Gazete Vatan Logo

28 Şubat’ta ortağımız çürük çıktı

28 Şubat dönemini ve o ünlü MGK’yı anlatan Erbakan, isim vermeden koalisyon ortağı Tansu Çiller’e de göndermede bulundu. Erbakan, öğrencileri Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan için de “Temiz çocuklardır ama politikaları yanlıştır” dedi

Milli Görüş lideri, Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın her bayram ve kandillerde kendisini aradıklarını belirterek, “Temiz çocuklardır. Onlara duyduğum sevgi ayrı ama izledikleri politika yanlış” dedi. Erbakan 28 Şubat döneminden Numan Kurtulmuş’un ayrılığına kadar VATAN’ın sorularını yanıtladı.
n Genel Başkanlığa aday olmaya son dakika karar verip herkesi şaşırttınız...
Ben karar vermedim. İstişare kurulumuzda, 40 senedir hizmet eden arkadaşlarımız var. Onlara bıraktım. Karara uyduk.
n Milli Görüş gömleğini çıkaran mı oy alıyor? Sayın Kurtulmuş’la bir ayrılık yaşadınız. Milli Görüş’te mi bir problem var?
Hayır. Onlara oy getiren Milli Görüş’tür. Bir “işbirlikçi görüş”, bir “mili görüş” vardır. Bir hak, bir de batıl vardır. Hak bizim milletimizin inancı ve medeniyetiyle asırlardır ortaya koyduğu nizamdır. Bunlara karşılık dünyada Siyonizm var. Siyonizm bir inanıştır. Hedefleri büyük İsrail’i kurmaktır. 19 ülkenin idaresi bizde olacak ve Türkiye olmayacak diyorlar.
n Wikileaks’ten sızan bilgilerin ardında da İsrail’in olduğu iddia ediliyor?
Hiç şüpheniz olmasın. Kendisi de onlardandır ama Roosevelt’in meşhur bir sözü var: “Siyasi sahada bir olay oldu mu biliniz ki bu olayı mutlaka bir tertip eden vardır. Hiçbir olay kendi kendine olmaz.” Tertipçisi siyonizmdir. Biz siyonizmin kurduğu dünyanın hapishanesinde yaşayan köleleriz, hepimiz. Siyonizm dünyaya hükmediyor. Dolar, ABD’nin milli parası değildir. Bu doları sırf İsrail’e para aktarmak için kiralıyor. Siyonizm öne ABD Başkanı’nı koymuşsa da arka tarafına kendi mührünü koymuş.
n Her zaman siyonizmin dünyayı yönettiğini iddia edersiniz...
Şimdi ben sizin yüzünüzü görüyorum. Yüzünüzün derisini kazıdığımda altından adale, kemik, sinir çıkar. Buna vücudun anatomisi denir. Dünya haritasını orta yere koydum. Çeşitli ülkeler çeşitli renklere boyanmış, zannediyoruz. Boyalı sayfayı açtık mı, yüzün derisini kaldırmış gibi altından dünyanın anatomisi çıkıyor. Bakıyorsun nerede para varsa Siyonizm havuzunu, hortumunu kurmuş sömürüyor. Piramit siyonizmin ikinci gücüdür. Dünyayı nasıl idare ettiklerinin şemasıdır, 13 katlıdır. Dünya nasıl idare ediliyor? En alttaki bölüm açık kuruluşlar. Rotary, lions klüpler. Sorsanız hayır kurumlarıdır. Asıl vazifesi acemi erat muayene istasyonudur. En tepede 300’ler kulübü vardır. Kararı 300’ler Kulübü verir.
n Her kararı onlar mı alıyor?
300’ler Kulübü bugün şifreli internetle devamlı konferans yapıyorlar. Bu “Tayyip’i muhafaza edelim mi etmeyelim mi?” Buna kim karar verir Rockefeller verir, 300’ler Meclisi karar verir.
n Cumhurbaşkanı, Başbakan ve arkadaşları sizin öğrencileriniz. 300’ler’in kararıyla mı iktidara geldiler diyorsunuz yani
Evet.
n Yüzde 47 oya kadar çıktılar...
Demokrasi nerede? Bunun adına “Demokraturg” derler. Demokrasi halkın kendi kendini idaresidir. Demokraturg halkın idareye alet edilmesidir. “Sen seçiyorsun” sanatıdır. Sana sen seçiyorsun gibi gösterir kendi istediğini seçtirir. Siyonizmin geliştirdiği bir metottur. Dünyayı 300’ler Meclisi yönetiyor.
n Yıllarca yol arkadaşlığı yaptınız. O ayrılıkta bu tehlikeleri aktarmadınız mı?
Soğuk harp 90’da bitti. Margaret Thatcher İskoçya’da, ‘NATO’yu Rusya’ya karşı kurmuştuk ama dağıldı. Şimdi NATO’yu fesh mi edeceğiz?’ dedi. Sonra cevap verdi: Düşmansız ideoloji yaşamaz. Bu Darwin’in nazariyesidir ve uydurulmuş, yanlış bir şeydir. Rusya gitti kim olacak? Bu da İslamdır, dedi. Açıkça 20. Haçlı seferini ilan etti. 1990’dan sonra ABD de düşmanın rengini kırmızı değil yeşile çevirdi. 20 yıldan beri 20. Haçlı seferi devam ediyor. Büyük İsrail’in kurulması için Türkiye’nin yok olması lazımdı, ama Refah Partisi vardı.
n Size yönelik komplo kuruldu yani...
Onların aklı fikri biziz. Bizde de kriptolar var. Bunları halletmek için 300’ler Meclisi Amerika’nın en çok tanınmış Siyonistlerinden birini görevlendirdi. O da 18 maddelik bir plan hazırladı ve 300’ler Meclisi’ne sundu. Bu plan bizim elimize geçti ama ne yazık ki sonradan. Çünkü 28 Şubat’ta Genelkurmay ‘Bizim teklifimizdir’ diye onların planını getirdi, önümüze koydu.
n Ne kadar sonra ele geçirdiniz?
3-4 sene sonra.
Onlara Anayasa’yı okudum
n Bunu bilmeyerek mi imzaladınız 28 Şubat kararlarını?
Biz imzalamadık. 28 Şubat’taki teklifleri görünce ‘bunu bir Müslüman evladı hazırlamış olamaz’ dedik. Onu ortaya koyan adam da nereden geldiğini bilmiyor. Siyonizmin ustalığı budur. Siyonizm, “Kim? Ben mi? Ben hiç siyonizme hizmet edebilir miyim?” şarkısını söyleye söyleye size kendi ordusunda askerlik yaptırır. Bunlar olurken; TSK, Milli Görüş bakımından en sağlam kuruluşumuzdur. En sağlam kuruluşumuz ordumuzdur. Fakat emir komuta sistemine sahip olduğu için, içinde 5-6 kişilik bir cunta etti mi çeşitli etkinlikler yapabilir. Bugüne kadar da bu işler bu cuntalarla yapılmıştır.
n O ‘cunta’ dedikleriniz mi size bu metni verdiler?
Bunlar çağrıldı, meseleler başka türlü anlatıldı. Türkiye’de irtica tehlikesi varmış. Ne irtica tehlikesi be? Memura yüzde 50 fazla zam verdiğim için, adil bir düzen kurduğumuz için mi irtica oldu? Seni Siyonist seni.
n Son belgelerde aslında AKP iktidarını hedef almış gibi görünüyorlar...
1990’da bunlar büyük İsrail’i mutlaka kuracağız dediler. RP’yi halletmek için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiler ama muvaffak olamadılar. Ben 28 Şubat’ta görevi bırakmadım, 4 ay daha kaldım. O tehditlere kulak asmadım. O MGK toplantısı 9 saat sürdü. 5 saati onlar, 4 saati ben konuştum. Ne diyorlar ‘devletin niteliklerini korumak’. Bu Anayasa’nın ikinci maddesinde yazıyor. O toplantıda, “Hepiniz anayasanın ikinci maddesinin 2. fıkrasını konuşuyorsunuz. Ama birinci fıkraya baktığınız yok” dedim. Cumhurbaşkanı’nın güzel bir adeti vardı, masasının üzerinde hep anayasa dururdu. “Yaver bey getir bakayım buraya” dedim. Ben ne diyeceğim diye hepsi nefesini tutmuş bekliyordu. Açtım ikinci maddeyi satır satır okudum.
n Siz de anayasa ile karşılık verdiniz yani..?
O maddede 7 özellik saymış. Laik, sosyal, hukuk devleti değil sadece. İnsan haklarına saygılı, adil devlet olacak diyor. Ama devletin adil olmasının şartlarını aşağıya koymuyor. “Siz sadece laiklikten bahsediyosunuz, onu da yanlış bahsediyorsunuz. Laiklik elden gidiyor tedbir alalım diyorsunuz ama aldığınız tedbirlerin hepsi anayasaya aykırı. Anayasayı kendiniz çiğneyerek nasıl koruyacaksınız? Sizin getirdiğiniz maddeler insan haklarına, anayasaya, hukuk, laiklik ilkesine aykırı. Önce incelenmesi lazım, münakaşa edelim” dedim.
n Hiç cevap geldi mi bu sözlerinize?
Demirel, “Başbakan bu saatten sonra bunları nasıl münakaşa edelim?” dedi. “Genel Sekreter’e verelim, rapor toplasın” dedim. “Genel sekreterlikte uzmanlar yok, hükümette var” dediler. “O zaman hükümete havale edelim” dedim. Aldığımız karar budur ve ben bunun altına imza attım. Anayasa’ya aykırı olduğu için hiçbirini uygulamadılar. Bu defa hukuki yollardan bir şey yapamadıklarını görünce ortağımızın yumuşak karnını buldular.
50 vekil ikna odalarına çağrıldı
n DYP’ye yöneldiler..
50 tane DYP’li milletvekilini tehdit ettiler. Bir bir ikna odalarına çağırdılar. Kendilerine Yassıada’nın fotoğraflarını gösterip, “Sizi şu odaya koyacağız haberiniz olsun. Hükümetten desteğinizi çekeceksiniz” dediler. O vekiller sonradan benden özür diledi. Çiller Hanım bana geldi, “Bir gensoru verilse 50 vekilimiz korkusundan güvenoyu vermeyecek” dedi. Çoğunluğunuz olmazsa orada oturmanız da doğru olmaz. Demirel’e 291 imzalı seçim kararını verdim. “3 ay içinde seçim olacak, koalisyon protokolüne göre görevi Çiller Hanım’a bırakıyorum. Tekrar geleceğim. Bu şartla veriyorum” dedim. “Tabii” deyip aldı.
n Ama olaylar pek istediğiniz gibi gitmedi...
Ertesi günü bile beklemedi. Çiller Hanım’a görev vermesi lazımdı ama 291 imzaya rağmen Yılmaz’a görev verdi ve Türkiye 15 yıl kaybeti.

* Sizin çok eski arkadaşınız, neden böyle yaptı?
Kendisine sorun.

Haberin Devamı