Gazete Vatan Logo

2 yıldır lokantaya girip rahat bir yemek yiyemedim

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'a destek vermek üzere "Van'a gitme" kararı alan rektörlere "manen destek" verme içgüdüsüyle uçaklarına yetiştim

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'a destek vermek üzere "Van'a gitme" kararı alan rektörlere "manen destek" verme içgüdüsüyle uçaklarına yetiştim. İlk defa tanıştığım YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, bir üniversite hocasından çok, olgun ve yakışıklı bir Hollywood yıldızına benziyordu. Sakin ve ağırbaşlı kişiliğinin altındaki muzipliği o günün ağır havasını bir nebze olsun dağıttı. Ona iltifat yağdıran meslektaşlarına sırrını da açıkladı: "Kendimi öyle bir gözetim altında hissediyorum ki, iki yıldan beri beğendiğim bir lokantaya girip iki kadeh şarapla, sevdiğim yemekleri yiyemiyorum. Evde kalınca, eşini bir yıl içinde on iki kilo vermemi sağlayan sebze-balık ağırlıklı bir diyet uygulamamı sağladı. Yemeklerden sonra iki saat geçmeden meyve yememe kuralına da sadık kaldım."

Rektörlerden bazıları Prof. Erdoğan Teziç'e yakıştırdıkları unvanları sıralamaya başlayınca YÖK Başkanı gazetelerine sarıldı; uçak Van'a ininceye kadar da başını kaldırmadı... Yirmi dört saatlik heyacanlı ve duygusal "rektörler çıkarması", televizyonlarda ve basında sürekli yer aldığı için şimdi size Van'daki sessiz kahramanları tanıtmaya çalışacağım.

Aşkın'la değişim...
1987'de oruç tutmadığı için öldürülen Şirin Tekin adlı öğrenci, üniversitedeki bazı öğretim üyelerinin eşlerinin kara çarşaflarla dolaşmasına neden olurken, kız öğrenciler iyi not almak için istemedikleri halde türban takmak zorunda kalıyordu.

Her şey, hem de süratle Prof. Yücel Aşkın'ın 1999 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin rektörü olmasıyla değişmeye başlamıştı. Aynı yıl İstanbul'da, Yücel Aşkın ve eşiyle bir ortak dostun evinde birlikte yemek yemiş, saatlerce Van'daki yaşamlarını, orada yapmak istediklerini dinlemiştik. O kadar heyecanlıydılar ki, aşıladıkları heyecan Van'ı daima yakından izlememe neden olmuştu. Özellikle yaptığı ve söylediği her şeye inandığım Türkân Saylan'dan Rektör Aşkın sayesinde kız ve erkek öğrencilerin, türbanla derse giremeyen kızların, kampüste artık rahatça dolaşabildiğini ve Ramazan'da yemekhanelerin bile açık olduğunu öğreniyordum. Rektörler çıkarmasında, Van'da izlediklerimden ve dinlediklerimden sonra içimden, ülkenin her tarafındaki, özellikle İstanbul, Ankara gibi Batı kentlerimizdeki bütün üniversite hocalarına: "Ne olur, hiç vakit kaybetmeden Van'a gidin ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde inanılmaz özveriyle çalışan bu genç öğretim üyelerini tanıyın..." diye haykırmak geldi.

Türkiye eskrim şampiyonuydum
Eşi Yücel Aşkın'ı ilk defa hapishanede ziyaret eden Oya Aşkın'ın sesi cıvıl cıvıldı: "Gençliğindeki gibi sakal uzatmış; çok yakışmış. Onun neşesi beni de keyiflendirdi. Bizi ayıran cama rağmen on dakikalık görüşme ikimize de çok iyi geldi. Korktuğum olmadı hiç ağlamadım" dedi.

Eşi, rektör Yücel Aşkın'a yapılan hareketin bir linç girişiminden farklı olmadığını söyleyen Oya Aşkın, eşinin babasının Klâsik Batı Müziği bestecisi Necip Aşkın ve isim babasının Hasan Ali Yücel olduğunu söyledikten sonra gülerek: "Biliyor musunuz? Sakın benim boyum ve kiloma bakmayın... Ben birçok iri yarı rakiplerimi dize getiren Türkiye eskrim şampiyonuydum" dedi.

Kahraman proflar
Ölüm tehditi alıyor
Rektör Yardımcısı Profesör Ayşe Yüksel, Türkân Saylan'ın yanında yetişmiş. Ve hocası gibi yıllarca cüzzam hastalığını Türkiye'de kurutmakla kalmamış, Afrika'daki cüzzamlılara da koşmuş. Van'a geldiği günden beri isteyene, istemeyene yardım elini uzattığı için onu "misyoner" zannedenler çoğunlukta. Özellikle kimlik arayışındaki gençlere sadece evini değil, kalbini de açan Ayşe Yüksel: "Bu üniversitede o kadar zor şartlar altında okuyan özellikle kız öğrenciler var ki, yastıklarındaki pamukları 'ped' olarak kullanıyorlar" diyor. Ufacık bütçesinden ayırdığı parayla çatal-bıçak vs. satın alan Ayşe Yüksel bu gençlere gazete kağıdı yerine masa örtüsü üzerinde yemek yemeyi öğretmekten zevk alıyor. Ama Ayşe Yüksel Rektör Yardımcısı olduğu için her gün tevkif edilip hocasının yanına götürülmeyi bekliyor. Ölüm tehditleri de caba. Şimdi Oya Aşkın'ın evinde konuk. Tehditler yüzünden korumasız yürüyemiyor. Ama: "Asla, Van'dan ayrılmaya niyetim yok" diyor...

'Hoca'nın yanında kal'
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Zühre Şentürk, bir yıllığına Van'a sırf Prof. Yücel Aşkın'la çalışmak için geldiğini söylüyor. Altı yıldır orada olan Şentürk, annesinin o sabah İstanbul'dan telefon ettiğini ve "Eğer gelirsen seni affetmem. Hoca'nın yanında kal ki, seninle daha çok iftihar edeyim" dediğini anlattı.

Maaşı uçak biletine
Prof. Erksin Güleç, nur yüzlü, adı gibi hep gülen bir hoca. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olan Erksin Güleç, profesör eşine iki çocuğunu emanet edip Yücel Aşkın'la çalışmak için Van'a gelmiş. Ailesini özledikçe Ankara'ya uçan Prof. Güleç: "Maaşımın çoğunu uçak biletlerine veriyorum" diyor.

Haberin Devamı