Gazete Vatan Logo

'Yeni bir erkek yaratmamız lazım'

'Yeni bir erkek yaratmamız lazım'

Rıza Kocaoğlu ile Biriken’in rejisiyle sahneye konulan yeni oyunu 'Ormanlardan Hemen Önceki Gece' vesilesiyle buluştum. Tek kişilik tiyatro oyunu, canlandırdığı roller ve 'yeni erkeği' konuştuk.

Fotoğraflar: Elif MANDAN

Tek kişilik oyun gözünü korkutmadı mı?

Başta biraz korkuttu. Bu teklif gelince metnin bana hitap edeceğini düşündüm. Biriken'den Okan Ürün benim uygun olduğumu düşünmüş role. Mücadele ettiğim bir rol oldu, uzun saatler boyunca çalıştık. Metnin kendisi gibi bizim de durgunlaştığımız ve coştuğumuz yerler oldu.

Çocukluğuna kadar indin mi bu çalışmalarda?

Kendimle uğraşıp samimi ve gerçek olmam gerekiyordu. 75 dakika bir şey anlatıyorum. Bütün eski yöntemlerimi sorgulayıp, kendimi tokatladığım bir süreç oldu. Tiyatro yapmaya ihtiyacımız var çünkü sokaktaki şeyler gerçek değil, tiyatro gerçek. Gerçeği arayan herkes tiyatroya gitmeli.

Hayatı samimiyetsiz mi buluyorsun?

Bazen. Çünkü ben bir şey söylüyorum, başka bir şey duyuyorum. Örneğin gazetede görüyorum bunu.

Magazinde yazılanlar gibi mi?

Haberin Devamı

Benimle ilgili bazı haberler çıkıyor. Beni tanıyan bilen hiçbir arkadaşım arayıp 'nedir noldu', 'Bunun doğruluğu var mı' demiyor. Beni bilen biliyor. O yüzden böyle haberlere gülümsüyorum.

Oyuna dönersek, sistem dışı bir evsizi oynuyorsun.

Onu evsiz olarak yorumlamadım. Hepimiz aynı durumda olabiliriz. Senin gibi, benim gibi biri. İpin ucunu bir kere kaçırdın mı en ufak bir meseleyle baş edemiyorsun ve kafayı yiyorsun. Hepimiz o aşk acısını yaşıyoruz. Bir anda sistemin dışında kalabiliriz.

Tek kişilik oyun çok zor değil mi?

Tek başına olmanın avantajları ve dezavantajları var. Yardım eden kimse yok, ama aşağı çeken kimse de yok.

Türkiye'de tiyatro alanında muazzam bir yükseliş yok mu sence?

Ben 1999'da okuldayken Ferhan Şensoy gelmişti. 'Biz napıcaz' dediğimizde 'kendi tiyatronuzu yapacaksınız, bisikletle Anadolu'yu geziceksiniz' dedi. Bana çok ütopik geldi. Sonra yavaş yavaş tiyatrolar açıldı. Şimdi insanlar mezun oluyorlar, tiyatro yapıyorlar ve karınlarını doyuruyorlar. Biriken de öyle bir yapı. İnsanların tiyatroya ihtiyacı var. Tiyatroyu yaşatan ciddi bir kitle var bu ülkede.

Haberin Devamı

'KADININ ÜSTÜNE TOPRAKLAR ÖRTÜLÜYOR...'

Genelde bitirim mahalle çocuklarını oynuyorsun sanki. Hayatın bu rolleri nasıl besliyor?

Ben kiralık katili de oynadım. Şu an Karadayı'da bir komiseri oynuyorum. Polis dünyasını bilmiyordum ve 70’lerde polis olmak ne demek araştırdım. Bugünkü kadar sistematik değil o dönem polis. O zamanki polis daha insani tepkiler veriyor. Her sınıftan arkadaşım var benim. Ben öyle biri değilim. Ben naif biriyim...

En ekstrem rol ne olurdu? Mesela Özgecan'ın katilini oynayabilir miydin?

Buna iş olarak bakamam, sadece insani tepkimi verebiliyorum. Ben yeni erkeği yaratmanın derdindeyim. Kendimi bunlarla meşgul ederken, başka şekilde yansıtılınca gücüme gidiyor. Yeni erkeğin yaratılması da özgür kadınla olacak. Bin yıllardır kadının üstüne topraklar örtülüyor. Erkekler de yasalarla kendini güvence altına alıyor. Aslonan mücadele özgür kadının mücadelesi. Özgürleşen kadının karşısındaki yeni erkeği bulmak lazım.

Haberin Devamı

Nasıl bir şey bu yeni erkek?

Çocukluktan başlayan bir ayrım var. Kadını toplumun her alanında ikincil yere koyan. Bunların hepsini yeniden masaya yatırmak lazım. Gündelik hayatta kendimizi sorgulamalıyız. Şakalarımızı bile sorgulamalıyız. Bir kız arkadaşıma bilmeden kötü bir laf ettiysem özür diliyorum. Dünyanın da aslolan mevzusu bu. Erkek dünyası işgalci. Bunu yıkmak gerekiyor.

Özgecan Aslan cinayetinden sonra ilk kez erkekler “Bu ülkede erkek olmaktan utanıyorum” dediler. Bu bir kırılma mıydı?

Artık kırılsın. Canımı sıkıyor, beni çok üzüyor bu durum.

Bu kadar güzel projelerde rol almanı neye borçlusun?

Kendimi test etmeyi, mücadele etmeyi çok seviyorum. Bütün bu karmaşanın içinde bir çizgi yaratabiliyorsan ne mutlu sana. Ama her zaman o seçim yok. Önce açlık var, sonra seçimler var.

‘İSTANBUL'DA DEPLASMANDAYIM’

Baban tribün lideri, kalender biri sanırım?

Göztepe'nin amigosuydu. Ben okuyordum, İstanbul'a deplasmana geliyorduk. Çarşı lideri abilerle önce babam beni tanıştırdı.

Haberin Devamı

Mahalle kültürü mü besledi seni?

Evimizle babamın kahvesi yanyanaydı, yüzlerce insanın içinde büyüdüm. Zenginleştirdi bu beni. Mahallemiz (İzmir, Tepecik) çok yerden göç alan bir semtti. Kürtler, Romanlar, Kütahyalılar. Ama hepsi abimdi, kardeşimdi.