Gazete Vatan Logo

'Terör örgütü değil...'

Yargıtay'dan flaş karar!

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada “Bu bir örgüttür ancak suç örgütüdür” dedi. Daire, dosya kapsamına göre, terör örgütlerinde olması gereken ‘devletin Anayasal düzenini, toprak bütünlüğünü bozma’ gibi bir amacın Dink’i öldürenlerin kurduğu örgüt bakımından saptanamadı. Daire, Dink’i öldürenlerin kurduğu örgütün bir suç işlemeyi sağlamak için kurulduğunun sabit olduğuna karar vererek “suç örgütü” kabul etti.

19 Ocak 2007 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın unsurları irdelendi.

Dink’in öldürülmesine ilişkin davada örgüt bulunmadığı yönünde karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz, ''Verdiğimiz karar, 'örgüt yoktur' anlamına gelmez” sözleriyle tartışmalara neden olmuştu. Sanıkların suçlarını “örgüt” kapmasında inceleyen Daire ise “Bu bir örgüttür ancak suç örgütüdür” dedi. ANKA’nın edindiği bilgiye göre, dosya kapsamına göre terör örgütlerinde olması gereken “devletin Anayasal düzenini, toprak bütünlüğünü bozma gibi bir amaç bu örgüt” bakımından saptanamadı. Örgütün bir suç işlemeyi sağlamak için kurulduğu sabit olduğundan suç örgütü olduğu kabul edildi. Süreklilik, araç gereç ve sayısal olarak yeterlilik tespit edildiği için “suç işlemek amacıyla kurulmuş suç örgütü” olarak kabul etti.

“AKILLI OL” SÖZLERİ ÖLDÜRME TEHDİDİ KABUL EDİLDİ

Yasin Hayal'in, 'Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis kararını veren Daire, 'yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek' suçundan verilen 3 aylık hapis cezasını az buldu. Daire’nin Hayal’in Yazar Orhan Pamuk’a söylediği “akıllı ol” sözlerinin öldürmeye tehdit olarak kabul edildi. Hayal’in bu suç yönünden verilen hapis kararına aleyhe temyiz olmadığı için mevcut halde onandı. Ama suç vasfının yerel mahkemenin verdiğinden daha ağır olduğu sonucuna varıldı.

BOMBAYI TUNCEL YAPTI HAYAL’E VERDİ

24 Ekim 2004 tarihindeki Trabzon’da Mc Donals’a yönelik saldırılarda Erhan Tuncel ile Yasin Hayal’in suç teşekkülü oldukları aşamada bu teşekkülün suç örgütüne dönüştüğü kabul edildi. TCK’da 2005 yılında yapılan değişikliğin ardından suç örgütü olması için 3 kişinin gerektiğini ele alan Daire, sanıkların 3 kişiyi fazlasıyla sağladıkları tespit etti.

Patlayıcı madde imal etmekten mahkumiyeti onanan Erhan Tuncel, Hrant Dink’i kasten öldürmeye yardım suretiyle iştirak ettiği kabul edildi. 2004’teki Mc Donalds patlamalarında Erhan Tuncel’in el yapımı bombayı imal edip Yasin Hayal’e verdiği ve Yasin Hayal’in Erhan Tuncel gözcülüğünde bunu restorana koyduğu tespit edildi.

SAMAST’IN ARKASINDAKİ KİŞİ ABİ HAYAL Mİ?

Yasın Hayal’in ağabeyi Osman Hayal hakkında “kasten öldürmeye yardım” suçundan kurulan beraat hükmü, eksik soruşturma nedeniyle bozuldu. Osman Hayal’in katılanların iddiaları doğrultusunda Dink’in öldürüldüğü yerde bulunan Saray Kumaşçılık Mağazasının kamera görüntülerinde Ogün Samast’ın arkasındaki kişinin Osman Hayal olduğuna ilişkin iddiaların kamera görüntülerinin bir kez daha bilirkişi raporuyla yeniden araştırılması, ondan sonra durumunun yeniden takdir edilmesi için bozuldu. Daire’nin verdiği karar nedeniyle dosya yeniden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Yerel mahkeme kararında direnirse dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündemine gelecek.

İĞCİ’NİN DOSYASI AYRILMIŞTI

Dink davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi sanıklardan Coşkun İğci hakkında karar verilmediği ortaya çıkmıştı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 19 sanığın yargılandığı davada hakkında hüküm kurulmayan ve bu nedenle dosyası ayrılan tutuksuz sanık Coşkun İğci'nin beraatine karar vermişti. Bu nedenle İğci’nin dosyası 18 sanığın davasından ayrılmıştı.

OGÜN SAMAST'IN HAPİS CEZASINA ONAMA

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi Dink’in katili Ogün Samast’ı, önce ”Dink’i tasarlayarak öldürmek” suçundan ”ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”na çarptırmış, Samast’ın olay tarihinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak 21,5 yıl hapis cezasına çevirmişti. Mahkeme, Samast’ı ”ruhsatsız silah taşımak” suçundan da 1 yıl 4 ay hapis ve 600 TL adli para cezasına mahkum etmişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi de Ogün Samast’a, Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmek ve ruhsatsız silah taşımak suçlarından verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını onadı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012'de verdiği kararla, 19 sanığın yargılandığı davada tutuklu yargılanan Yasin Hayal'in, ''Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek'' suçundan 3 ay ve''ruhsatsız silah bulundurmak'' suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırırken, bütün sanıkların ''silahlı terör örgütü üyeliği'' suçundan beraatına hükmetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin kararına itiraz etti. Savcı Usta'nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in örgüt liderliği ve yöneticiliğini yaptığı sanıkların, Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti. Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz ise davanın sanıklarıyla ilgili örgüt yöneticiliği veya üyeliği konusunda yeterli delil bulunamadığından beraat kararı verdiklerini söylemişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, "sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle bozulmasını istenmişti. Tebliğnamede, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın unsurları irdelendi. Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf örgüt kurdu desinler diye hiç kimsenin bir araya gelmeyeceği belirtilen tebliğnamede, suç işlemek için örgüt kurma suçunun bir tehlike suçu olduğu kaydedildi.

Tebliğnamede, "Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir" denilmişti.

Haberin Devamı