Gazete Vatan Logo

ABD dışında en büyük pazar olduk Dexter ‘Yeni stili siz belirleyin’ dedi

Ercan Kazaz’ı otomobil sporlarındaki başarıları ile tanıyoruz. Oysa o aynı zamanda, ünlü ayakkabı markası Dexter’ı Türkiye’ye getiren isim. Kazaz, “Dexter ABD’den sonra en çok Türkiye’de satılıyor. Bu bizim önemimizi artırdı. Yeni koleksiyonda, Dexter Türkiye tasarımı ayakkabılar olacak” diye konuştu

Ercan Kazaz’ı otomobil sporlarındaki başarıları ile tanıyoruz. Oysa o aynı zamanda, ünlü ayakkabı markası Dexter’ı Türkiye’ye getiren isim. Kazaz, “Dexter ABD’den sonra en çok Türkiye’de satılıyor. Bu bizim önemimizi artırdı. Yeni koleksiyonda, Dexter Türkiye tasarımı ayakkabılar olacak” diye konuştu

Ercan Kazaz’ı herkes yarışçı olarak biliyor. Türkiye’de otomobil sporları denilince ilk akla gelen üç isimden biri Ercan Kazaz. 2006’nın Türkiye Ralli Şampiyonu. Gençliğinden bu yana en büyük tutkusu otomobiller. Ercan Kazaz, Pazarın Patronu’na bugüne kadar basında pek de yer bulmayan işadamı yönüyle konuk oldu.

Kazaz Dış Ticaret’in sahibi Ercan Kazaz, Dexter ayakkabılarını Türkiye’ye getiren isim. İş yaşamındaki yönünü de hobisi otomobil sporuna olan tutkusuyla bulan Ercan Kazaz, “markalı ayakkabılar” sınıfında liderlerden biri olan Dexter’ı 2007’de daha da güçlendirme planları içinde. Kazaz’la Dexter’ın yeniden doğuşunu konuştuk.

Hep merak ederim, Dexter alınca uzun bir süre bir Dexter daha almaya gerek yok, ayakkabı eskimiyor. Peki bu ayakkabı markası sürekli yeni müşteriler mi buluyor, yoksa aynı klasik çizgiden asla vazgeçmeyen, birbirine benzeyen Dexter’ları ayakkabı dolabına sıralayanlar mı var...

Genlerimde ticaret var

* Siz nasıl bir aileden geliyorsunuz?
İstanbul doğumluyum. İstanbul’da büyüdüm. Babam Ayvalıklı. Aslına bakarsanız suyun öte yanındanız. Dedem Giritli. Babaannem Midillili. Girit denilince herkesin ilk aklına gelen ticarettir. Dedem ve ailesi de hep ticaretle uğraşmış. Aile ticaretin içinde olmuş.

* Bu size bulaştı diyebilir miyiz?
Genlerimizde ticaret var. İnsanın etkilenmemesi mümkün değil ama benim babam genç denilebilecek bir yaşta işi bıraktı. Çalışmadı.

* Yani siz babadan kalma bir işin başına geçmediniz?
Hayır, böyle bir iş yoktu. Ama tabii ki babamın yönlendirmeleri oldu. Ben Fransız Lisesi’nde okudum. İyi derecede Fransızca biliyordum ama Fransızca’nın ilerisi için çok da geçerli olmayacağını da biliyordum. Üniversiteye sıra geldiğinde Fransa’dan burs almış olmama rağmen İngiltere’ye gitmek istedim. Aslına bakarsanız bunun otomobil tutkumla da ilgisi vardı.

İşe yarış lastiğiyle başladı

* İş yaşamına nasıl atıldınız?
Yarışırken sponsorunuz olması gerekiyor. Sponsor arayışları benim erkenden iş yaşamına atılmama da neden oldu. Sponsor ararken benim de yapabileceğim iş olsun diye içimden geçirirdim hep. Sonuçta askere gittim, askerlikten dönüşte Kazaz Dış Ticaret’i kurdum. Ve ilk iş olarak Türkiye’ye yarış lastikleri getirmeye başladım. İthalat yapıyordum. O dönemde benden başka yarış lastiği getiren yoktu. 1990’ın sonuna doğru tekstilci biriyle tanıştım. O güne kadar tekstille de hiç ilgilenmemiştim. Tekstil ihracatına başladım. 1991’de kokulu çiçek getirmeye başladım.

* Kokulu çiçek nereden çıktı?
Ben bu işi bir tesadüf sonucu yurtdışı seyahatlerimden birinde fark ettim. Neden olmasın dedim. Kokulu çiçek getirmeye başladım. Elime bir çanta alıp il il gezdim. Benim için çok farklı bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’yi tanıdım. O dönemde Akdoğan firmasıyla yolum kesişti. Hakan Akdoğan arkadaşımdı ve o Dexter’ı Türkiye’ye getiriyordu. Bana ortaklık teklif etti. Aklıma yattı ve ortak oldum. Çok mutlu olmuştum.

* Dexter mı sizi mutlu etti?
İyi bir markaydı ve sonunda benim de arabamın üzerine yazacağım bir markam olmuştu. Kokulu çiçek markasını yazamazsınız. 1994 krizi sırasında Akdoğan çekildi ve Dexter benim üzerime geçti.

* Siz etkilenmediniz mi krizden?
Dexter etkilenmedi. Bizler gibi altyapısı oturmuş şirketler doğru karar verirlerse krizi fırsat olarak görüyorlar.

* Mağazacılıkta gelişti diyemeyiz Dexter için...
Evet. 1999’da 18 mağaza vardı şimdi 6 mağaza var. Corner’larda satıyoruz.

* Kaç noktada satılıyor Dexter?
49 noktada satılıyor şu anda.

* 2006 nasıl geçti?
2006 yılı en parlak yılımız. Markalar arasında ilk 5 içindeyiz.

* Dexter Amerika’da mı üretiliyor?
Dexter Amerika’da üretim yapan son markaydı. İnatla sonuna kadar dayandı ancak 11 Eylül’den sonra durum değişti. Şimdi Çin’de de üretiliyor. 2001 yılı Dexter için dönüm noktası oldu. Önemli olan markanın kimliğine sadık kalmak ve kaliteyi tutturmak. Dexter kalitesinden hiçbir şey kaybetmedi. Eskiden üretilme noktası teknolojinin orada olması açısından çok önemliydi. Japonlar çok ileri teknolojiyi ürettiler. Dexter, kullanılan malzemeden asla tasarrufta bulunmadı.

* Dexter en çok hangi ülkelerde satıyor?
Amerika ve sonra Türkiye. Zaten bu yüzden de bu yıl Amerika Türkiye’ye bir farklılık tanıdı.

* Nedir bu farklılık?
Biz bugüne kadar tanıtım, reklam yapmadık Dexter Türkiye olarak. Markamızı bilen alıyordu. Artık yapacağız. Çünkü kullananların referanslarıyla markamız iyi satıyor. Şimdi biz Türkiye olarak Dexter’ın koleksiyonuna katkıda bulunacağız. Önümüzdeki sezon yeni koleksiyonda Dexter Türkiye tasarımı ayakkabılarımız olacak.

Klasikliğin tozunu alacak

* Bugüne kadar Dexter denildiğinde akla dayanıklılık, sağlamlık gelirdi. Ve Dexter’lar aslında çok da farklı olmazlar. Birbirine benzeyen ayakkabılardır...
2006’ya kadar bunu söyleyebilirdik. Ama artık söyleyemeyiz. Evet yine çok sağlamız, dayanıklı ve rahat ayakkabılar üreteceğiz ama klasikliğin dışına çıkıyoruz. Biz şimdi “yeniden doğuş” üzerine çalışıyoruz. Amerika’da pazar çok farklılaştı. Onlar da talepleri gördüler. Biz en iyi ikinci pazar olarak onları yönlendirdik ve ikna oldular.

* Dexter’ın modası yoktur diyemeyiz artık?
Evet diyemezsiniz. Biz Dexter’da klasikliğin tozunu almaya karar verdik ve adımları attık. Amerika’daki yöneticilerimiz de buna inandılar. Klasiklere devam ama yeni modellerimiz de var artık. Tarz ve stil artık Dexter için de çok önemli.

‘Avrupa’da derece alan ilk Türk yarışçı
Ercan Kazaz, kendini bildiğinden beri otomobillerle ilgileniyor. Evdeki minik otomobillerini yarıştırırken pilot koltuğunda oturmayı hayal eden Kazaz, bu hayaline 1985’te kavuşmuş. 1985’ten bu yana otomobil sporuyla profesyonel olarak ilgilenen Ercan Kazaz, pilot olarak toplam 100’ün üzerinde yarışa katıldı. 1999 yılında Türkiye ve Balkan Şampiyonu oldu.

Kazaz, 2000 yılında Kaldera Racing Team’i kurup pilotluğunu yaptı. Türkiye sponsorlar birinciliğini takımına kazandırıp Türkiye Ralli Şampiyonası’nı ikincilikle bitirdi. Ercan Kazaz, 2000 yılında partneri Cem Bakançocukları ile 11 yarışta yarıştı. Doğu Avrupa Şampiyonası ve Avrupa Şampiyonası’nda derece alan ilk Türk olma başarısını yakaladı. Kazaz, son olarak 2006 yılında Türkiye Ralli Şampiyonu oldu.

Taklitle mücadelede bazı canları acıttık

* Dexter aynı zamanda çok taklit edilen bir ayakkabı markası. Taklitlerle nasıl savaşıyorsunuz?
Türkiye’de bu anlamda iki büyük sorun var. Bodrum ve Marmaris gibi turistik yerlerde taklitlerimiz satılıyor. Biz çok mücadele verdik, davalar kazandık. Birilerinin canını acıttık bu anlamda. Kanunlar bizim yanımızda ama her yerdeki ayakkabıları toplatmamız mümkün değil. Ayrıca, diğer bir sorunumuz da kaçak girişler. Parça parça Amerika’dan mal getirenler var. Bununla da mücadele veriyoruz. Paralel ithalat sıkıntımız var. Ürünümüzün yetki belgesinin olması lazım.

* Siz birçok ayakkabı markasına göre çok az indirim yapıyorsunuz...
Yüzde 20 dışında bir indirim yok. Marka prensipleri böyle. 2007 için iddialıyız. Yeni koleksiyonumuz çok dikkat çekecek ve satış noktalarımızın sayısı artacak.

EN ZOR GÜNÜM

11 Eylül’de mal alamadık
İş yaşamında zor bir günüm yok. Rahatlıkla söylüyorum, stresli bir insan değilim. Kriz dönemlerinde bile çok zor durumda kalmamıza rağmen hep atlatacağımıza inandım. İş yaşamımdaki en zor günler 11 Eylül döneminde geçti. Uçaklar İkiz Kuleler’e çarptı ve biz aylarca muhatap bulamadık. Bu benim için zor bir durumdu çünkü mal alamıyorduk. Global bir sorundu. Birçok Amerikalı firma ilişkisini bir anda kesmişti. Ama bunlar bence iş yaşamının doğal zorlukları. İnişleri ve çıkışları doğal görmek, temkinli davranmak gerekiyor. Çünkü iş yaşamında özellikle de Türkiye’de yaşıyorsanız her an bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.

Haberin Devamı