Çilek manavlarda özgürlüğünü ilan etti

Çilek düşük kalorili; diyete çok uygun bir meyve. Sadece sekiz adeti bile günlük tavsiye edilenden yüzde 140 oranında daha fazla C vitamini içeriyor...

Salatalık ile çilek arasında ortak bir özellik var mı?” diye sorsam, büyük olasılıkla, “Bu ne saçma soru?” dersiniz. Ama yılın 10 ayında ısırdığım çileklerden salatalık yerken çıkan “kırrt” sesi bende her seferinde bu çağrışımı uyandırır. Dışarıdan bakıldığında olgun çileğin ağız sulandıran görüntüsüne meyvenin tatsız, sert dokusunu hiç yakıştıramam. Gelgelelim yaklaşık iki ay süreyle çilek kendini bulur, ondan beklenen yumuşak nefis kokulu özüne döner, gerçek kişiliğine kavuşur. İşte şu sıralar çileğin gerçek mevsimi geldi; hakiki çilek şık marketlerde satılan küçük hediyelik paketlere sıkışmaktan kurtulup, manav tezgahlarında özgürlüğünü ilan etti. Henüz seracılığın sebze ve meyveleri bugünkü gibi yozlaştırmadığı zamanlarda böğürtlengillerin kraliçesi olarak adlandırılan çilek sadece bu mevsimde pazara inerdi. Bugün tarihe karışan Arnavutköy çileği ve yıllardır tadına hasret kaldığım nefis Osmanlı çileği için biraz daha beklememiz gerekirdi. Seracılık bugün bütün mevsimsel tarım ürünlerinde olduğu gibi, onu da 12 ay boyunca sofralarımıza getiriyor; ama güneşte olgunlaşmış hemcinsleriyle benzerliği sadece yapay yöntemlerle insanın ağzını sulandıran görünüşünden ibaret kalıyor.

Haberin Devamı

18’inci yüzyılda Avrupa’ya ulaştı

Arkeolojik buluntular çileğin Taş Devri’nde bile bilindiğini gösteriyor. Ona Latince “fragum” adı verilmiş. Bu, 12’nci yüzyıldan beri de çileğin tür adı olarak kullanılıyor. 14’üncü yüzyıla gelindiğinde başta Fransa Kralı‘nın geniş bostanları olmak üzere belli başlı ülkelerdeki manastırlarda küçük dağ çilekleri yetiştiriliyor, türlerin geliştirilmesi için uğraşılıyor. Çileklerin daha erken ya da geç olgunlaşmaları sağlanabilmiş, ancak boyları bir türlü büyütülemiyordu.

Derken Kanada’nın St. Laurenz nehri kıyılarında Fransız göçmenler iri meyveleri olan yabani bir cinse rastladı. Bu, 18’nci yüzyılda Amerikan kırmızı çileği adıyla Avrupa’ya ulaştı ve botanik bahçelerinde iyileştirme çalışmaları sırasında ortaya 300 civarında yeni çilek türü çıktı François Frezier adlı bir botanikçi ise o güne dek görülmedik irilikte Şili kökenli bir başka çilek keşfetti. 1750 yılına gelindiğinde Hollanda’da Amerikan ve Şili kökenli çileklerin melezleştirilmesi günümüzde bahçe çileği denen iri ve parlak kırmızı renkli türü ortaya çıkardı.

Haberin Devamı

Düşük kalorili ve diyete uygun

Çileğin Avrupa’da yaygınlaşmasına öncülük eden XIV. Louis’nin doktoru Fagon, bilinmeyen bir nedenden 1705 yılında krala çilek yemeyi yasaklamıştı. Ancak hoşlandığı herhangi bir şeyin engellenmesine hiç gelemeyen kral hekime haddini bildirip, çilek tutkusunu sürdürdü. Bugün tıp dünyasından gelen haberler göz önüne alınırsa, çok da iyi etti. Zira her şeyden önce çilek düşük kalorili; diyete çok uygun. Bunun yanı sıra, sadece sekiz adet orta boy çilek, günlük tavsiye edilenden yüzde 140 oranında daha fazla C vitamini içeriyor. Bu, aynı miktarda portakalda bulunan C vitamini miktarından yüzde 55 daha fazla. İçerdiği, bir tür B vitamini olan zengin “folik asit”, özellikle hamile kadınlara çok yararlı.

Benim tercihim, yeteri kadar tatlanmışsa, çileği herhangi bir malzemeyle karıştırmadan, olduğu gibi yemek. Aromasının en iyi şekilde algılanması içinse, oda sıcaklığında servis yapılmasını öneririm. Tam olgunlaşmadan toplanırsa aromasını ve tadını yitiriyor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR