Restoran eleştirisinin adabı var

New York Times’ta yayınlanan yemek eleştirisi sonrası okuyucuların bir kısmı aboneliklerini iptal etti. Damak tadı izafi bir kavram ama eleştirinin de adabı var.

Aslında bizleri doğrudan ilgilendiren bir konu olmamakla birlikte bazı gazetelerde bir haber yayınlandı: New York Times’in yemek editörü ve eleştirmeni Pete Wells Kaliforniya’nın Oakland kentinde bir mahalle hamburgercisinde yemek yemiş ve 3 Ocak’ta yayınlanan yazısında bu restorana “sıfır” yıldız vermiş yani berbat bulmuş. Yazı yayınlandıktan hemen sonra Locol adlı bu mekânın müdavimleri gazeteyi mesaj yağmuruna tutmuşlar, buranın böylesine acımasız aşağılanmayı hak etmediğini öne sürerek yazarı protesto etmişler. Bazı Locol müdavimleri gazete aboneliğini bile sonlandırmış. İşin bu bölümü bizim için de üzerinde durmaya değer...

Her restorana aynı kriteri uygulamak olmaz

Haberleri okuduktan sonra New Yorklu Pete Weiss’in kim olduğuna, neler yazdığına baktım ve sonra son yazısını okudum. Adam bu kez Kaliforniya’da Koreli bir patronun Uzakdoğu damaklarına daha uygun olduğu anlaşılan hamburgerlerini ve üzerinde çeşitli soslarla lezzetlendirilmiş fast food yemeklerini tatmış ama yediklerini New York’ta Michelin yıldızlı restoranlara uyguladığı kriterlerle değerlendirmeye kalkmış; dahası, herkesin onun kendi kişisel tercihlerine uyması gerekirmiş gibi, aradığını bulamadığı bu restoranla alay etmiş.

Haberin Devamı

Restoranın mönüsünde meşrubat çeşitleri 2 dolar, hamburgerler en çok 5 dolar, tabak içinde sunulan yemekler de 7 dolar. Belli ki yoksul bir semtin mahalle hamburgercisi. Bu tür yerler için lüks restoranlara göre farklı değerlendirme kriterleri uygulanır; en önemli kriter de, yenen yemeğe kaç para ödendiğidir.

Eleştirmen davetli olarak gitmemeli

Eleştirmen, hakkında yazı yazacağı mekâna davetli olarak gitmemeli, giderse de o yemeğin ardından mekânı hemen yazmamalı. Bir başka prensibim de gitmeye değmeyen bir restoran hakkında sahibini ve aşçısını aşağılayan yazı yazmamak.

DİĞER YENİ YAZILAR