Gazete Vatan Logo
Magazin 25 yaşında bir keman dahisi Roman Kim

25 yaşında bir keman dahisi Roman Kim

Barış adına ortak bir dil yaratmak amacı ile 23 ülkenin müzisyenlerini bir araya getiren Tekfen Filarmoni, 25. yıl konserini şef Aziz Shokhakimov’un yönetiminde 25 Ekim’de Zorlu PSM’de verecek. Orkestraya 25 yaşına rağmen besteleriyle ünü dünyaya yayılan keman virtüözü Roman Kim, misafir olacak. Şimdiden yüzyılımızın en kayda değer kemancıları arasındaki yerini alan ustalaşma yolunda ilerleyen virtüöz Kim ile hikayesini konuştuk.

25 yaşında bir keman dahisi Roman Kim

Müziğe başlama hikayeni bize biraz anlatabilir misin? Tatar, Beyaz Rus ve Kore gibi çok zengin kültürlere ait kökenlerinin olması müziğine nasıl etki ediyor?

Annem Tatar, babam yarı Koreli yarı Beyaz Rusyalı. Her ikisi de müzisyen. O nedenle müziğe bebekliğimden beri aşina olduğumu söyleyebilirim. Bir gün, annem eve benim için küçük bir keman getirdi. Bu arada ilk keman derslerimi de annemden aldım ve 8 yaşıma geldiğimde ailem beni Moskova’daki Merkezi Müzik Okulu’na göndermeye karar verdi. Ünlü keman hocası Galina Turchaninova ile çalışmaya başladığım an, kemanı ciddiye almaya başladığım an oldu.

Dünya çapında bir müzisyen olma yolunda yetenek ve çok çalışma arasında nasıl bir bağ kurarsın? Sence biri diğerine göre daha ön planda olabilir mi?

Bu soruya belli bir bakış açısından cevap vermek isterim. Çoğu kişi, parmaklarımın uzun olması sebebiyle, benim için kemanı çalmanın çok daha kolay olduğunu düşünür ama çoğu insanın parmakları benimkinden çok daha uzun ve esnektir. Oysa bunun, ne parmaklarla ne de psikolojiyle alakası vardır. İşin sırrı çalışmakta. Prova yapmak işin en önemli tarafı. Bunun yanı sıra seslendirdiğiniz eserler hakkında uzun uzun düşünmelisiniz de.

Haberin Devamı

İdollerimin yolundan gidiyorum

İsminin, Niccolò Paganini ve Eugène Ysaÿe gibi dehalarla anılması sana kendini nasıl hissettiriyor, ekstra bir sorumluluk duygusu yaşıyor musun?

Paganini ve Jimi Hendrix, ikisi de benim kahramanım. İkisinin de inanılmaz bir karizması var ve onlar hakkında böyle hisseden tek kişi ben değilim. Hem Paganini hem Hendrix, ikisi de hem sanatta hem politikada hem de çok daha farklı alanlarda ciddi anlamda öncü isimlerdi. Bizler de onların açtıkları yolda ilerlemeye devam ediyoruz. İkisi de birbirlerine çok benziyorlar. Kendi döneminde Paganini de tıpkı Jimi gibi bir yıldızdı. Müzikal dilde yeni keşifleri oldu. Teknik anlamda mükemmeldi. Yeni ses renkleriyle ilgili çok farklı fikirleri vardı. Tüm bunlarla insanlara yeni bir dünyanın kapısını açtı. İnsanlar bu iki sanatçıya belki biraz da korkuyla karışık çok saygı duydular.

Haberin Devamı

Kimse onların dünyamızı daha iyi bir hale getirip getirmediklerini ya da dünyaya farklı bir yön verip vermediklerini bilemez ama birçok şeyi değiştirdikleri ve bir nesle ilham verdikleri tartışılmaz bir gerçek. Paganini’nin sahnede nasıl olduğunu, bugün ne yazık ki kimse bilemez ancak ben onu, tıpkı Jimi Hendrix’in olduğu gibi enstrümanıyla bambaşka bir bağ kurup çalarken hayal edebiliyorum. Paganini ya da Ysaÿe ile kıyaslanıyor olmaya gelirsek. Bence ne çok mutlu olunacak bir şey ne de bir lanet. Genelde ünlü müzisyenlerle mukayese ediliriz. Şayet biri beni Paganini ile mukayese ediyorsa bunun bir övgü olduğunu düşünürüm doğal olarak. Bununla beraber benim kişisel amacım, idollerimin yolundan ilerleyerek ama kendim olarak kalmayı da başararak ve tarih sayfalarında kendi izimi bırakmak.

Hayalin ne peki? Hangi sahnede, hangi esere hayat vermek isterdin?

Musikverein Vienna konser salonunda kendi bestelediğim Keman Konçertosu’nu çalmak isterdim.

Beste yapmak ikinci tutkum

Haberin Devamı

Tekfen Filarmoni ile nasıl buluştunuz? 25 Ekim akşamı vereceğiniz temsilde senden Saint Saëns’in Capriccio’su ve Sarasate’nin Gipsy Variatins’ini dinleyeceğiz, ne hissediyorsun?

Camille Saint-Saëns, “Giriş ve Kaprisli Rondo” isimli eserini Sarasate için bestelediğinde, Sarasate daha 19 yaşındaydı. Bu eser aslında Saint-Saëns’ın keman konçertosunun final bölümü olacaktı. Sarasate büyüleyici bir sanatçıydı. Keman sanatına, onun icrasına olağanüstü katkı sağladı. Kendisinin bestelediği eserler arasından en ünlü olan “Çigan Havaları”, tüm genç kemancıların da en favori eserlerindendir. “Giriş ve Kaprisli Rondo” da, “Çigan Havaları” da keman sanatının zirvesidir ve ben bu eserleri Maestro Aziz yönetimindeki Tekfen Filarmoni ile icra etmeyi dört gözle bekliyorum.

Nasıl bir hayatın var?

Müzik! Beste yapmak benim ikinci tutkum. Hatta bestecilik üzerine çoktan çalışmaya başladım bile. Bir keman konçertosu üzerinde çalışıyorum. Ancak çalışmam başka fikirler, projeler, konser seyahatleri ve bunun gibi sebeplerden dolayı hep kesintiye uğruyor. Ama yine de bir hayli yol aldığımı söyleyebilirim. Eser, armonik açıdan çeşitli zorlukların, uyumsuzluğun ya da garip seslerin olduğu anlamda bir modern müzik değil. Sadece kemanlar için bir müzik. Eserin tarzını tanımlamak, kesin bir tasvirde bulunmak istemem. Sadece belki şu şekilde ifade edebilirim, Prokofiev, Sibelius, Bach, Rahmaninov ve Chopin’den esinlendim ve parçayı dinlediğinizde size “Romantikler”i hatırlatacak.

Haberin Devamı