Gazete Vatan Logo

‘Su’dan sebeple savaş çıkacak mı?

BM su raporuna göre 2050’de 4 milyar kişi tatlı suya erişimde sürekli sıkıntı yaşayacak. Türkiye su rezervi en fazla olan 42’nci ülke. Ama tehlike bizim için de geçerli. 30 yıl içinde su, en büyük savaş nedenlerinden olabilir

‘Su’dan sebeple savaş çıkacak mı?

Dünya’nın dörtte üçünün sularla kaplı olduğunu düşününce, su kıtlığının yaşanması ya da suyun savaşlara neden olabileceği kulağa sadece kötü bir senaryo gibi geliyor. Ancak yaşama, politikaya ve ekonomiye dair her şeyi belirleyenin ‘kaynakların dağılımı’ olduğu hesaba katılınca evdeki hesap çarşıya uymuyor. Dünya’daki suyun yüzde 70’ini okyanus ve denizler oluştururken; suyun yüzde 97’sini tuzlu, yüzde 3’ünü ise tatlı sular oluşturuyor. Tatlı suyun da yüzde 75’i zaten buzullarda, diğer büyük kısmı yeraltında. Yani hepi topu yüzde 3’lük tatlı suyun sadece yüzde 1’i ‘içilebilir’ durumda. Hal böyleyken ülke sınırlarını petrolün değil, suyun belirlemesi kaçınılmaz. Nüfus arttıkça, besin ve su ihtiyacı artıyor. Besin üretimi de artıyor ama... Peki su ne olacak?

805 ile 1984 yılları arasında devletler arasında suya ilişkin en az 3 bin 600 anlaşma yapıldığı, aynı ırmağın kenarında bulunan ülkeler arasında ise 1918 ile 1994 yılları arasında yaşanan 412 bunalımın ‘sadece’ 7’sinin suyla ilişkili olduğu belirtiliyor. Yani suyla ilgili yapılan işbirliklerinin çatışmalardan fazla olması iyimser bir güven sağlasa da ‘son 100 yılda Dünya’da su tüketimi 10 kat artmasına karşılık kişi başına düşen su miktarı yarı yarıya azaldığı’ unutulmamalı.

Haberin Devamı

Petrolün yerini alıyor

Keza eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan da 17 yıl önce bir öngörüde bulunmuş, “Tatlı ve temiz su için şiddetli bir yarışın oluşu gelecekte çatışmaların ve savaşların kaynağı olabilir” demişti. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı birden çok ülkenin paylaştığı nehir havzalarında yaşıyor. Bu havzaların üçte ikisinde suyun paylaşımına ilişkin bir anlaşma bulunmuyor. Şayet gelecekte su savaşları yaşanacaksa, bu savaşların söz konusu havzalarda yaşanması maalesef yüksek bir olasılık. Bugüne kadar hep petrol için savaşıldı. Çünkü petrol, tankerlerle taşınabilen, borularla aktarılabilen bir kaynaktı ve satılabiliyordu. Ancak neredeyse tüm gelirini petrolle karşılayan Abu Dabi’nin veliaht prensi Muhammed bin Zayid el-Nehyan, 2013 yılındaki Dünya Su Konferansı’nda “Bizim için şu anda su, petrolden daha önemli” dedi. Tek başına bu açıklama bile durumun vehametini açıklar nitelikte.

Haberin Devamı

Tehlike çanları çalıyor
100 yılda dünyada su tüketimi 10 kat artarken, kişi başına düşen su miktarı yarı yarıya azaldı.
Dünya nüfusunun yüzde 20’si içilebilir temiz sudan mahrum.
Dünyada her 10 kişiden biri güvenilir suya erişemiyor.
Dünyada 470 milyonu aşkın kişi su kıtlığı çeken bölgelerde yaşıyor. 10 milyon kişi sudan kaynaklanan salgın hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor.
2030’a kadar küresel su talebinde yüzde 55’lik artış bekleniyorken. Mevcut su kaynakları toplam su talebinin yüzde 60’ını karşılayabilecek.
Türkiye’de durum ne?
su fakiri olmayan ancak kaynaklarını akıllıca ve idareli kullanmak zorunda olan Türkiye, orta direk bir aileden farksız. Orta direk aileler; ayda bir et yer, tatil için Ege’ye gider, otomobil yerine toplu taşıma kullanır. Fakat sınırları aştığı anda gereksinilerimden feragat etmeye mahkum duruma gelir. Nüfusun hızla artmasıyla birlikte artan su talebi, küresel iklim değişikliği, doğanın düşüncesizce yok edilmesi ve kaynakların yanlış kullanımı Türkiye’yi ‘su stresi’ altında bir ülke konumuna getirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Sürekli susuz kalma korkusuyla yaşıyoruz. 1990’da 3 bin metreküp civarında olan kişi başına su miktarı, 2030-2040’lardan itibaren 700 metreküpe kadar gerileyecek. Dolayısıyla Türkiye resmen su fakiri bir ülke haline gelecek” diyor.

Haberin Devamı