Gazete Vatan Logo

4 yıl bekleyen rekor

Borsa İstanbul çok uzun bir aradan sonra 91 bin puanı geçti ve 22 Mayıs 2013’te kırılan tarihi rekor seviye 93 bin 398 puana ilk kez bu kadar yaklaştı.

4 yıl bekleyen rekor

Referandum öncesi Borsa’da yeni rekor haberleri geliyor. Fitch’in not indirimini umursamayan Borsa bir süredir yükseliş trendinde görünüyor ancak 90 bin puanı geçmekte de zorlanıyordu.

Haftalardır 88 bin - 89 bin aralığında seyreden Borsa İstanbul yeni haftanın ilk gününde 91 bin puanın üzerinde kapanış yapmayı başardı. Hisse senetleri ortalama yüzde 1.47 primle günü kapattı. Endeks de 91 bin 44 puana yükseldi.

Son olarak 21 Ocak 2015 tarihinde 90 bin puanın üzerini aşan Borsa İstanbul, yaklaşık 25 ay sonra geçtiğimiz hafta perşembe günü (2 Mart) yeniden kritik seviyeyi aşmıştı. Borsa İstanbul’un tarihindeki en yüksek seviyesi ise 22 Mayıs 2013 günü gördüğü 93 bin 398 puan olarak kayıtlara geçmişti. Analistler bir süre bu seviyelerde dinlenme bekleseler de referandum sonucuna göre yeni tarihi rekor seviyelerin görülebileceğine de dikkat çekiyorlar.

Dolarda sakin seyir

Döviz piyasasında ise sakin seyir sürüyor. Yine Fitch’in not indiriminin ardından beklentilerin aksine yüzde 8’e yakın değer kaybeden dolar 3.70 bandına oturmuş görünüyor. Euro’nun ise özellikle Fransa’daki seçim sonuçlarına yönelik anketlere paralel ani iniş çıkışlar yaşadığı dikkati çekiyor. Gerek euro-dolar paritesi gerekse euro-TL paritesi Fransa’dan gelen haberlerle gün içinde önemli dalgalanmalar gerçekleştirebiliyor.

Haberin Devamı

Yeni soru: 3 mü yoksa 4 artış mı?

Geçen hafta Fed cephesinden gelen art arda açıklamaların ardından Mart’ta faiz artışı ihtimali yüzde 40’tan yüzde 93’e fırlarken analistler artık piyasaların kafasındaki sorunun değiştiğini belirtiyor.

Küresel piyasaların dikkatle izlediği Fed Başkanı Janet Yellen’ın geçen haftaki konuşmasında faiz artışı sinyali vermesinin ardından yorum yapan uzmanlar, bu ay faiz artışından ziyade “3 yerine 4 faiz artışı olur mu?” sorusuna odaklanıyor. Piyasaların Mart’ta faiz artırımını fiyatladığını belirten ekonomist Gizem Öztok Altınsaç, “Şu an gündemde ‘Acaba daha hızlı faiz artırımı olur mu?’ sorusu var. Cuma günü Yellen’ın konuşmasında da artık önemli olan Mart’taki faiz artırımı değildi, bence piyasanın bundan sonraki konuşması ‘Acaba bu yıl 4 faiz artışı olur mu ve bilanço ne zaman küçültülecek?’ olacak. Ben bu yıl 4 faiz artırımının fiyatlanma ihtimali olduğunu düşünüyorum, bu da daha fazla değer kazanan dolar ve yukarı giden ABD 10 yıllık faizleri demek” yorumunu yaptı. Gedik Yatırım Türev Ürünler Satış Grup Müdürü Halil Serkan Bulut da “Bence esas olan Mart’taki faiz artışı değil, yılı 4 faiz artışıyla kapatır mı şeklindeki fiyatlamalar. Ama piyasalar şu an 4 faiz artışını çok da fiyatlamıyor” diye konuştu. Odeabank Ekonomik Araştırmalar Direktörü Ali Kırali ise daha temkinli. “Yellen’ın konuşmasındaki mesajları 15 Mart’taki toplantıda bir faiz artırımı olabileceği beklentilerini daha da güçlendirse de yıl içinde kaç faiz artırımı olacağına yönelik belirsizlik devam ediyor” diyen Kırali, “Bu nedenle önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı açısından faiz artırımının zamanından ziyade bu yıl kaç faiz artırımı yapılacağının önemli olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Haberin Devamı

Moody’s: Türk bankalarında sermaye güçlü

Haberin Devamı

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk bankalarının iyi sermayelendirilmiş durumunu koruduğunu, bölgedeki ülkelerle olan karşılıklı ilişkilerde yaşanan toparlanmanın ise önümüzdeki dönemde turizm sektörünü olumlu yönde etkileyebileceğini açıkladı. Moody’s tarafından yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği, 2018 yılında ise büyüme hızının yüzde 3 seviyesine yükselmesinin öngörüldüğü kaydedildi.

Türkiye’de enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 8.2, gelecek senenin sonunda ise yüzde 8 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtilen açıklamada, cari açığın GSYH’ye oranının ise bu yılın sonunda yüzde 5.2, gelecek yılın sonunda yüzde 5.3 seviyesinde olabileceği bilgisine yer verildi. Açıklamada, “Türk bankaları iyi sermayelendirilmiş durumunu koruyor. Fakat Türk lirasındaki değer kaybı ve ekonomik yavaşlama bankacılık sistemine ilişkin yeni endişeler oluşturuyor” ifadeleri kullanıldı. Bu faktörlerin bankaların varlık kalitesini, finansman maliyetlerini, kârlılıklarını ve büyüme potansiyelini negatif şekilde etkileyebileceği aktarılan açıklamada, son dönemde Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerle, özellikle Rusya, İsrail ve Irak’la iyileşen karşılıklı ilişkilerinin önümüzdeki dönemde turizm sektörünü olumlu yönde etkileyebileceği vurgulandı.

Haberin Devamı