Bu gençleri isyan ettirmeyelim...

Yabancı dil öğrencileri olarak Anadolu Öğretmen Lisesi mensuplarına verilen abartılı ek puan karşısında haksızlığa uğradıklarını iddia eden diğer yabancı dil öğrencileri isyan ediyor.

Haberin Devamı

Yabancı dil öğrencileri olarak Anadolu Öğretmen Lisesi mensuplarına verilen abartılı ek puan karşısında haksızlığa uğradıklarını iddia eden diğer yabancı dil öğrencileri isyan ediyor. Ham puan değerlendirmesi ile Türkiye birincisi olsalar bile Boğaziçi, ODTÜ gibi en yüksek puanla öğrenci alan üniversitelere giremedikleri gibi diğer üniversitelere de girme şansları büyük oranla kısıtlanıyormuş. Tabiî ben bu işin tekniğinden pek anlamam ama gelen isyan dolu mesajlar bu konu üzerine eğilmemi gerektirdi. Gençlerin verdikleri bilgiye göre örneğin; geçen yılki sisteme göre ortaöğretim başarı puanı 40 üzerinden 39.5 olan öğrenci Seda Üstün, yabancı dil sınavında 96.25 net yaparak istanbul Üniversitesi'ne girmeye hak kazanırken Öğretmen Lisesi çıkışlı olup 70 net yapan bir öğrenci de bu fakülteye girebilmiştir. Bu fakültenin 50 kişilik sınıfında 10 kişi Anadolu Lisesi, Süper Lise ya da Özel Okul öğrencisi iken diğerleri ek puan adaletsizliği ile gelen Anadolu Öğretmen Lisesi çıkışlı öğrencilerdir. Bunun yanısıra geçen yıl 91.25 net puan alan Armağan Çarıkçı adlı diğer bir öğrenci de ancak Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü'ne girebilmiştir.
Peki bu gençlere haksızlık yapılıyor mu yapılmıyor mu? Bence bal gibi haksızlığa uğruyorlar. Sevgili Milli Eğitim Bakanı'nın bu konuya eğilerek meseleyi halletmesini diliyorum.

Tek göze ehliyet olur mu?
Türkiye'de tek gözü görmeyenler ehliyet alamıyorlar. Oysa Avrupa'daki ülkelerden alabiliyorlar. Bununla ilgili haberler bir kaç ay öncesine kadar bütün gazetelerde yer aldı. Hatta bu durumla ilgili yasa tasarısı bile Meclis'e sunulmuştu.
Bu konuda söz sahibi bir insan değilim. Ama gerçekten de Avrupa ve Amerika'da bir gözü olmayanlara otomobil ehliyeti veriliyor. Tabiî arabalarındaki ayna ve diğer gerekli tadilatı yapmak şartıyla. Diyeceksiniz ki bizde iki gözü olanlar dahi körmüşçe-sine dünyanın en büyük trafik kazalarını yapıyorlar, onlara trafik canavarı adı bile verildi. Medeni ülkelerle bizim aramızda çok fark var, iyi güzel çok fark var ama biz de bıraktıkları yerde değil daha ilerde olmalıyız gibi geliyor bana. Sözün kısası kurallara tama-miyle uyarsak, bir gün gelir tek gözlü vatandaşlarımız da ehliyet sahibi olabilirler. Gönlümüz ondan yana.

Döner Sermaye döne döne uçtu...
Döner Sermaye adı üstünde parayı döndüre döndüre idare etme sanatı. Bunu daha ziyade hastanelerimiz uygular. Bir bakıma faydalıdır. Ama şu bizim İzmir Tepecik'teki Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde işler bildiğiniz gibi değil. Bu hastanede birkaç ay boyunca memurlar hak ettikleri parayı alamıyorlar. Ocak, Şubat hatta Aralık döneminde alacaklı olan personel kıvrım kıvrım kıvranıyor. Başhekime müracaat edenler ters cevaplarla yüz-geri ediliyor. Hastane personeli başhekimden hesap soramıyor.'Şu döner sermayenin gelir-gider açıklamasını yapsanız da görsek başhekim bey'demişler ama beyefendi bunu reddetmiş. Nasıl bir başhekim-se işine geldiği zaman açıklama yapıyor, işine geldiği zaman susuyor. Personeline hem para ödemiyor, hem de neden öde-miyorsun deyince "Canınızı yakarım" cevabını veriyor.
Şimdi ben Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanımıza bu konuyu havale ediyorum. Sanırım bu hastanede dönen dolaplar bini aşmış ama minarelerin kılıfları da gayet güzel hazırlanmış.
Sayın Bakan elimde daha birçok doküman var ama bu köşede onları açıklarsam camiayı güç duruma sokmuş olacağımdan dolayı sizden İzmir Tepecik'teki bu hastaneye bir el atmanızı istiyorum. Geniş bilgi isterseniz bende var. Ama yollayacağınız bir müfettiş de her şeyi ortaya çıkaracaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR