Burslu öğrencilere neyin cezasını çektiriyorsunuz?

Hani yurtdışına eğitime giden başarılı öğrencilerin daha sonra geri dönmeyip, oralarda hayata atılmaları karşısında, "Bu beyin göçü neden engellenmiyor?" diye hayıflanır dururuz ya...

Haberin Devamı

Hani yurtdışına eğitime giden başarılı öğrencilerin daha sonra geri dönmeyip, oralarda hayata atılmaları karşısında, "Bu beyin göçü neden engellenmiyor?" diye hayıflanır dururuz ya... Meğer devletimizin de gençlerin bu seçimi yapmalarında çok fazla etkisi varmış. Nasıl mı? Bakın, şu an yurtdışında eğitim gören veya eğitimini tamamladığı halde ülkeye dönmeyen veya dönemeyen binlerce gencimiz var.

Dönemeyenlerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Bu başarılı öğrenciler devlet tarafından YÖK ve MEB bursuyla yurtdışına lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi için gönderildiler. Özellikle 1992 yılından itibaren birçok ilde yeni üniversitelerin açılmasıyla ortaya çıkan öğretim kadrosu sıkıntısını ortadan kaldırmak için yurtdışına gönderilen üniversite mezunlarının sayısı oldukça fazlalaştırıldı.

Bazı öğrencilerin neden geri dönemediklerine gelirsek... Devlet, bu çocukların yurtdışında alacakları eğitim süresine göre onlara burs veriyor. Bu yüzden de öğrenciler eğitimleri boyunca belli bir basan düzeyini yakalamak zorundalar. Başarısız olmaları durumunda bursları kesiliyor. Ayrıca bazı ülkelerde verilen eğitimin süresi bizdekinden daha uzun olabiliyor.

Türkiye'ye dönmüyorlar
Böyle durumlarda da yetkililer ek süre vermeden, öğrencilerin burslarını sorgusuz sualsiz kesiyor. Üstelik eğitim süresini ta-mamlayamadıkları için bu gençler diplomalarını alamıyor ve bu yüzden de başarısız sayılıyorlar. Bunların dışında, yurtdışındaki eğitimlerini başanyla sürdüren bazı gençlerin de çeşitli nedenlerden dolayı bursları kesilmiş. İşte, farklı sebepler yüzünden bursu kesilen öğrencilerin bir kısmı, ek işlerde çalışarak, hatta bulaşık yıkayarak, garsonluk yaparak eğitimlerini tamamlamak zorunda kalıyor. Zira burslu öğrencilerin büyük bir bölümü dar gelirli ailelerin çocukları.

Eğitimleri bittiği zaman ise birçoğu Türkiye'ye dönmeye yanaşmıyor. Nedeni ise eğitimleri karşılığında verilen bursu geri ödeyememeleri. Çünkü bir fakültede araştırma görevlisi, doktor ya da yardımcı doçent olarak göreve başladıklarında aldıkları maaşlarla sürekli faiz işleyen bu borcu ödeyebilmeleri imkânsız. O yüzden de hemen dönmeyerek yurtdışında daha yüksek maaşlı işler bulup, para biriktiriyorlar. Hoş, gelenler de parayı ödeyemedikleri için mahkeme kapılarında sürünüp, duruyorlar.

Mutsuzlar ve çaresizler
Devlet tarafından yurtdışına bilim öğrenmeleri için gönderilen öğrencilerin durumu böyle. Bir bölümü eğitimini tamamlamak için en berbat işlerde çalışıyor, bazısı okulu yarım bırakmak zorunda kalıyor, bir kısmı da kara kara borcunu nasıl geri ödeyeceğini düşünüyor. Mutsuzlar, çaresizler. Peki, hortumcularla, bankalan batıranlarla masaya oturan ve onlara kolaylık sağlayan devletimiz, namusuyla şerefiyle yaşayan, yurtdışındaki en iyi üniversitelerde öğrenim görmeye hak kazanmış bu kişilere neden kolaylık göstermiyor?

Hacizlerle uğraşan, mahkeme kapılarında sürünen bu insanların üniversitelerde bilim adamı yetiştirmelerini bekleyebilir misiniz? Devlet bu borçların geri ödemeleri için uygulanan yüksek faiz miktarıyla yeni bir kazanç kapısı açmayı mı düşünüyor? Bu ülke gelişmiş, çağdaş, iyi eğitimli insanlarla kalkınır. Ama devleti yönetenler bu konuda benimle hemfikir değiller. Ne dersiniz?

Kısa kısa
Ziraat Bankası'nın bankamatiğinden haf-tasonu para çekilemediğini geçenlerde yazdım. Suadiye'de oturan bir okurum da yaklaşık 4 yıldır semtteki Vakıflar Bankası'nın bankamatiğinde genellikle haftasonları para olmadığını belirtiyor. Tenha olduğu için özellikle haftasonunu tercih eden okurum, çoğu kez eve eli boş dönüyormuş. Vakıflar Bankası yöneticilerine duyurulur.

DİĞER YENİ YAZILAR