyon lira harç yatırıldı. Fakat bunun yanında 70 milyon daha istendi. 60 milyonu sayman mutemedi alındısıymış. 10 milyonu da Tapu Kadastro Vakfı'na kesilmiş. Yani resmi devlet harcından başka vatandaştan birtakım paralar da alınıyor. Ertan Genç diyor ki: "İnsandan zorla bağış alınır mı? Neyin döner sermayesine para yatırdık? Bizi inek gibi sağmaktan ne zaman vazgeçecekler?"

Gördünüz işte. Devlet dairelerine işiniz düşünce başınıza neler geliyor. Peki vatandaştan toplanan bu paralar nereye gidiyor dersiniz?

DİĞER YENİ YAZILAR