Gazete Vatan Logo

'Sosyal statüyü belirlerdi'

'Osmanlı'ya başkaldıran tellak kimdi?' 'En büyük hamam Hürrem için yapıldı'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, kent tarihine katkıda bulunmak amacıyla hazırladığı “İstanbul’un Yüzleri” serisinin ilgi çekici kitabı olan “İstanbul’un 100 Hamamı”nı yayınladı. Araştırmacı-yazar Akif Kuruçay tarafından serinin 46. kitabı olarak hazırlanan eser, duyarsızlığa rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi İstanbul hamamlarını tanıtmayı amaçlıyor. İstanbul hamamlarından 100 tanesine ait bir seçkiden oluşan kitapta, tarihi hamamları bazen mimari özellikleri, bazen mimarları, bazen de çarpıcı tarihi olaylar ele alınıyor. Anadolu ve Avrupa yakası olarak iki bölümde anlatılan hamamlar arasında Arasta, Arabacılar, Sütlüce, Sultan Süleyman, Çinili, Çarşı, Selamsız, Selimiye, Kulaksız, Kocamustafa Paşa, Küçük, Sofular, Şengül, Şifa, Ağa, Altunizade İsmail Paşa gibi 100 eser bulunuyor.

"Arnavut Tellak Patrona Halil"

Kitapta yer alan ilginç bölümlerden bazıları da tarihi bilgiler içeren kısımlarla ilgili. Araştırmacı-Yazar Kuruçay, Osmanlı’ya başkaldıran Patrona Halil’in aslında bir tellak olduğunu ortaya koyuyor: “Osmanlı döneminde en meşhur tellaklar Arnavutlardı. Lale Devri’ni kanlı bir ayaklanmayla sona erdiren Patrona Halil de Beyazıt Hamamı’nda tellak olarak çalışan bir Arnavut’tu. İsyan sonrasında padişah fermanıyla Arnavut tellakların İstanbul hamamlarında çalışması yasaklandı. Yine ilginç bir tarihi bilgi de bazı devşirme devlet adamlarının saray hizmetine ilk başladıkları dönemlerde padişahlara ya da sarayın ileri gelenlerine tellaklık yaptıkları yönünde. Bunların en ünlüsü ise Sokullu Mehmed Paşa. Hamamlar gelir getiren müesseseler oldukları için camilerden sonra en tercih edilen sosyal yapılar olarak gerek müstakil, gerekse içinde birçok sosyal ihtiyacı karşılayacak nitelikte tesislerin bulunduğu dev külliyelerin bir parçası olarak inşa edildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı'da külliye ve halk hamamlarının inşasında önemli bir artış yaşandı.”

"Hürrem için yaptırılan hamam"

Kuruçay, Kanuni’nin eşi Hürrem için yaptırılan hamamın en görkemli eser olduğu bilgisini aktarıyor: “Sultanahmet Camisi ve Ayasaofya Müzesi arasında Türk hamam mimarisi açısından en görkemli yapılarından olan Haseki Hürrem Sultan Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman tarafından eşi Hürrem Sultan adına 1556 yılında Mimar Sinan'a yaptırıldı. Yüzyıllarca hamam olarak hizmet veren bina, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bir süre atıl durumda kaldıktan sonra değişik zamanlarda farklı amaçlar için kullanıldı. Renovasyon çalışması 2010'da tamamlanan bina, Ayasofya Hamamı ismiyle tekrar hizmet vermeye başladı.”

"Kapıya asılan havlu"

“Eski İstanbul’da saray ve konaklardaki özel hamamların yanı sıra, mahallelerde halka açık hamamlar bulunurdu. Halk hamamlarının çoğu çifte hamamdı, yani kadınlar ve erkekler ayrı hamamları paylaşırdı. Kuşluk hamamı denilen tek hamamlarda ise kapıya asılan havlunun renginden o günün kadınlara mı yoksa erkeklere mi ayrıldığı anlaşılırdı.”

"Dinlere göre hamam farkı"

“İmparatorluk İstanbul’unun hamamları yalnızca cinsiyete değil, aynı zamanda dinlere göre de ayrılırdı. Gayrimüslimlerin hamamlarında birer havuz olurdu, Türk hamamlarında ise bu tarz uygulamalara yer verilmezdi. Hamamlar, temizlik işlevinin yanında birçok kültürü de beraberinde yaşatırdı. Evlenecek kızlar için gelin hamamı, loğusa kadınlar için kırk hamamı, askere gidecekler için asker hamamı gibi adetler vardı. Özellikle kadınlar hamamlara yanlarında yiyecek de götürerek hısım akraba kalabalık gruplar halinde giderlerdi.”

"Sosyal statüyü belirlerdi"

“Özellikle Tanzimat sonrasında kadın zevkinin en ince detaylara işlediği hamam araç ve gereçleri etnografik bir hazine niteliğindeydi. İpek peştemallar, futalar, fildişi oymalı taraklar, oyalı bohçalar, dantel işlemeli havlular, tombak imbikler, maşrapalar, bakır taslar, kirdenler, lengerler, gülabdanlar, sedef kakmalı nalınlar, damgalı sabunlar başta olmak üzere hamamda kullanılan tüm enstrümanlar, estetik bütünü tamamlayan kusursuz sanat eserleriydi. Bu eşyalar yapıldıkları malzemelere ve sergileniş biçimlerine göre, kadınların içinden geldiği sosyal tabakayı yansıtan rekabet objeleriydi.”

"Kadınların hamam alayı"

“Osmanlı kadınının hamam yolculuğunu yazılı ve görsel olarak anlatan tarihi belgeler gayet ilgi çekici ve renklidir: Evlerdeki hummalı hazırlıklar tamamlandığında, önde hanımefendi, arkada başlarında taşıdıkları oyalı, işlemeli çamaşır-azık bohçaları ve elleriyle kavradıkları diğer malzemelerle kalabalık bir halayık grubunun adeta bir hamam alayı oluşturmaları; kafilenin konaktan hamama intikali, malzemelerin törensel bir edayla hamamdaki teşhiri harkulade bir görünüm arz ediyordu.”

Haberin Devamı