Gazete Vatan Logo

"Tamil gerillalarının mayınları arama-kurtarma yaptığımız bölgeye yayılmıştı" (1)

Tsunami felâketinden sonra bölge ülkelerinden Sri Lanka'ya ulaşan ilk Türk kurtarma ekiplerinden biri Lidam. Ülkeye giden dört kişilik ekibin üyelerinden Şemsettin Şayan aslında bir köpek eğitmeni. Bölgedeki korkunç manzarayı filmlerde bile göremeyeceğimizi söyleyen Şayan, arama kurtarma köpekleri konusunda da ilginç bilgiler veriyor

* Kurtarma ekibi olarak neden Sri Lanka'yı seçtiniz?
BM'yle koordineli hareket ettik. Başkent Colombo'ya indiğimizde kriz masası yetkililerine ekibimizin özelliğini anlattık. Sağlık bakanlığına götürdüler.

* Dünyanın her yerinden ekipler bekliyor olmalı.
17 ekip vardı. Türkiye'den sadece GEA ekibi ve biz. Birçoğu arama kurtarma köpekleriyle gelmişler. Ama o sıcakta köpeğin çalışması imkânsız. GEA'yı ve bizi iki ayrı noktaya gönderdiler. Ülkenin ulaşılması en zor yerleriydi. Müslüman olduğumuz için.

* Müslümanlıkla bunun ne ilgisi var?
Trikomali Adası'na gidince anladık. Ada halkı koyu Müslüman ve yabancıları kabul etmiyor. Mesela biz dalıp ceset ararken ya da suları dezenfekte ederken ezan okunuyor, "Haydi camiye" diyorlar. "Yahu salgından kırılıyorsunuz" diyoruz. "Biz ibadet edeceğiz" diyorlar.

* Kaç kişilik bir ekiptiniz?
Dört. Ayhan Demir, Mehmet Tontur, Harun Öngören ve ben. Lidam'ın başkanı Tunç Üner ve Koordinasyon Sorumlusu Zeynep Mine Anlı da Türkiye'den kriz masasını yönettiler. Aslında ihtiyaçlarımızın günü gününe temin edilip oraya ulaştırılması bizim yaptığımızdan çok daha güç bir uğraş.

* Colombo'dan Trikomali'ye nasıl ulaştınız? Orası turistik bir bölge miydi?
Hayır. Öyle olsa zaten medyanın ilgisi çok olurdu. Çok fakir bir bölge. Yolu ülkenin tam ortasından geçiyor. 70. kilometreden sonra "Can güvenliğinize karışmayız" dediler. Orası Tamil gerillalarının bölgesiymiş. Devlet içinde kendilerine sınır koymuşlar.

* Herhalde karşılaşmadınız gerillalarla?..
Hayır. Zaten 2001'den beri tek kurşun sıkılmamış. Ama Tamiller ormanın içine mayın döşemiş ve tsunami'yle mayınlar cangıl'ın dört yanına dağılmış.

* Cangıl mı?
Abartmıyorum. Vietnam filmlerinde gördüğümüz gibi. Ana yoldan ayrılmadan ulaştık Trikomali'ye.

* Ölü ve kayıp sayısı ne kadardı?
Biz felâketin üçüncü gününde oradaydık. Gittiğimizde 700 ölü, 300 kayıp vardı. Giderek sayı arttı. İnanılmaz bir ceset kokusu... İnsan ve hayvan cesetleri karışmış... En önemlisi sağ kalanların yaşamasını sağlamaktı. Adaya okyanusun altından gelen içme suyu borusu tsunaminin etkisiyle parçalanmış. Kuyu suyu içiyorlar. Kuyuların içinde her çeşit hayvan ölüsü vardı. İnsan cesedi olması da muhtemeldi. Bunların dezenfaktasyonu ile de uğraştık. Korkunç bir manzara vardı. Mezarlıklar dolmuş, kuma açtıkları toplu mezarlara sürekli ceset gömüyorlardı. Bir iki metre kadar kazıp cesetleri atıyorlar içeriye...

* Peki ya yaşayanlar?
Zamanında Tamiller için toplama kampı olarak kullanılan harabelere sığınmışlar. Evleri yokolmuş, her şeyi kaybetmişler. Birbirlerinin üzerinde yatıyorlar. İnançları gereği pirinçten başka bir şey yemedikleri için bir avuç pirinç için birbirlerine girenler gördük.

İşi köpek eğitmek
* Siz bu işe nasıl başladınız?
Mesleğim köpek eğitmenliği. Hayatımı böyle kazanıyorum. Türkiye'nin ilk profesyonel köpek çiftliğinde bakıcı olarak işe başladım. 1989'da Erzincan depreminde İsviçreliler'in kurtarma köpeklerini görüp bizde neden yok diye düşündüm. O zaman kimse ciddiye almıyor bu işi, köpek eğitmeniyim deyince gülüyorlar. Kızılay'a başvurdum; "Gönüllü olarak yapmak istiyorum" dedim. Sivil Savunma'ya gönderdiler.

* O yıllarda Türkiye'de kurtarma köpeği yok mu?
Hayır, narkotik, bomba köpekleri var ama arama kurtarma köpeği yok. Abdullah Güler adlı sivil savunma müdürü bu işle ilgilendi. "Birkaç personel ayarlayabiliriz ama bizden para çıkmaz. Biz devletiz" dedi. Ben zaten gönüllü girmişim. Avcılar'daki merkezlerinde köpekleri eğitmeye başladım.

* Köpekleri nereden buluyordunuz?
O ayrı sorun. Hazırda köpek yok, para da. Bir Musevi, bir Amerikan Cocker hibe etti. Daha önce birkaç köpek denemiştik. Irkları müsait değildi.

* Bunların bir de ırkının mı müsait olması gerekiyor?
Bazı köpeklerin becerileri farklı yönlere aktarılmıştır. Husky kızak köpeğidir. Afgan Tazısı av köpeği.

* Karda kışta yolumu kaybedeyim de bana konyak getirsin diye merakla beklediğim bir köpek vardır.
St. Bernhard. Yağlı, uzun tüylü. Boynuna şişe takmışlar öyle kalmış. Aslında kurtarma köpeği olabilir. Neyse adam köpeği hediye etti. Adı Barnie. Saldırgan, herkesi ısırıyor.

* Boşuna hediye etmemiş adam.
Sonra birbirimize alıştık. Köpeğin, canlı insanın bulunduğu yeri tırmalayarak gösterebileceğini düşündüm. Eğitimine öyle başladık.

* Böyle el yordamıyla mı karar veriliyor?
O yıllarda dışardan bilgilendirilme imkânımız yok. Sadece benim Almanya'da aldığım 45 günlük eğitimim var. Derken bu köpeği canlıyı bulduğu zaman tırmalamak konusunda mükemmel yaptık. Sonra askere gittim. Duydum ki Barnie, Afyon-Dinar depreminde üç caniyi enkazda bulmuş. Ankara Sivil Savunma'nın girişinde hâlâ fotoğrafı vardır.

* Bomba köpekleri de yetiştirdiniz mi?
17 Ağustos depreminden sonra Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinin Bomba Tespit Özel Güvenlik Grup Amirliği'ni yaptım. Orada yetiştirdik.

* Köpek nasıl buluyor bombayı?
Havanın yoğunluğundan ağır bazı maddeler var. Güvenlik açısından söylemem doğru değil. TNT'nin, Amonyum'un, C4'ün içinde bazı kimyasallar var. Köpek her şeyi kokuyla bulur. Çikolata fabrikasında işçiler çikolata çalmasın diye yetiştirebilirsin köpeği. Bin kişinin içinde cebinde çikolata olanı bulur. ABD'ye süt ürünlerinin girmesi yasak. Havaalanlarında bu ürünleri bulan köpekler var. Silahı da barutun kokusundan bulur diyeceksiniz. Ya mermileri çıkarırsan?

* O zaman temizleme yağından bulur herhalde. Merak ettiğim başka bir şey var. Narkotik köpeklerinin hepsi uyuşturucu bağımlısı mı oluyor?
Yalan. Narkotik köpeğinin yetiştirilmesi zaman ister. Sekizinci ayda eğitime başlar. İki yaşında olgunlaşır. Köpeğe uyuşturucu verirseniz üç yaşında ölür. Verim alacağınız zaman köpeği kaybedersiniz.

Devamı

Haberin Devamı