Gazete Vatan Logo

26 yıl önce yaşanan vahşet Hocalı!

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 63’ü çocuk 613 masum insan katledilmişti. Ermeni askerlerin başındaki isimlerden biri şimdiki Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’dı... Vahşetin tanıkları “Bizim kabuk bağlamayan yaramız var. Her gün, her saat kanıyor” diyor...

26 yıl önce yaşanan vahşet Hocalı!

25 Şubat’ı (1992) 26’sına bağlayan gece, 26 yıl önce Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında bir vahşet yaşandı. 63’ü çocuk, 106’sı kadın 613 masum insan katledildi. 8 aile tamamen yok edildi. 487 kişi yaralanırken, 1275’i esir olarak götürüldü. Bunların 150’sinin akıbeti hâlâ belli değil. 700’den fazla çocuk ya annesini ya da babasını kaybetti. Saldırının 366’ncı Rus Motorize Alayı’nın desteğiyle gerçekleştiği tarihi kayıtlarca biliniyor. Ermeni askerlerin başındaki isimlerden biri de o günlerde Dağlık Karabağ Savunma Ordusu Komutanı olan şimdiki Cumhurbaşkanı Serk Sarkisyan’dı.

Neden Hocalı?

Yaklaşık 936 km2 büyüklüğünde ve 7 Bin insanın yaşadığı Hocalı kasabası bölgedeki tek havaalanına sahipti. İki farklı kara yolu güzergahının üzerinde yer alıyordu. Bu sıradan ve doğal mecrasında gelişen bir saldırı, bir kuşatma değildi. Önce halkı korkutmak ve yıldırmak, ardından mücadele azmini yok etmek ve nihai olarak Azerbaycan topraklarını işgal etmek amacıyla kurgulanmış bir katliamdı.

Haberin Devamı

Soykırım mı? Katliam mı?

Azerbaycan Parlamentosu Hocalı’daki olayları soykırım olarak tanıdı. Bugüne kadar dünyada 16 ülke ve ABD’nin 19 eyaletinde soykırım şeklinde tanınıyor. Türkiye “tarihçilerin çözeceği meseleye parlamentolar karışmasın” yaklaşımıyla 2012 yılında TBMM’de açıklanan metinle “katliam” olarak tanıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin 1993 yılında aldığı 822 sayılı karar ve ardından 853, 874, 884 sayılı kararlarıyla “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiği” ortaya konulmuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi benzer kararlara imza atmıştır.

Yaptırımlar uygulanmıyor

Hocalı’da gerçekleşen katliamın belgeleri, tanıkları ve uluslararası dayanakları olmasına rağmen o günün sorumluları için bir müeyyide süreci işletilmiyor. Bu sebeple Hocalı’daki olaylar Türkiye’ye karşı her yıl sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla çıkan özellikle Ermeni diasporası için üzeri örtülmesi gereken olaylar şeklinde irdeleniyor. Bugün sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile Hocalı’daki vahşetin izleri aynı anlayışın ürünü. Bu sebeple Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde çok önemli bir yerde duran Hocalı’daki olayları daha iyi anlamak için yetkililerle ve olayı birebir yaşayanlarla bir araya geldik.

Haberin Devamı

Dünya basını katliamı gördü

Londra/Times gazetesi, 4 Mart 1992: “Birçok insan tanınmaz hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.”

Moskova/İzvestiya gazetesi, 4 Mart 1992: “Video görüntüleri kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu.”

Paris/Le Monde gazetesi, 14 Mart 1992: “Ağdam’da bulunan yabancı gazeteciler Hocalı’da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi gördüklerini söylüyor.”

‘Bugün güçlü ordumuz var’

- Hocalı Valisi ve Milletvekili Elman Memedov: O gün Hocalı’nın savunmasına ben rehberlik ediyordum. Hocalı’nın öyle stratejik bir ehemmiyeti vardı ki Hocalı ortada, bütün etrafı Ermeni köyleri, kentleri. Biz yolları bağlasak 5 km.’lik yolu 40 km.’lik dağ yolu ile aşmak zorundalardı. Saat 11 gibi tanklarla, toplarla vurmaya başladılar. Evlerimiz yanıyordu. Sivillerin bir kısmını tahliye ettik, arka yoldan. Burada da çatışmalar oldu. Onlar gelişmiş silahlarla geliyor biz çok az sayıda ve imkanlarımız da yoktu. Ona rağmen karşı koyduk. Ama gücümüz yetmedi. Benim anamı öldürdüler yanımda. Yaşlı insanlardı. Yürüyemiyorlardı. Orada öldürdüler onları. Azerbaycan’ın kalan 1/5 arazisini işgal ettiğinde Azerbaycan’ın gücü yoktu. Azerbaycan ordusu yeterli değildi. Ancak bugün güçlü Azerbaycan var. Bugün bizim güçlü ordumuz var. Bugün Türkiye- Azerbaycan güçlü dostluğu var. Biz buna güveniyoruz. Biz topraklarımızı işgalden azat edeceğiz, inşallah.

Haberin Devamı

‘Duvardaki kanı yalattılar’

Katliama tanıklık edenler anlattıklarıyla tarihin bu karanlık sayfasına ışık tutuyorlar.

- Dürdane Agayeva: Hocalı Telekom işçisiydim. Biz ormanlık yoldan Ağdam istikameti tarafına yürürken nehrin karşısında ateşe tuttular ve esir götürüldüm. 20 yaşımdaydım. 8 gün esirlik hayatı yaşadım. Orada gençliğimi ve sağlamlığımı yitirdim. Her gün dövüldüm, işkencelere maruz kaldım. Soğuk suda sakladılar beni saatlerce, ölü bilip çöplerin üstüne attılar. Yaralı ve eziyetle; hatta boğazımdan bağlayıp yani bana diyorlar köpek gibi emekle. Zincirle dövdüler. Toprak yedirdiler, o duvarlarda olan kanı nice insana diliyle yala diyorlardı. Orada bir 50-60 esir kişinin, erkeğin içinde; kadın ben kalmıştım ve her gün dövülmeyi işkencelere ben bağırmak bile istemiyordum. Çünkü bağırsaydım, duvarın o yüzündeki erkekler benim kardeşlerimdi, hepsi Hocalılardı. Onların duymasını istemedim. Gözümün önünde; insanlar yakıldı, çocuklar öldü, kadınlar öldü, başlar kesildi, yüzlerce insan şehit oldu. Ancak bir arzum var, Karabağ alınsın. En büyük arzumuz, Hocalı’ya gitmektir.

Haberin Devamı

- Sariye Müslim: Ben 31 yaşındaydım. Hayatımın en ağrılı, en acılı günüydü. Ben de anamı kaybettim. Amcamın 3 oğlunu yitirdim. Başlarını kestiler. Şimdi orada işgal altındadır. Ve ben o mezarı ziyaret edemiyorum. 26 yıl belki biz diyoruz; ama bizim için çok uzun bir zaman geçti. Bizim kabuk bağlamayan yaramız var. Her gün, her saat kanıyor. Bugün Türkiye’miz Afrin’de teröristlerle çatışır. İşte Hocalı’da da teröristler var. Afrin’dekilerle Hocalı’dakiler bizim için birdir.

- Mehmet Nagiyev: Hocalı’da doğdum, büyüdüm. O gün doktor olarak oradaydım. Ben daha önceki günlerde onların yaralılarına bakıyordum onların ise doktorlarının bizim insanlarımızı öldürdüğüne şahit oldum. 3 gün esir kaldım. Bütün eşyalarımızı aldılar. Hatta arabalarda kullanılan kerpetenle kimin ağzında azı dişler var ya o dişleri çekmeye başladılar. Misal ki şehirde Özbekistan’dan gelmiş Ahıska Türkleri vardı. Gözümüzün önünde onlardan birinin başını kesip futbol topu gibi oynatmaya başladılar. İri bir bıçakla benim üstüme çökerek başımı kesmek istediler. Gözlerimin karşısında hamile kadının karnını yararak çocuğunu çıkarıp öldürdüklerine şahit oldum.

‘Hocalı tüm Türk halkının yarasıdır’

- Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim: Azerbaycan elbette Hocalı’da yaşananları bir soykırım olarak görüyor. Bakıldığında bize karşı çalışanlar aynı şahıslardır, aynı kuvvetlerdir. Tıpkı sözde Ermeni iddiaları gibi Hocalı’da da nasıl olduğunu farklı bir şekilde sunuyorlar. Biz biliriz ki Ermeniler 1915’te Birinci Dünya Savaşı zamanı yarım milyardan fazla Türk’ü öldürmüşler. Biz biliriz Erzurum’da neler oldu. Baktığımızda görüyoruz ki onlar hepsi aynı örgütlerin bir hissedarıydı. Mesela Türk diplomatlarını öldüren ASALA terör teşkilatının, terör örgütünün özleri aynı zamanda Hocalı Soykırımı’nı yapanlar arasında olmuşlar.

Afrin’de destek mesajı

Türkiye, terörden eziyet çekmiş nadir devletlerdendir. Türkiye’ye karşı çok büyük bir terör tehdidi var. Ve Türkiye tabi ki kendi sınır bütünlüğünü, sınır güvenliğini temin emek için elinden geleni yapıyor. Bunu da uluslararası hukuk çerçevesinde yapıyor. Azerbaycan’da nereye gidersen herkes diyor ki, “Biz geliriz Afrin’e dövüşmeye...” İnsanlar diyor ki “Biz gidelim, Türkiye’nin köşelerinde sokaklarında insanlara yardım edelim...” Yani Azerbaycan halkı her zaman diyor ki, “Biz Türk kardeşlerimizin yanındayız.”

Ben düşünüyorum ki, Azerbaycan-Türkiye ilişkileri bütün diğer devletlerin ilişkilerinden farklı bir seviyededir. Yani Azerbaycan ilişkilerinde çok büyük ve vazgeçilmez bir duygusallık var. Türkiye’nin neresine gidersem bana diyorlar ki sen öz memleketinde büyükelçisin. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, tüm belediyelere dedik ki “Biz bunu soykırım olarak tanımlayalım...” Artık böyle bir çağrışım olduğunu da görüyoruz. Ve yine diyorum ben; bu her iki taraftan birliği ekonomik katkı için önemli. Azerbaycan şirketimiz SOCAR bir yılda 20 milyar dolar yatırım yaptı. Türkiye’den de aynı zamanda Azerbaycan’a büyük yatırımlar var. En önemlisi de Azerbaycan Türkiye’ye en stratejik sahalara yatırım yapıyor; çünkü Türkiye kardeşi Azerbaycan’a güveniyor.

‘Diasporalar bir olmalı’

Azerbaycan ve Türk iye diasporası yurt dışında bir olmalıdır. Sayımız çoktur. Ama maalesef biz orada bir olmadığımız için efektif çalışmıyoruz. Kısmi ilerlemeler var. Mesela ben ABD’de görevliydim. Türkiye Büyükelçiliği’ne sık gidiyordum. Bizim büyükelçiliğin yanındadır. Orada Ermeniler, Türkiye’ye karşı bir hayasızlık yapıyorlardı. Onlar, sokağın bir tarafındaydı. Bir tarafında Türk diasporası geldi. Aynı zamanda Azerbaycan diasporası geldi. Bir Ermeni, Türk bayrağını aldı, kaçtı, böyle attı sokağın ortasına ve arabalar üstünden gitmek istedi. Bir Azerbaycan diasporası gitti, onlarla kavga etti. Türk bayrağını aldı, öptü ve vermedi. Polisler, onu tuttular, yakaladılar.

‘Bu açık bir soykırımdır’

- Azerbaycan Dışişleri Sözcüsü Hikmet Haciyev: Hocalı’da olanlar bir milleti ortadan kaldırmaya yönelik planlı, sistemli bir vahşettir. Bir halk hedef alınmıştır. Buna rağmen biz Azerbaycan olarak nefret değil adalet istiyoruz. Ermenistan bu işgal siyaseti sebebiyle stratejik bir sorun yaşıyor. Ekonomisi çok kötü ve izolasyon görüyor. Oysa bu yüzyılın ilkeleri olarak barışı ve hak kaniyeti esas almış olsaydı; işgal ettiği topraklardan çekilseydi kendisi de bundan kazançlı çıkacaktı. Ermenistan derhal BM güvenlik konseyinin kararlarına uymalıdır.