Gazete Vatan Logo

'Türkiye’nin sahibi millettir'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Muğla'da toplu açılış töreninde konuştu

'Türkiye’nin sahibi millettir'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin sahibi millettir. Devletin sahibi millettir. Cumhuriyetin sahibi, bayrağımızın, İstiklal Marşımızın sahibi millettir. Söz karar yetki milletindir, mühür millettedir. Bu yetkiyi kim gasp etmek isterse onun karşısında olacağız. Milli iradeye karşı her saldırıya göğsümüzü siper edeceğiz. Her meselenin çözüm yeri Meclistir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük ziyarette bulunacağı Muğla’ya saat 14.00 sıralarında geldi. Başbakan Erdoğan, Milas Havalimanı’na indikten sonra toplu açılış töreni için helikopterle kent merkezine geldi. Helikopteriyle Cumhuriyet Meydanı’nın üzerinde tur atan Başbakan Erdoğan’a alanda bekleyen kalabalık sevgi gösterisinde bulundu. Boynuna, Muğlaspor’un atkısı asılan Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la birlikte alandakileri selamladıktan sonra protokoldeki yerini aldı. Başbakan Erdoğan’a, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da eşlik etti. Kürsüde kenteki yatırımlarla ilgili detaylı bilgiler veren Başbakan Erdoğan, "İki gün içinde açılışını yapacağımız bu eserlerin toplam tutarı 205 milyon TL. Değişik alanlarda bu açılışları Muğla’mıza kazandırmış bulunuyoruz. 11 yıl geçti, çok büyük bir aşkla, heyecanla çalıştık. 11 yıldır milletimizin emanetine sımsıkı sahip çıkıyoruz. Bakın yola çıkarken, biz bu millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldik dedik. Bugün burada çok önemli bir konu üzerinde durmak istiyorum. Merhum Adnan Menderes Ege’nin, bu bölgenin evladıydı. 1950 yılında milletimizin oylarını alarak iş başına geldi. Merhum Menderes’in çok önemli bir sloganı vardı. Yeter diyordu. Yeter söz milletindir diyordu. 2002 yılında 3 Kasım seçimlerine girerken tıpkı Menderes’in sloganı gibi Yeter söz de karar da milletindir dedik. Çünkü milletin kararı üzerinde karar olamaz. Millet verecek kararı, demokraside geçerli olan milletimizin kararıdır. Milletimiz karar verdi sandıkta bizi seçti, emaneti bize yükledi. Ama istiyoruz ki, şimdi merkezde bizi seçtiniz, yerelde de bizlere bu görevi verin. Çünkü Ak belediyecilikle merkezi yönetimin bütünleşmesi demek Muğla’nın sıçrama yapması demektir. Burası buna layık, bunu bekliyor. Onun için bir hayli gayret göstermemiz gerekiyor" dedi.

MUĞLA ADAYI REKTÖR

Kente yönelik yatırımların yer aldığı filmi salondakilere izleten Başbakan Erdoğan, 30 Mart’taki yerel seçimlerde Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar olduğunu açıkladı. Öz geçmişinin okunmasının ardından Başbakan Erdoğan, Prof. Dr. Harmandar ve milletvekilleriyle el ele tutuştu, salondakilerden büyük alkış aldı. Aday Harmandar da teşekkür konuşmasında, kentin sorunlarını yerinde tespit edip çalışacaklarını dile getirdi.



HİÇBİR KURUM TBMM’NİN ÜZERİNDE DEĞİL

TBMM’nin Türkiye’nin kalbi, idare merkezi olduğunu hatırlatan Başbakan Endoğan, "Millet yetkisini, TBMM eliyle kullanır. Çünkü siz her zaman bizimle birlikte değilsiniz ama yetkiyi vekillere verdiniz. Hiç kimse, hiçbir kurum, fani olan hiçbir güç, TBMM’nin üzerinde değildir. Siz sandığa gidersiniz, vekilinizi seçersiniz, o sizin adınıza mecliste karar verir. Hoşnutsanız dört yıl sonra sandık önünüze gelir yine seçersiniz, değilseniz, güle güle" dedi.


HESABINI FİTİL FİTİL VERECEKLER

Konuşmasına devam eden Başbakan Erdoğan, "Burası otokratik rejimle idare edilen değil demokrasiyle idare edilen bir ülke. Söz, karar sizin mühür sizdedir. Türkiye’de zaman zaman bu yetkinizi elinizden almak istediler. İhtilal, devrimler oldu. Her ihtilalde ülke 10 yıl geriye gitti. Sizin kararınızı yok saydılar, öyle adımlar attılar ki, size istedikleri gibi mühür bastırdılar, millete bunu yaptılar. Ben sizin seçtiklerinizi, düzmece oyunlarla düzmece yargılayanları unutmuyorum. Ben Menderes’i unutmuyorum. Fatin Rüştü Zorlu’yu, Hasan Polatkan’ı unutmuyorum. Onları idam edenleri, mahkum edenleri hatırlayan var mı. Silinip gittiler. Ama onlar ölüm ötesinde bunun hesabını fitil fitil verecekler. Zalimler, bunların hesabını vereceklerdir. Adalet, mülkün esasıdır, zulmün değil. Sizin kararınızı beğenmedikleri için meclis üzerinde güçler oluşturdular. Biz bu kadar hizmet üretirken, milli iradeyi de muhafaza ediyoruz. Bizi kapatmak istediler yahu. 330’nun üzerinde vekille iktidarız. Bizi kapatmak için yollar aradılar. Ve sonunda başaramadılar. Milletimizin hayır dualarıyla, aklı selim sahibi olan yargı mensuplarıyla evet AK Parti iktidarı yoluna devam etti" dedi.

ADINI AĞZIMA ALMAK TALTİF OLUR

Başbakan Erdoğan, CHP milletvekili Kamer Genç’in, eşi Emine Erdoğan’la ilgili müdahalesine de değinerek, şöyle devam etti,

"Kadına şiddete son diyenler, el uzatılamaz diyenler. Kadına bu noktada söz laf edilemez diyenler eğer bizim parlamentonun içinde kalıyorsa, partisi onları muhafaza ediyorsa o CHP’ye hesap sormanız lazım. Lafla kadına siyasi hak verilmez, lafla kadına koruma olmaz. Bunlar hakkın teslimidir. Ben konuşamıyorum eşim olduğu için, ama ben görüyorum ki milletim, kadınlarımız konuşuyor. Biz yeri gelecek meydanlarda konuşacağız. Ama adını ağzıma almak ona taltif olur. Dolayısıyla onun gereğini benim milletim yapar. Dört ay sonra o zihniyete Muğla en büyük dersi vermelidir. Muğla bu noktada çok önemli bir dersi CHP zihniyetine vermelidir. Bunların hizmet diye bir derdi yok, tek derdi fitne fesat. İşte Muğla’da yerel hizmette ne görüyorsunuz. İmar, alt, üst yapıda ne görüyorsunuz? Ben belediyecilikten geldim. Benden sonra da hep bizim arkadaşlarımız 20 yıldır orayı biz yönetiyoruz. Niye, İstanbullu hizmeti görüyor. Ondan durmak yok yola devam diyor. Muğla’da yapılacak iş çok. Bu hükümetin istikametini çeteler değil, millet, meclis çizer. Bu ülkenin rotasını sermaye sahipleri değil, belli medya kuruluşları değil, sadece siz çizeceksiniz. İçeride dışarıda belli güç odakları değil, sadece ve sadece aziz milletim yol haritasını çizer.

MECLİS YETKİSİNİN GESP EDİLDİĞİ GÜNLER GERİDE KALDI

11 yıldır mücadele ediyoruz. Yetkiyi milletten alıp başkasına vermek isteyenlerle mücadele ediyoruz. Burada Muğla’da demokrasinin doğduğu bu topraklarda bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye’nin sahibi millettir. Devletin sahibi millettir. Cumhuriyetin sahibi, bayrağımızın, İstiklal Marşımızın sahibi millettir. Söz karar yetki milletindir, mühür millettedir. Bu yetkiyi kim gasp etmek isterse onun karşısında olacağız. Milli iradeye karşı her saldırıya göğsümüzü siper edeceğiz. Her meselenin çözüm yeri meclistir. Meclis dışında arayışı olanlar çok büyük bir yanılgının içindedirler. Meclis dışında yol arayanlar çok ciddi hatanın içindedir. İktidar partisi milli irade ne kadar hassassa ise muhalefet de o kadar hassas olmak zorundadır. Biz hiçbir meselenin meclis dışında ele alınmasına müsaade etmeyiz. Siyasetin kurumunun yıpratılmasına izin vermeyiz. Bunun dışında yol arayanlar beyhude yol ararlar. Meclis yetkisinin gasp edildiği günler artık geride kalmıştır. Hiç kimse milli iradeye dil el uzatamaz. Siz arkamızda olun yeter. Siz bizi desteklediğiniz sürece biz de canımızı ortaya koyacak. Göğsümüzü siper edecek sizin iradenizi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz."

YILLARCA BİR GRUP AZINLIK PARASIYLA ÜLKEYİ YÖNETMEK İSTEDİ

Türkiye’de sesi çok çıkanın, tencere tava çalanın, çok parası olanın değil, sadece milletin dediğinin olacağını anlatan Başbakan Erdoğan, "Millet ne derse o olur. Azınlığın değil, 76 milyonun dediği olur. Çoğunluğun azınlığa tahakkümüne hayır. Ancak demokrasilerde azınlığın çoğunluğuna tahakkümÜ asla mümkün değil. Çoğunluk idare eder. Ama yıllarca bir grup azınlık parası puluyla makamıyla ülkeyi yönetmek istediler. Sermaye, hükümetler getirdi götürdü. Biz gelene kadar 16 ayda bir hükümet değişti. Böyle bir ülkede istikrar olur mu? Yani 1946’dan bizim iktidarımıza kadar 16 ayda bir hükümet değişti. Şimdi rayına oturdu. Şimdi ilan edildiği zaman da seçimler oluyor. Ama Türkiye yükselmeye başladı. Dünya bize ne diyor? ’Sessiz devrim gerçekleşti’ diyor" dedi

BEN DERTLİ BABAYIM

Başbakan Erdoğan, "Biz hiç kimsenin diğerine baskı yapmasına izin vermeyiz. Kimsenin başkasına boyun eğdirmesine müsade etmeyiz. Birbirinin yaşam tarzına karışmasına müdahale eder, müsamaha göstermeyiz. Herkes istediği gibi giyinir, yaşar. Üniversitelerimize kızlarımızı başörtülü diye sokmadılar. Ne oldu şimdi gidiyorlar ne oldu Türkiye bölündü mü parçalandı mı. Kamuda çalışamaz dediler, Türkiye parçalandı mı, yıkıldık mı, bittik mi. Huzur geldi be. Şimdi el ele çalışmalarına devam ediyor. Hiç olmazsa aldığı ilmin gereğini yapıyor, Rahatlama bu. Bir katsayı belası çıkardılar Yavrularımız üniversiteye gidemezdi. Ben dertli babayım. Benim de dört çocuğum, dördü de hem katsayı engeline takıldılar, hem de başörtüsü engeline takıldılar. Kızlarım burada üniversite okuyamadı yurt dışında okudular. Dünyanın en önde gelen üniversitede okuma imkanı buldular. Herkes burada başörtülüsüyle açığıyla. Sizler benim kardeşlerimsiniz. Bize düşen hepinize, ayrım yapmaksızın hizmet etmektir. Meclis ve siyaset dışı çözüm arayanlara hep birlikte karşı duracağız" dedi.

ŞEHİT BURAK’I ANDI

Başbakan Erdoğan açılım süreciğine de değindi, "Köyceğizli bir gencimiz kahramanız Burak Erdi, Beytüşebap’ta şehit oldu. Şehidimize rahmet diyorum. Ailesine sabır diliyorum. Muğla’nın, Türkiye’nin tüm şehitlerini rahmetle anıyor mekanları inşallah cennet olsun. Vatan savunmasında çok gencini bu kent şehit verdi. Balkanlarda, İstiklal Savaşı’nda terörle mücadele Muğla’dan birçok kahraman şehit oldu. 2 Eylül 2012 den beri Muğlalı Burak’tan sonra terör nedeniyle hiç şehit vermedik. Bir yıldan bu yana terör nedeniyle şehit vermedik. Birçok şehrimizde şehit anneleri babaları "bu süreçten daha erken sonuç alınsaydı da bizim yavrumuzda aramızda olaydı’ dedi. Keşke bu süreçten daha erken sonuç alınsaydı. Burak keşke bedenen burada olaydı. Keşke tüm kahramanlarımız burada olaydı. 11 yıldır bu sonucu almak için mücadele veriyoruz. Çok gencimizi yitirdik. Ama acı törenlere artık şahit olmuyoruz. Çözüm süreci diye bir yola çıktık. Ama birileri hala bunun karşısında dikiliyor. Bunun hangi zihniyet olduğunu biliyorsunuz. Çok ana babanın yüreği yandı. Artık ocaklara ateş düşmüyor. Biz bu süreci muhafaza etmeliyiz, güçlendirmek için artık samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz. Eğer bu kardeşiniz Diyarbakır’a gidiyor da yüz binlere hitap ediyor, Barzani’yi getiriyor, kovulan Şivan’ı getiriyorsa derdimiz bu millet, 76 milyon birbirleriyle barışsın kucaklaşsın diye yapıyoruz. Bu kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Anayasanın, yasaların dışına asla çıkmadan meşruiyet içinde sizin değerlerinizi çiğnemedik çiğnetmeyeceğiz" diye konuştu.

TOPLU AÇILIŞI YAPTI

Seçim çalışmaları için tekrar Muğla’ya geleceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, 167.5 milyon TL’lik 79 projenin toplu açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan, açılışın ardından Muğla Valisi Hakan Mustafa Güvençer’i makamında ziyaret etti.

AÇILIŞTAN NOTLAR

Toplu açılış töreninin yapılacağı Cumhuriyet Meydanı’na, ’Başbakanımız aldırıverecez gari Muğla’yı’, ’Muğla’daki yanlışı siliverecez, AK Partili başkanı getirivericez gari’, ’Biz çok efeler gördük ancak dünya senin gibi bir efe görmemiştir be usta’, ’Sayın Başbakanımız dünya çam balının başkenti Muğla’mıza hoş geldiniz’, ’Marmaris’in yeşilinden selam büyük ustaya’, ’Yolumuz ak alnımız ak’, ’Bizi ararsan millete bak’, ’Bodrum’un mavisinden selam büyük ustaya’, ’Gölgelere değil millete sığındık’, ’Karunlar Türkiye’si değil Kanunlar Türkiye’si için’, ’Hak adamı, halk adamı, Türkiye’nin ak adamı Recep Tayyip Erdoğan’, ’Sen ülkeye Datça sana sevdalı büyük usta’, ’Muğla AK Başkanlarla gelişecek değişecek’, ’Durmak yok yapacak iş çok’ yazılı pankartlar asıldı. Meydana, ay yıldızlı ve Muğla Valiliği amblemli balonlar asıldı. Tören alanında kadınlar öne, erkekler arka tarafa alındı. Tören öncesi yöreye özgü müzikler çalındı. Sahneden protokole giden yeni uygulama gereği yola turkuaz renkteki halı serildi.

İSTİKRAR VE GÜVEN VURGUSU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük ziyarette bulunacağı Muğla’da toplu açılış törenine katıldıktan sonra helikopterle Marmaris İlçesi’ne geçti. İlçede davet edildiği bir restoranda yemek yiyen, sahilde gezip esnaf ve vatandaşlarla bir süre sohbet eden Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la birlikte Muğla Ak Parti il başkanlığının bir otelde onuruna düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Alkışlarla kürsüye çıkan ve konuşmasının başında Muğla’ya yönelik yatırımlarından bahseden Başbakan Erdoğan, "Muğla merkezde bugün yapımı tamamlanan tesislerin açılışını yaptık. Toplamda 205 milyon TL’lik hizmetin açılışını gerçekleştirmiş olacağız. 11 yıllık süreçte ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi buraya çok büyük yatırımlar yaptık. Elbette bütün bu yatırımları bir anda sayıp dökmek mümkün değil. 11 yıl içerisinde Muğla’ya 5.4 trilyon liralık yatırım yaptık. Muğla’da 2012 yılı dahil toplam 538 milyon lira tutarında sadece milli eğitim yatırımı yaptık. Tam 2 bin 482 derslik yaptık. 10 bin 503 bilgisayarımızı okullara gönderdik. Sıtkı Koçman Üniversitesi bünyesinde 7 fakülte, 2 enstitü, 2 meslek yüksekokulu bizim dönemimizde hizmete girdi. Sağlık alanında da büyük yatırımlar yaptık" dedi.

Muğla’nın geleceği için yerel ve genel noktasında bir dönüşümün şart olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Muğla’da artık yeni bir dönem başlayacak diye inanıyorum. 30 Mart seçimlerine Büyükşehir olarak giriyor Buna CHP karşı çıktı, ama başarılı olamadı. Büyükşehir olmadan önce belde belediyesi ne denli kanalizasyon yapabilir. Bir ilçe belediyesi ne denli kanalizasyon yapabilir. Yapamaz. Ben bunu yaşadım. İSKİ, ASKİ gibi bu tür su ve kanalizasyona odaklı bir teşkilatınız olmadığı sürece biz bunları çözemezsiniz. Foseptik kuyuları yaparsınız atık suları oraya yığarsınız, başka bir şey yapamazsınız. Antalya, beyaz bayrakta 100-130’lara geldi. Bu adımları atarak oldu bunlar. Yukarıdan baktığınız zaman Akdeniz, Karadeniz simsiyahtı. Atık sular oraya akıtılıyordu ama şimdi o dönem geride kaldı. 30 büyükşehir belediyesine geçerek Türkiye nüfusunun yüzde 75’i büyükşehir belediyesi statüsü içerisinde şehirlerde yaşayacak. Muğla’da, inşallah 30 Mart seçimlerinde Ak Partili olacak, becerikli ellerde tüm çehresinin değişeceğine inanıyorum. En ücraya kadar Muğla, nazım imar planıyla bir plan bütünlüğüne kavuşsun. Güçlü bir itfaiye teşkilatına Muğla kavuşsun. Muğla’nın alacağı ödenek artıyor büyükşehir olunca. Çok önemli işler yaptık AK Partili belediyeler ile diğer belediyeler arasındaki fark ortaya çıktı. Bunu en iyi anlayacak kent Muğla olacaktır. İktidara gelmeden önce İstanbul’da kongre merkezi yoktu. Ama biz bir taraftan Haliç Kongre Merkezi’ni yaptık o da yetmedi Harbiye’de yerin 40 metre altına girerek 3 bin 300 kişilik bir büyük salon yaptık. Muhteşem bir merkezi inşa ettik. İnşallah bunlar sizin rekabet gücünü artıyor. Muğla bu tür eserlere kavuştuğu an sadece turizmin hareket merkezlerinden biri olmayacak uluslararası kongrelerinde merkezi olacak. Çekim alanı haline gelecek. İktidarımızla birlikte turizmde bir patlama yaşadık. 2002’de ülkemize gelen turist sayısı 13 milyon. 2012 yılında 35,7 milyon turistle kapattık. Neredeyse üç katı, buraya geldik. Bu yıl daha da artıyor. Dünyada turizmde düşüşler var, bizim en zor anımızda artış oldu. Fiyatlar da artık eskisi gibi düşük değil bayağı iyi. Bizim otellerimiz inanın dünya ülkeleriyle artık kafa kafaya yarışıyor. İktidarımızda sağlanan istikrar ve güven sayesinde bu oldu" diye konuştu.

BDP GENÇLİK KONGRESİ’NDE BAYRAK İNDİRİLMESİNİ DEĞERLENDİRDİ

Konuşmasının devamında Muğla’nın yerel yönetim konusunda ciddi bir talihsizlik yaşadığını, ideolojinin hizmetin önüne geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Muğla’da da anlatacak çok eserimiz var muhalefetin böyle bir şeyi yok. 2002 ve öncesinde Muğla’nın ne durumda olduğunu anlatın, bugün ne durumunda olduğunu anlatın. Bizi tanımayanlar bizi yanlış anlayanlar, korku ve kaygıları olanlar varsa bu onların değil bizim kusurumuzdur. Demek ki yeterince iyi anlatamadık. Vazgeçmek bizim metodumuz, üslubumuz olamaz. Bakınız CHP, MHP, BDP belli kitlenin dışında hiç kimseye kendilerini izah edemiyor. İşte bugün BDP Gençlik kongresini farklı bir havaya sokmuş, dışarıdaki Türk bayrağımızı oradan indirmiş. Siz nasıl olacakta Türkiye’deki demokratik parlamenter sistem içerisinde siyaset yapacaksınız. Bizim bayrağımıza tahammül edemeyen bir anlayış, zihniyet bu ülkede politika yapabilir mi. Ana muhalefet partisi geçen seçimlerde Hakkari’de bir Türk bayrağını mitinginde sallandıramadı, bulunduramadı. Çünkü orada miting yapamayacak, anlaştılar. Anlaşma neticesinde Burada Türk bayrağı filan sallandırmayacaksın dediler. Gitti ve orada malum kişilerden birileri geldi mitingini yaptı. Biz ise gümbür gümbür bayraklarla mitingimizi yaptık. Diyarbakır’da da bir aradaydık. Biz, bu topraklar, bayrak için mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdürdük sürdüreceğiz. Biz ne dedik yola çıkarken bir tek millet dedik. İki tek bayrak diyoruz. Üç tek vatan diyoruz, dört tek devlet diyoruz. Tek millet diyoruz niye ırkçılık yapanlar milliyetçilik kavramını da bilmiyor. Millet kavramı sadece Türk’ten oluşan değil, millet kavramının içinde Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abhazı da vardır. Bu kavramı tanımlarken ilk meclis açılışında, Gazi Mustafa Kemal şu anda karşımda Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla bir anasırı islamiyeyi görüyor. Yani İslami unsurları görüyor. Siz bu milletin unsurlarısınız diyor. Ama bunu hala MHP, BDP anlamadı, CHP anlar gibi oldu. Anlayamazlar çünkü Anasırı İslamiyeyi anlamamışlar. İkincisi tek bayrak dedik. Niye bayrağımızdan rahatsız oluyorsunuz. Biz bayrağımızdan başka hiçbir bayrağa evet demeyiz. Üçüncüsü tek vatan diyoruz. Bu vatan topraklarında operasyona asla müdahale ettirmeyiz. Bu vatan topraklarında hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarıdır. Bu üniter yapı içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin şu anda 7 bölgeden oluşan bir yapısı var. Bunun içerisinde de kendi has her bölgenin zenginlikleri var. Doğu’da ayrı, Karadeniz’de ayrı bir başkasını görürsünüz. Ama bunların hepsi bizim için fakirlik değil zenginliktir. Dolayısıyla biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Yurdun tamamını ayağa kaldıracağız. O zaman güçlü yeni Türkiye olacak, bunu başarmamız lazım. Doğu’da Güneydoğu’da havalimanı olacak dense kim inanırdı. Şimdi oralarda havalimanı var. Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı, gittim açılışını yaptım. Hakkari’de yapıyoruz. Ama bırakmıyorlar. Öylede böylede yapsalar orayı da bitireceğiz. Bölücü terör örgütüne, istemeyenlere rağmen bitireceğiz. Oradaki de benim vatandaşım. Gün ola harman ola, Hakkari’deki Kürt kardeşlerimde ne kadar isabetli adımlar attığımızı anlayacaktır. Çünkü her şey oy, istatistik, oranlar için yapılmaz. Biz milletin tamamına hizmet için buradayız. Fakat birileri çok rahatsız. Oy alamadıkları yerlere sırtlarını döndüler, biz gelmeden önce öyleydi. Biz öyle sorumsuzluğun içinde olmadık. Biz Türkiye’nin partisiyiz. Dicle nehrinin kenarında, Çine nehrinin kenarında bir kuzuyu kurt kapsa hesabı bizden sorulur. Türkiye artık istismar siyasetiyle korku ve kaygı pompalayan bir siyasetle geleceğe yürüyemez. Şimdiden yolunuz yolumuz açık olsun" dedi.

Haberin Devamı