Gazete Vatan Logo
Magazin 3 kişilik kocaman aile!

3 kişilik kocaman aile!

Bu ay başlayan Çiçek adlı dizisi hayatındaki tek yeni gelişme değil. Sedef Avcı, tatlı oğlu Can’la bambaşka bir hayatın kapılarını aralamış durumda. Eşi Kıvanç Kasabalı da bu mutlu tabloyu tamamlıyor. Avcı Instyle Kids Dergisi’ne anlattı.

3 kişilik kocaman aile!

SEDEF Avcı’nın 10 ay önce doğum yaptığına inanmak neredeyse imkansız. Bu çekimin yapılacağı gün bize gülümseyerek evinin kapısını açtığında hepimizin dikkatini çeken ilk şey, incecik vücudu oluyor. Son derece rahat bir kıyafet var üzerinde (askılı bir üst ve mini şort). Şu aralar, hem sıcaklardan bunalırken hem de oğlu Can’ın peşinden koştururken, “Ne rahatsa onu giymeyi istiyorum,” dediği bir dönemden geçiyor güzel oyuncu. Son derece sevimli ve sıcakkanlı bir bebek olan Can koridorda emeklerken, 10 yaşındaki köpekleri Oscar da etrafta koşuşturuyor. Fotoğraf çekimi için bahçeye indiğimizde Avcı’nın yine kendisi gibi oyuncu olan eşi Kıvanç Kasabalı bize eşlik ediyor. Ve çekim boyunca da Can’ın objektifimize gülmesi için ona şarkılar söyleyip oyunlar oynuyor. Show TV’de yayınlanacak, Engin Hepileri, Başak Daşman, Emir Benderlioğlu’yla başrollerini paylaştığı Çiçek adlı yeni dizisiyle ekranlara dönen Avcı, fotoğraf çekiminin hemen ardından annelikle ilgili tüm yaşadıklarını bize anlatmaya başlıyor.

Haberin Devamı

Çekimler sırasında size baktım da, doğuştan anne gibisiniz. Soğukkanlılıkla her şeyi hallediyor gibi görünüyorsunuz. Kıvanç gülüyor oradan, duyuyorsun değil mi Kıvanç? (gülüyor)

Yok hayır aslında tam tersi. Biraz daha öyle olmaya çalışıyorum. Bizde Kıvanç daha sakindir. Ben evhamlı olabiliyorum ama yavaş yavaş öğreniyorum sakin olmayı, çünkü bir işe yaramadığını gördüm.

Nasıl evhamlarınız oldu?

Ben biraz daha kuralcı demeyeyim de planlı programlıyımdır. Aynı planlı olma halini Can üzerinde de denemeye çalıştım. Bir düzeni var ama şaştığı zamanlar oluyor. İlk dönemlerde şaşınca elim ayağım birbirine dolanıyordu. N’olacak diye panik oluyordum, şimdi daha rahatım.

Erkek ya da kız çocuk hayaliniz var mıydı?

Yok hiçbir zaman olmadı.

Ne hissettiniz Can doğduğunda?

Erkek olduğunu öğrenince daha bir hoşuma gitti. Erkekler anneye daha bağlıdır derler ya. Bakışları bile bir başka oluyor.

Nasıl bir çocuk Can?

O kadar her şeyin bilincinde ki. Konuştuğu zaman ne olacak bilemiyorum. Her şeyi anlıyor. Çok acayip. İşine geleni yapıyor, işine gelmeyeni yapmıyor. Bizim zamanımıza göre çok daha farkındalar her şeyin.

Haberin Devamı

Şimdiden anne ya da babaya benzeyen özellikleri var mı?

Huy olarak daha o kadar net değil ama rahat bir tip, o yönü daha çok Kıvanç’a benziyor (gülüyor).

Çocuk sahibi olmadan önce annelikle ilgili düşüncelerinizin ne kadarı daha sonra doğru çıkıyor?

Hiçbiri doğru çıkmıyor. Ben çok kitap okudum, ‘Şöyle yapacağım, böyle yapacağım, ben onu hayatta yapmam, benim çocuğum öyle olmayacak’ların hepsi yalan. Bütün dediklerinizi yutup hepsini yapıyorsunuz. Teknik bir şey değil bu. Tamamen yaşayarak, deneyerek oluyor. Doğumdan önce ve sonra çocuk gelişimiyle ilgili ne var ne yoksa okudum ama belki 10 tanesinden biri işe yarıyor. Normalde sabırlı bir insanım ama annelikte milyon katı lazım. O sabırla diğer sabrın alakası yok zaten. Başkalarına yapabildiğin şeyi hiçbir zaman ona yapamazsın. Çekip gidebilmek yok. Kendini tamamen törpüleyip her şeyi unutman gerekiyor. Başka hiç kimse de sana bunu yaptıramaz.

Haberin Devamı

Okuduklarınızdan neler öğrendiniz?

Farklı farklı yöntemler var tabii. En azından yalnız olmadığınızı görüyorsunuz çünkü aşağı yukarı aynı şeylerle karşılaşıyorsunuz. Onlarla baş edebilme yolları farklı. Mesela benim en baştan katı olduğum şey kendi yatağında yatmasıydı. Çünkü duyuyorum, çok zor anne-baba yatağından koparılabiliyor, ileri dönemde de psikolojik problemlere neden olabiliyor.

Sette çalışırken Can’ı çok özlüyorum

Nasıl bir hamilelik süreci yaşadınız?

Çok rahattı. Hiçbir sıkıntım yoktu. Ne mide bulantısı vardı, ne başka bir şey. Normal doğum yaptım. O da çok rahat oldu, iki saat içinde bitti. Benim acı eşiğim çok yüksekmiş, son 10 dakikada anladım her şeyi. Önceki kademeleri hissetmemiştim.

Bir oyuncu olarak faal bir yaşamınız var. Can’dan sonra nasıl dengelemeyi başarıyorsunuz hayatınızı?

Ben çalışmayı çok seviyorum. Çalışmadığım zaman mutlu olan biri değilim. Çalışmak bana motivasyon katıyor. İlk kez Can dört aylıkken çalıştım, Boynu Bükükler’de. Çalışmam gerektiğini hissettim çünkü hiçbir zaman rutin bir hayata alışkın olmadım ve bu bana iyi gelmemeye başladı. Başka bir şey daha yapmam lazım ki Can’a daha pozitif ve verimli dönebileyim istedim.

Haberin Devamı

Sete geliyor muydu?

Sette odası vardı ama kıştı ve biraz soğuktu, arada geliyordu. Onun dışında ben eve süt gönderiyordum. Yardımcımızla o şekilde ayarlıyorduk.

Ne kadar süt vermiş oldunuz?

Yedi ay. Can kendisi bıraktı.

Sete gittiğiniz zaman Can’ı özlüyor musunuz?

Şu an 10 gün oldu çalışmaya başlayalı, özlüyorum tabii. Kıvanç’a, ‘Fotoğraf göndersene,’ deyip duruyorum. Geçen hafta dört gün üst üste çekimim vardı ve sabah o uyurken çıkıp gece uyuduktan sonra geliyordum. Sabah yarım saat önce uyansın, çıkmadan göreyim diye bakıp duruyordum. İki günde bile resmen hareketleri değişmişti.

Yeni diziniz Çiçek’le ilgili sizi ne heyecanlandırdı?

Senaryosu güzeldi. Çok sevdiğim arkadaşlarım da vardı dizide. Çalışmak da istiyorum. Önceden daha idealisttim. Yine tabii ki beğendiğim, senaryosunun güzel olduğu projelerin içindeyim ama eskiden daha fazla, ‘Aman şunu yapmayayım, bekleyeyim,’ diyordum. Şimdi daha mantıklı düşünüyorum. Senaryo güzel, yapım şirketi güvenli, ekip iyi. Artık değişik bir sektör haline geldi bu. Çok acımasız. Çok güzel işler bir anda apar topar yayından kaldırılabiliyor, o yüzden inandığım insanlarla iyi bir işin içinde yer alıyorsam artık takdir izleyenin diyorum.

Anne rolündesiniz değil mi?

Evet anneyim. Artık anneleri oynuyorum (gülüyor). Hamile kaldığımdan beri bir anda anne ya da çocuğunu kaybetmiş anne rolleri gelmeye başladı. Çiçek de bir dram. Çok güçlü bir senaryosu var. Çok sürprizli.

Yaz nasıl geçti sizin için?

Güzeldi. Bodrum’a gittik, ondan önce Bozcaada’da 15 gün ev kiraladık. Biz Bozcaada’yı çok seviyoruz. Orada gerçek anlamda tatil yapıyoruz.

‘Evimizde müzik daima vardır’

Can’la beraber nasıl zaman geçiriyorsunuz?

Oyun oynuyoruz bol bol. Caddebostan sahile gidiyoruz. Sitenin bahçesinde zaman geçiriyoruz.

Can’ın üzerinde Beatles tişörtü vardı. Müziğe meraklı bir çift misiniz?

Evimizde hep müzik vardır, o da öyle alıştı.

Kardeş düşünüyor musunuz?

I-ıh (gülüyor).

Bir çocuk doğurduğunuz asla belli olmuyor. Bunun sırrı nedir?

Can doğduğundan beri spora gidemedim. Beyin jimnastiği ve koşturmaktan spor yapıyorsunuz. Hamileyken de çok kilo almadım. 10 kilo aldım, doğumdan bir hafta sonra iki kilo kalmıştı. Çalışma temposuna girip Can’la ilgilenirken o da gitti.