Gazete Vatan Logo

100 dolar için

İngiliz gazetecinin pavyonda dövülüp cebindeki 140 YTL'nin zorla alınması 12 milyar dolarlık Türk turizmine çok ağır bir fatura çıkartabilir

22 yaşındaki fotoğraf öğrencisi Nick Hall'ın İngiltere'nin en saygın gazetelerinden The Guardian'ın gezi ekine yazdığı İstanbul yazısı, Türkiye'nin gündemine oturdu. Hall yazısında İstanbul'da bir barda dolandırıldığını, gittiği polis merkezinde kendisinden rüşvet istendiğini anlatıyordu. 345 bin tirajlı gazetede yayınlanan yazının Türk turizmine etkisi şüphesiz acı olacak. Türkiye'nin imajını yerle bir eden bu yazıyı kaleme alan genç adamla yüz yüze konuşmak istedik. Çanakkale'deydi. Ricamızı kırmadı ve İstanbul'a döndü. Boğaz'da buluştuk, Dolmabahçe'de kahvaltı ettik, Ortaköy'de kahve içtik. Ve sakin kafayla olanları bir daha anlatmasını istedik...

* Baştan alalım, sizi gazinoya götüren o Türk'le nasıl tanıştınız, yeni tanıdığınız biriyle bilmediğiniz bir yere gitmekten çekinmediniz mi?
İstanbul'a geldiğim ilk gün Sultanahmet'te tanıştık. Adı Ali'ydi. Ben tüm Avrupa'yı böyle yeni yeni insanlarla tanışarak gezdim. Ondan çekinmemi gerektirecek bir şey yapmadı. Yenikapı'daki My Way adlı bir bara gittik. Burada tek bir Efes bira içtim. Sonra yanımıza kızlar geldi. Huzursuz olup kalkmak istedim. 349 YTL hesapla karşılaştım. Bunu ödemeyeceğimi, gerekirse polisi arayabileceklerini söyledim. Bar sahipleri beni küçük bir odaya itti, korkuttu, cebimdeki 140 YTL'yi aldı ve kredi kartlarını kopyaladı. Başka param yok deyince bıraktılar.

* Bardan çıktıktan sonra ne yaptınız?
Bir taksiye bindim. Şoför olanları duyunca beni bedava götüreceğini söyledi. Ama otomobilden inerken sözlerini unutup "Para ver" diye kavga çıkardı. Sultanahmet'te yaklaşık 45 dakika polisi aradım.

* Polisi neden bulamadınız?
Saat 23.00 olmuştu. Herkes beni turizm polisine yönlendiriyordu ama bir yandan da halı ya da nargile satmaya çalışıyorlardı. Karşılaştığım insanlar hep ayrı ayrı tarifler verdi. Ama sonunda polisi buldum.

Burada işler böyle yürür!
* Onlar sizinle ilgilendi mi?
O küçük, beyaz kutulardan birinin içinde oturuyorlardı. Tüm ısrarlarıma rağmen içeri girmedik. Soğukta 45 dakika kadar konuştuk. İçlerinden biri "Paranı geri verebiliriz ama yalnızca yarısını" dedi. Nedenini sorunca "Burada işler böyle yürür, o kadar" yanıtını aldım. Parayı nasıl alacaksınız diye sorunca da "Eminim sorun çıkmaz" dediler. Bardaki kişilerle önceden tanışıyor gibiydiler.

* Sonra ne oldu?
Para lafı kapandı. Birkaç tanesi sıkılıp içeri girdi, hatta biri "Bu senin problemin, bizim değil" dedi. Onları içeri girmeye ya da tutanak yazmaya ikna edemedim. Sonunda bara gitmeye karar verdiler.

* Barda neler oldu?
Kurşun geçirmez yelekler ve yarı otomotik tüfeklerle gittik. Barın önüne geldiğimizde korna çaldık. İçerden çıkan adam beni tartaklayanlardan biriydi. Polisler araçtan bile inmedi. Bardan gelen adamla fısır fısır konuştular. Sonra da karakola geri döndük. Bana bar sahibinin 1 saate kadar geleceğini söylediler.

* Bar sahibi geldi mi?
Karakolda 1.5 saat bekledik. Sonra polislerden biri geldi ve bardaki adamların dışarıda beni beklediğini söyledi. "Gidip paranı alabilirsin" dediler. Memurlardan birinin benimle gelmesini isteyince "Bak, şunu iyi anlamalısın. Eğer gidip paranı alırsan biz ne seni görmüş olacağız ne de bu olaydan haberdar olacağız" dediler. Şaşkınlığımı görünce fikir değiştirip "Tutanağı hazırlayalım" dediler.

* Tutanağı hazırlarken problem oldu mu?
Saatlerce sürdü. Sonra otomobile binip başka bir karakola gittik. Beni orada şef olduğunu tahmin ettiğim birinin karşısına oturttular. Tutanağı okudu ve bir kenara bıraktı.

* Orada ne kadar beklediniz?
Yaklaşık 2 saat boyunca cep telefonuyla ve bilgisayarla oynadı. Oradaki tutuklulardan birinin silahını inceleyip duvara nişan aldı. Benim astımım var, onlar sürekli sigara içiyordu. Ama bütün bunların bir an önce bitmesini istiyordum, sesimi çıkarmadım. Sonunda bana çay ikram ettiler. Biraz rahatladım. Ama tuvalete gidip geldiğimde bir baktım barın sahibi orada. Onu gördüğümde kalp krizi geçireceğimi zannettim. Şef, memurlara beni otelime götürmelerini söyledi.

* Bardaki adama ne oldu?
Ben giderken hala oradaydı. Kimsenin bir şey yapmaya niyeti varmış gibi de gözükmüyordu..

* Diğer ülkelerde başınıza bu tarz bir olay gelmiş miydi?
4 aydır Avrupa'yı geziyorum. Belarus ile Moldova dışında tüm Avrupa ülkelerine gittim. Hiç soyulmadım. Yalnız Londra'da, bir çete cep telefonumu çaldı. Türkiye'de yaşadıklarıma benzer bir olay belki İtalya'da da olabilirdi. Orada da polis yolsuzluk yapıyor. Ama bu olay nerede başıma gelse aynı şekilde yazardım. Türkiye'ye karşı özel bir tavrım yok.

Hall'ın soyulduğu gazinonun sicili bozuk
Turistleri tuzağa 'komisyoncular' düşürüyor
MY Way adlı gazino 5 ay önce açılmış. Yenikapı sahilindeki gazino bu kısa sürede, benzer konularda 10 defa şikayet edilmiş. Bu mekanlara müşteri getiren "komisyoncular" var. Bu insanlar turistik bölgelerde tuzaklarına düşürdükleri yabancıları bu mekanlara götürüyorlar. Masa donatılıyor, kadınlar geliyor derken hesap şişiriliyor. Bu paranın yarısı komisyoncuların oluyor. Polis yetkilileri bu mekanlarla ilgili defalarca işlem yapıldığını belirtiyorlar.

Suçlananlar ilk kez konuştu
Bugüne kadar hiç şikayet almadık
Sultan Hostel Genel Müdürü Engin Çap: Biz uzun yıllardır Sultanahmet'te otelcilik yapıyoruz. Bugüne kadar, onbinlerce yabancı, binlerce İngiliz konuğumuz oldu. Giderken hepsi çok mutlu ayrıldılar. Nicholas Hall, otelimizde sadece bir gün kaldı. Kendisine de bütün müşterilerimize gösterdiğimiz misafirperverliği gösterdik. Telefon konusunda bizden herhangi bir isteği olmadı. Olsaydı kendisine seve seve yardımcı olurduk. Bunun tersini yapmamız sözkonusu değil.

Telefon istemedi yalan söylüyor
Sultan Hostel Resepsiyon görevlisi Bilal Usta: Nicholas Hall 18 Şubat'ı gecesi geldi. Ucuz olduğu için 6 kişilik odada kalmak istedi. (15 YTL oda + kahvaltı) Birşeyler içmek istediğini söyledi. Ben, restoran-bar'ın kapalı olduğunu ama isterse açabileceğimi söyledim. İstemedi. Dışarı çıktı. Sonra saat 04.00 sıralarında polisle birlikte geri döndü. Odasına çıkıp uyudu. Telefonla görüşme isteği olmadı. Aramızda hiçbir tartışma yaşanmadı. Biz tüm konuklarımıza iyi hizmet ederiz.

Gazino sahipleri: Gerekirse AİHM'e kadar gideriz
Recep Çiftçi ve Yılmaz Ertekin (My Way gazinosunun sahipleri): İngiliz'in iddialarının tamamı yalan. Kesinlikle 8 iri adamın kendisini tehdit etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Kendisi, hiç tanımadığımız Ali adındaki bir adamla gazinomuza geldi. İngiliz 4, Ali 1 bira içti. 1 meyve tabağı ve çerez aldılar. Garsoniyeyle birlikte toplam hesapları 140 milyon lira tuttu. Hesabı peşin olarak İngiliz ödedi. Hiçbir sorun ya da tartışma yaşanmadan ayrıldılar. Avukatlarımızla görüştük. Tazminat davası açıyoruz. Gerekirse AİHM'e kadar gideceğiz.

Karakol Polisleri: Karakolda çay içti internete girdi
Hall, Turizm Polisi'nin Sultanahmet'teki tarihi binasında adeta bir misafir gibi ağırlandı. Geceyarısı 01.00 sıralarında Turizm Polisi'ne geldi. Kendisine elma çayı ikram edildi. Kendi el yazısıyla şikayetlerini yazdı. Polislerin tavsiyesi üzerine kredi kartını kullanıma kapatmak için karakol amirinin masasındaki bilgisayarı kullanarak internete girdi. Telefon talebi olmadı. Böyle bir talebi olsaydı VISA ve Master Card'ın ücretsiz telefon numaraları duvarlarımızda asılı. Her turiste bu yolu gösteriyoruz.

Haberin Devamı