Gazete Vatan Logo

63 maddelik kriz paketi

Sinan Aygün'ün önerisinde hangi maddeler yer alıyor?

ATO Başkanı Sinan Aygün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından, 63 maddelik kriz paketi önerisini TBMM Başkanı Köksal Toptan’a da sundu.

TBMM Başkanı Köksal Toptan’ı ziyaret eden Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, ATO tarafından ekonomik krize önlem amacıyla hazırladığı 63 maddelik “önlem paketini” içeren bir mektup sundu.

Daha önce de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan mektupta; geniş toplumsal kesimlerin destek ve mutabakatını almamış programların uygulanma ve başarı şansının zayıf olduğu, Ekonomi ve Sosyal Konsey'in derhal toplantıya çağrılarak, tüm tarafların katılımıyla bir hafta kesintisiz toplantılarla tüm ekonomi ve sosyal sorunların masaya yatırılması istendi.

Pakette çözüm için; “Ortak akıl, ortak yaklaşım sağlanarak, çözüm kararlarının takvime bağlanması, tüm taraflarla bir ‘Toplumsal Mutabakat’ metni imzalanması ve bunun da kamuoyu önünde açıklanması” önerildi.

Ekonomik krize önlem amacıyla hazırlanan paketten bazı öneriler şöyle:

-DÜZENLEMELER GÖZDEN GEÇİRİLSİN-

- Acil Eylem Planı ortaya konularak; plan kapsamında mali politikalarda bir miktar gevşemeye izin verilerek, piyasaya canlılık sağlayabilecek alanlardaki kamu harcamaları artırılsın.

- Piyasalardaki durgunluğun bir önemli nedeni de özel sektörün kamudan olan birikmiş alacaklarıdır. Resmi kuruluşlara iş yapan, hizmet üreten tedarikçi ve diğer özel sektör kuruluşlarının hak edişleri mutlaka zamanında ödenmelidir.

- Devlet özel sektöre olan birikmiş borçlarını ödemeli ve firmaların devlete olan borçları ve alacakları arasında mahsuplaşmaya gidilmeli. Kamunun borcunu ödeyemediği durumda ise alacakların özel kamu bankalarına temlik edilerek başka bir teminat göstermeksizin kredi kullanma olanağı tanınmalıdır.

- Ekonomideki belirsizliğin artması ve güven kaybı yatırımların bıçak gibi kesilmesine yol açtı. Yatırımların yeniden özendirilmesi gerekiyor. Bu nedenle yeni yatırımları cezalandırıcı etki yapan uygulamalardan vazgeçilerek kurumlar vergisi muafiyeti yeniden uygulamaya konulmalıdır.

- Yatırımları teşvik amacıyla arsa, bina, makine ve teçhizat yatırımlarında KDV oranı 2009 yılı için yüzde 1'e indirilmelidir.

-Finansal kiralama (leasing) işlemlerinde de KDV eskiden olduğu gibi yeniden yüzde 1 olarak uygulanmalıdır.

- Kamu sektörü uzun yıllardır ihmal ettiği enerji ve demiryolu gibi altyapı yatırımlarına bu dönemde hız vererek yapacağı harcamayla talebin artmasına ve işsizliğin azalmasına katkı sağlanabilir. Enerji alanında bu dönemde yapılacak yatırımlar enerji maliyetlerinin azaltılmasına da yardımcı olacaktır.

- Türkiye'deki istihdamın yüzde 80'ini, işletmelerin yüzde 99'unu oluşturan küçük ve orta boy işletmeler(KOBİ) sağlamaktadır. Bankaların, küçük işletmelere kredi kullandırırken dikkate aldıkları kimi katı kuralların yumuşatılması için bankalar yasasında gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

- Bankaların esnafa, tüccara, işadamına yönelik olarak başvurduğu "kredi vermeme, kredileri vadesinden önce geri çağırma, çekini vadesini beklemeden tahsil etme" gibi piyasayı daraltıcı uygulamalarının önüne geçilecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

- Kamu bankalarının, topladıkları fonları Hazine iç borçlanma kağıtlarına yatırmak yerine, ticari kredilerle piyasaya girmeleri sağlanmalıdır.

- Halk Bankasının özelleştirilmesinden kesin olarak vazgeçilmelidir.

- Merkez Bankası kısa vadeli faizleri indirdiği halde bankaların kredi faizlerinde düşüş yaşanmamakta, aksine artışlar olmaktadır. Kredi maliyetlerini azaltabilmek için hiç olmazsa aracılık maliyetleri azaltılmalıdır. Ticari banka kredileri üzerindeki yüzde 5 oranındaki Banka Sigorta Muameleleri Vergisi ve yüzde 3 oranındaki Kaynak Kullanımı Fonu kesintisi kaldırılmalıdır.

- Kredi kanalını açık tutabilmek için devletin bir kredi garanti fonu oluşturmasında yarar bulunmaktadır. Fon, istihdam sağlayan, ihracat yapan işletmelerin bankalardan kullandığı kredilere garanti verebilir.

- Bankacılık sektörünü yeni kredi açmaktan alıkoyan, kredileri zamanından önce geri çağırmaya, ek teminat istemeye zorlayan yasal kısıtlamalar en azından kriz dönemi için askıya alınmalıdır.

- Doğal gaz, elektrik ve diğer yakıtların fiyatlarında yapılacak indirimler maliyetleri azaltarak üretimdeki sert düşüşü frenleyebilir.

- Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan ekonomik daralma göz önüne alındığında, ihracat için yeni pazarlar bulmak önemli hale gelmektedir. Bu nedenle firmalara "Yeni Pazar Bulma" desteği verilmelidir. İhracat destekleri artırılmalıdır.

- İhracat geliri azalan ve dış borcu olan firmaların zor duruma düşmemeleri için Hazine destekli yeni Eximbank kredileri özel şartlarla verilmelidir.

- Reel sektör çok yüksek bir döviz borçluluğu içinde bu krize yakalandı. Sektörün dış borcunun yanı sıra Türkiye'deki bankalara da önemli miktarda döviz ve dövize endeksli borcu bulunuyor. Reel sektörde geçici bir zaman dilimi için temerrüde düşme riskini taşıyan döviz ve dövize endeksli kredi borçlularına vade uzatımı ve yeniden yapılandırma olanağı tanınmalıdır.

6. Zora giren şirketlerin işçi çıkarmalarının önüne geçebilmek amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu'ndan belli koşullarda ve sürelerde yararlanılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İşçi çıkarılması kaçınılmaz olan şirketler açısından da kıdem tazminatları İşsizlik Fonu'ndan ayrılacak karşılıklarla oluşturulacak bir "Borç Fonu" aracılığıyla ödenmelidir.

- İşsizliğin arttığı bu dönemde sosyal sorunlara yol açmamak için işsizlik sigortası etkin bir şekilde kullanılmalı. Halen, sigortalı işsiz, son 3 yıl içinde en az 600 gün çalışmışsa 6 ay, 900 gün çalışmışsa 8 ay,1080 gün çalışmışsa 10 ay süreyle "işsizlik aylığı" almaktadır. Ekonomik krizin giderek derinleştiği, işyerlerinin kapandığı veya üretimi kısmak zorunda kaldığı, buna
bağlı olarak sürekli işçi çıkartıldığı günümüz ortamında, iş bulmanın da güçlüğü dikkate alınarak, işsizlik aylığı ödemede süresi en az 12 aya çıkarılmalıdır.

- Tarım sektöründeki aşınmanın önüne geçilmelidir. Tarım sektörüne yönelik yeni bir teşvik sistemi oluşturarak verimliliği öne çıkaran bir işletme yapısı oluşturulmalıdır. Bu tür bir yapılanmanın oluşturulması kentsel alana yönelen göçü de azaltacaktır.

-Otomobil ve dayanıklı tüketim mallarına olan talebi artırmak da ekonomide kısa sürede bir canlılığa yol açabilmek için hükümetimiz üç aylık bir süreyle sınırlı olarak özel tüketim vergisi (ÖTV) indirimine gitti. İndirimin üç ayla sınırlandırılması stoklardaki malların eritilmesini sağlayabilir, uygulamanın üretimi de teşvik edebilmesi için süresinin 6 aya çıkarılması daha yararlı olacaktır.

Haberin Devamı