Adaletsizlik nereden başlıyor?

Hepsi aynı okullardan mezun, benzer sınavlardan geçmiş, aynı bilgi ve birikime sahip mühendisler ve mimarlar

Haberin Devamı

Hepsi aynı okullardan mezun, benzer sınavlardan geçmiş, aynı bilgi ve birikime sahip mühendisler ve mimarlar. Ancak aldıkları ücretler, çalıştıkları ortamlar, sahip oldukları teknik imkânlar, mesai saatleri, döner sermayeden faydalanma durumu ve görevden ayrılma tazminatı çalıştıkları kuruma göre farklılık gösteriyor. Örneğin Maliye Bakanlığı'nda, Sağlık Bakanlığı'nda, T.C. Merkez Bankası'nda veya TRT'de teknik personel olarak görev yapanlarla, Bayındırlık Bakanlığı'nda ve DSI'de çalışan teknik personelin maaş ve çalışma koşulları arasında oldukça önemli bir farklar var.

TRT'de çalışan bir teknik elemanın ücreti 2 bin 500 YTL'yken Bayındırlık Bakanlığı'nda 800-1000 YTL arasında değişiyor. Yurdun en ücra köşelerinde, hatta ağır şantiye koşullarında hizmet veren Bayındırlık Bakanlığı ve DSİ teknik personeli, diğer kurumlarda çalışan meslekdaşlarına yakın seviyede ücret almak ve benzer özlük haklarına sahip olmak istiyorlar. Bir çoğunun hedefi de bir yolunu bulup, başka kurumlara geçebilmek.

Valla ne diyeyim, adamlar yerden göğe kadar haklılar. Alınan eğitim, yapılan iş aynı ama biri diğerinden en az 1000 YTL daha fazla ücret alıyor, daha iyi şartlarda yaşıyor ve daha fazla hakka sahip. Bu durumda kim olsa isyan eder. Tamam, ekonomi daha tam rayına oturmadı. Henüz Avrupa Birliği ülkeleri düzeyine çıkamadık. Ancak birilerini yaşatıp, diğerlerini kötürüm bırakmak da olmaz diye düşünüyorum. Bu ülkenin yöneticileri buna izin vermemeli. Haksız mıyım?

Bu kadar da zeki olunmaz ki!
Ömer Öztürk isimli okurum geçenlerde, E-5 karayolu üzerinde Büyükçekmece'den İstanbul yönüne doğru ilerlerken, TÜYAP'ın biraz berisinde bir otobüs durağı görmüş. Ancak araçta olmasına rağmen başını çevirip, bir kez daha bakmaktan kendini alamamış. Tuhaf olduğu kadar, komik de olan manzara karşısında adeta şok olmuş. Neyse, birkaç gün sonra tekrar Büyükçekmece'ye dönerken durup, durağın fotoğrafını çekmiş ve bana göndermiş. Ben de fotoğrafa bakınca, hayretler içinde kaldım. Neden mi? Bakın, üstü kapalı ve çok eski olmayan durağın sırtı yola dönük. Yani durak boş tarlaya ve birkaç metre ilerideki elektrik direğine bakıyor.

Durağın yapılış tarihinin üzerinden kaç yıl geçti tam olarak bilemiyorum. Ama çok merak ediyorum, bu süre zarfında o yoldan hiçbir İETT yetkilisi geçmedi mi? Ya da geçtiler de durağın ters duruşu, oraya monte eden İETT görevlilerine olduğu gibi onlara da normal mi geldi? Valla varsayımların sonu gelmez. Ancak kesin olan birşey var ki, o da bu komedinin biran önce sonlandırılması gerektiği. İETT yetkililerine duyurulur.

Karanlık yollar ne zaman aydınlanacak?
Trafik kazalarında insan faktörünün payı çok yüksek. Ancak yol şartlarını da es geçmemek gerekiyor. Mıcır dökülmüş, delik deşik olmuş, trafik uyarı işaretleri olmayan yollar yüzünden de her yıl bir sürü kaza meydana geliyor. Çok önemli olan başka bir nokta da aydınlatma konusu. Özellikle de ana yolların şehir merkezlerinin içinde veya merkezlere yakın olan kısımlarında ışıklandırmanın yeterli miktarda olması gerekiyor. Bakın, TEM otoyolunun Pendik Kurtköy'den İzmit'e kadar olan bölümünde ışıklandırma yok denecek kadar az. Üstelik bu yolu kullanmak için vatandaşlar para ödüyor. Ayrıca Kaynarca ile Sabiha Gökçen Havalimanı arasındaki yol da çok karanlık.

Karayolları yetkilileri, bir akşam bahsettiğim bu iki yoldan arabalarınızla geçin ve tehlikenin boyutunu kendi gözlerinizle görün. Bu yerlerde her an büyük bir kaza olabilir. O yüzden de hiç vakit kaybetmeden hemen harekete geçin. Benden söylemesi.

DİĞER YENİ YAZILAR