Gazete Vatan Logo

Adalet Bakanlığı'ndan flaş açıklama! 1 Ekim'de başlıyor

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, Ceza İnfaz Kurumlarında bulunanların yakınları ile görüntülü görüşebilmesini sağlayan teknolojik yenilikten bahsederek, pilot uygulamanın 1 Ekim 2020 tarihinde Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başlatılacağını bildirdi.

Adalet Bakanlığı'ndan flaş açıklama! 1 Ekim'de başlıyor

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, Dikmen Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çekin, Covid-19 salgınına yönelik Sağlık Bakanlığı’yla iş birliği halinde her türlü tedbirin alındığını, ceza infaz kurumlarına ziyaret için gelenlere yönelik HES kodu uygulaması başlattıklarını söyledi.
Yeni dönemde adalet hizmetlerinde bazı yenilikler de hayata geçirildiğinin belirten Çekin, asliye ceza mahkemelerinin duruşmalarına Cumhuriyet savcıları katılma uygulamasının yeniden başladığını aktardı.
'HUKUK YARGILAMALARINDA ÖNEMLİ BİR MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ'
Çekin, hukuk yargılamalarının daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesine yönelik önemli bir mevzuat değişikliğinin de yakın zamanda gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu değişiklik ile Tüketici Mahkemeleri’nde görülen uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesi zorunluluk haline getirildi. 27 Temmuz'da başlayan bu uygulama, tüketicilerin sorunlarını daha hızlı ve zahmetsiz çözmelerini sağlamaktadır. Yeni adli yılda revize edilmiş infaz hakimliği ile cezaların infazında etkinlik sağlandı. Bununla esas hakkında karar veren mahkemenin dosyadan tamamen elini çekmesi ve infaz aşamasındaki tüm kararların ihtisaslaşmış infaz hakimleri tarafından verilmesi sağlanmış oldu" diye konuştu. Çekin, e-duruşma için 5 pilot mahkemeye sistem kurulumu yapıldığını ve uygulamanın yaygınlaştırılacağını da sözlerine ekledi.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Kadına yönelik şiddet konusundaki yargısal süreçlerin Adalet Bakanlığı’nın sürekli üzerinde durduğu çalışma alanlarından biri olduğunu dile getiren Çekin, "Çalışmalarımızın tümü, kadınların hak ve özgürlüklerinin ihlalinin engellenmesine ve bu tarz fiillerin sorumlularının gerekli hukuki yaptırımı gecikmeksizin almasına yöneliktir. Bu konunun bakanlığımıza bakan yönü olduğu gibi tüm kurumların üzerine düşen sorumluluklar da bulunmaktadır. Kadına yönelik şiddet ve öldürme olaylarına ilişkin, geçtiğimiz yıllarda mevzuatımızda çok önemli değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca geçtiğimiz süreçte bakanlığımızca kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kurumsal sorumlulukların altını çizen genelgemiz güncellenmiştir. Bildiğiniz üzere, kanunda yer alan tedbirler aile mahkemelerince verilmektedir. Bu tedbirler, mağdurları korumak için oluşturulmuştur. Kısa bir süre önce, 6284 sayılı kanun uyarınca verilecek kararlar konusunda uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla HSK tarafından 'Tedbir Mahkemeleri' kurulmuş ve faaliyete geçirilmiştir. Her adliyede kadına yönelik şiddet vakaları hakkında tedbirlere karar veren alanında uzmanlaşmış hakimler belirlenmiştir. Bu suretle uygulama birliği ve etkinlik sağlanmıştır" bilgisini paylaştı.
SOSYAL MEDYA
Sosyal medya konusuna değinen Çekin, bazı tutuklama ve serbest bırakma kararlarının bu mecralarda değerlendirmeye tabi tutulduğunu belirterek, "Yargı kararlarının değerlendirmeye tabi tutulması ve eleştirilmesi doğaldır. Bununla birlikte adalet duygusunun zedelenmemesi açısından bazı hususlarda hassasiyet gösterilmesinde fayda bulunmaktadır. Yargısal süreçler usul kanunlarında yer alan prosedürler çerçevesinde ilerlemektedir. Usul kanunumuzda yakalama, gözaltına alma ve tutuklama usulleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler AB müktesebatı ile de uyumludur. Mevzuatımıza göre gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yeni ve yeterli delil elde edilmesi durumunda tekrar yakalama ve gözaltına alma işlemi uygulanabilmektedir. Bu çerçevede, gözaltı süresi içerisinde yeterli delil toplanamaması da mümkündür. Soruşturmanın devamı müddetince yeni delil elde edilmesi de söz konusu olabilmektedir. Hatta yargılama esnasında da yeni deliller ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, serbest bırakma ve yeniden yakalama olağan ve işin tabiatından kaynaklanan bir zorunluluk olarak değerlendirilmelidir. Bunların tümü aslında usulü güvencelerin eksiksiz bir biçimde uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Diğer yandan, tutuklama bir mahkumiyet olmadığı gibi tahliye de beraat anlamı taşımamaktadır. Yargılama bir süreçtir. Bu süreç sonuçlanmadan maddi hakikatin tüm yönleriyle açığa çıkması beklenemez" ifadelerini kullandı.
AYM'NİN NAFAKA KARARI
Nafaka konusunda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir kararla ilgili soruya yanıt veren Çekin, "Yüksek Mahkememiz mevcut mevzuat çerçevesinde bir değerlendirme yapmış ve karar vermiştir. Süresiz nafaka, kamuoyumuzda tartışılan konulardan biridir. Sayın bakanımız konuya ilişkin yaklaşımımızı çeşitli vesilelerle ifade etmiştir. Netice olarak bu konuda takdir yüce meclisimizindir. Konuya ilişkin analiz çalışmalarını yapmış bulunmaktayız. Milletvekillerimizce yasalaşma sürecinin başlatılması halinde teknik destek verilecektir" dedi.
'CEZA İNFAZ KURUMLARINDAKİ KORANAVİRÜS İZNİ 2 DEFA UZATILDI'
Ceza İnfaz Kurumlarında hükümlülere verilen koronavirüs izinlerinin uzatılıp uzatılmayacağı sorusuna ise Çekin, şöyle cevap verdi:
"Bu konudaki yasal altyapı 15 Nisan 2020 tarihinde 7242 sayılı kanun ile yapılmıştı. Bu düzenleme çerçevesinde uygun şartları taşıyan hükümlüler 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılmıştı. Düzenleme uyarınca bu süre her defasında 2 ayı geçmemek üzere 3 kez uzatılabilmektedir. Bu tarihten sonra izinler her birinde 2'şer ay olmak üzere 2 defa uzatılmıştır. Sürenin bir kez daha uzatılıp uzatılmayacağı konusunda Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Konuya ilişkin olarak kısa süre içerisinde kamuoyumuza bilgi verilecektir."
SAĞLIKTA ŞİDDET
Sağlıkta şiddet yasasının uygulamasına ilişkin de bilgi veren Çekin, "Öncelikle sağlık çalışanlarına yönelik her türlü şiddeti kınadığımı belirtmek isterim. Ayrıca tüm sağlık çalışanlarımıza yaşadığımız bu zorlu süreçte fedakarca çalışmalarından ötürü teşekkürlerimizi ifade etmek isteriz. Bu konuda geçtiğimiz süreçte önemli mevzuat değişiklikleri gerçekleştirilmiştir. Bunlar; suçların cezalarının artırılması, tutuklama şartlarının revize edilmesi, özel sağlık kurumlarında çalışan personelin de kamu görevlisi sayılması ve soruşturmaların daha etkin yürütülmesinin sağlanması şeklindedir" dedi.
DARBE DAVALARI
Darbe girişimine yönelik açılan davalar hakkında da bilgi veren Çekin, "Mahkemelerimiz tarafından bugüne kadar açılan 289 darbe davasının 276'sı karara bağlanmıştır. Yapılan yargılamalar sonucu 4 bin 134 kişi hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Halen 13 darbe davasında ise yargılama devam etmektedir. Söz konusu davalar çok sanıklı ve kapsamlı davalardır. Süreç içerisinde davaların sonuçlanmasına müteakip gerekli bilgiler ayrıca paylaşılacaktır" diye konuştu.
'İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA BAŞLATTI'
Çekin, son dönemde bazı cemaat ve grupların silahlandığı yönündeki iddialarla ilgili soruya ise, "İstanbul Cumhuriyet başsavcılığınca konu hakkında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sırasında yapılacak işlemler tamamen savcılığın yetkisinde bulunmaktadır. Mevzuatımıza göre soruşturma işlemleri gizlilik esasıyla yürütülür" diye cevap verdi.
ALEYNA ÇAKIR VE GÜLAY UYGUN SORUŞTURMASI
Aleyna Çakır takma isimli Sema Esen ile Gülay Uygun'un ölümleriyle ilgili soruşturmanın da sürdüğünü belirten Çekin, "Savcılık dosyalar arasında bağlantı görmesi durumunda birleştirme kararı verebilir. Bu savcılığın takdirinde olan bir durumdur. Savcılık araştırma görevini, emrindeki kolluk marifetiyle yapmaktadır. Somut olayın gereği her ne ise hukuk çerçevesinde yapıldığından kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu konuda yargı süreçlerinin tamamlanması beklenmelidir" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı