Gazete Vatan Logo

Aga kırmızı arabayı gördük ama ceset meset yoktu

Köylüler, “O gün her yeri aradık, ceset meset yoktu” diyorlar

Eski özel harekatçı Çarkın’ın, “MİT’çi Tarık Ümit’i yol kenarındaki kuyuya attık” dediği köyde bir haftadır başka konu konuşulmuyor.

Ümit’in otomobilini bulan köylüler, “O gün her yeri aradık, ceset meset yoktu” diyorlar.

Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla gündeme gelen Silivri Beyciler Köyü’nde konuşulan tek konu öldürülen MİT’çi Tarık Ümit. Eski özel harekat polisi Çarkın’ın savcılara cesedi attıkları yeri göstermek için geldiği köyün kahvesinde 16 yıl önceki olaylar tekrar hatırlanıp konuşuluyor. Aradan geçen yıllar biraz kafaları karıştırmış. Herkes farklı bir senaryo üretiyor. Ancak herkesin ağzından tek bir cümle çıkıyor: “Aga ne arabaydı ama!”

‘Arabayı işçiler görmüş’

Köylüler otomobilin buldukları günden bu yana yaşanan süreci VATAN’a anlattı. Pehlivan lakaplı Yaşar Köse (50) otomobili ilk olarak fabrikadan dönen işçilerin gördüğünü söylüyor: “Bizim köylü Çerkezköy’e çalışmaya gider. Tarık Ümit’in aracını ilk görenler de saat 23.00’te servisle köyden fabrikaya giden işçiler. Ertesi sabah yoldan geçene köylüler de aynı arabayı görünce jandarmaya haber verdiler. Ben de hatırlıyorum çok lüks bir arabaydı. Amerikan arabasıydı. Havalı bir şeydi! Jandarma‘yla birlikte bütün gün boyunca her yerde kayıp olduğu söylenen kişiyi, yani Tarık Ümit’i aramıştık. Ancak hiçbir sonuç elde edilemedi.” Yaşar Köse aradan geçen 16 yılda bitki örtüsünün değiştiğini söylüyor:”O yıllarda ağaçlar şimdiki gibi büyümemişti. Cinayet işleyip cesetin yol kenarına veya ormana atılması söz konusu olamazdı. Çarkın’ın gösterdiği yerler bize saçma geliyor”.

‘Yüklü miktarda para’

Beyciler’de 13 yıl bekçilik yaptıktan sonra emekli olan Sabahattin Özkan (62) ise yaşananları şöyle anlatıyor: “Jandarma gelince, arabayı alıp götürmesinler, içinden bir şeyler çalmasınlar diye beni nöbetçi bıraktılar. Ben de bir süre sonra arama çalışmalarına katıldım. O zaman 15 yaşında olan benim oğlan Hasan’ı bekçilik yapsın bıraktık. Orada ne kaçanı ne de araba sahibini gördük”. Özkan, o dönemde aracın etrafında jelatin kağıtlarının dikkatini çektiğini belirtiyor: “Biz köy civarında her yeri aradık. Hatırladığım kadarıyla arabanın etrafında jelatin kağıtları vardı. Dikkatimi en çok çeken şey jelatin kağıtları olmuştu. Kimileri de dedi ki ‘Arabada çok yüklü miktarda para varmış...” Hatırladığım kadarıyla Chevrolet marka bir araçtı. Kapıları açık, bagajı kitliydi.”

‘Köpekler bulurdu’

Muhtar Murat Gergin ise 16 yıl önce her yerin arandığını söylüyor: “Her yeri aradık ama bulunamadı. Eğer buraya, üstü çalıyla kapatılarak atılsaydı muhakkak bulunurdu. Çünkü günde 8-10 sürü çıkar bu civardan. Bir sürü çoban köpeği olur. Onlar kokuyu alır ve bulurdu.”

İPUCU REÇETE

Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit de yaşananları şöyle anlatıyor: “Tarık’ın rahatsızlığı vardı. Doktor bir arkadaşıma göndermiştim. O da reçete yazmış. Araba bulununca reçeteyi görmüşler ve oradan doktoru aramışlar. Doktor da beni gece aradı. Gece 3,5’ta köylüleri buldum. Sonra jandarma geldi, zabıt tuttu. Ben Tarık’ın Silivri civarında olduğuna inanmıyorum. Son olarak Muğla iddiası da ortaya atıldı. Bu iddianın sahibi ile önümüzdeki günlerde buluşacağım. Pek inandırıcı gelmiyor ama ben her ihtimali araştıracağım.”

‘Tarık Ümit’i Yeşil ve Hadi Özcan öldürdü’

‘Yüksekova Çetesi’ ile Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadeyle ilk kez Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı deşifre eden emekli Jandarma istihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz önceki gün eski MİT muhbiri Tarık Ümit’in cesedinin Muğla’da olduğu iddiasıyla gündeme tekrar geldi. 2 Ocak’ta Paraf Yayınları’ndan çıkacak olan ‘Karanlık Güçler Çeteler ve Faili Meçhul Cinayetler’ kitabında da Ümit olayına değinen Oğuz, çarpıcı iddialarda bulunuyor: “Eyüp Tuncay adlı arkadaşım 4 Mart 1995’te Mahmut Yıldırım’ın (Yeşil) Muğla İl Jandarma’nın yanında Hadi Özcan’la beraber görüldüğünü anlattı. 5 Mart’ta Marmaris’te arkasından bir ceset bulunduğunu ve bu kişinin Tarık Ümit olduğunu söyledi. Kot takım elbisesindeki düğmelerinin olmadığını ve ayakkabılarının içinde etiketlerin dahi çıkarıldığını anlattı. Arkadaşım soruşturma evraklarını hazırlayınca şube müdürü kendisini çağırıp fırça atmış. Başka bir ekip göndererek akıl sağlığı olmayan Hüseyin Özer adına işlem yaptırmış. Arkadaşım da bu olaydan sonra emekli olmaya karar verdi.” Kitabın başka bir bölümünde Tarık Ümit’e ilişkin şu ifadeler yer alıyor: “Eyüp Tuncay, Marmaris ormanlığında tek mermi ile arkadan öldürülmüş bir erkek cesedinden bahsediyordu. Bunun da Tarık Ümit olduğunu anlatıyordu. Diyordu ki bunu Moruk (Mahmut Yıldırım’ın kod adlarından birisi) ile Hadi Özcan yaptı. Çünkü bu olaydan önce Muğla’da gördüm diyordu.”( HABER MERKEZİ)

Haberin Devamı