Gazete Vatan Logo

'Seçimler öncesi kritik yakınlaşma!'

Türkiye ve İsrail'den yetkililer bir zamanlar yakın ilişki içerisinde olan iki hükümetin ittifaklarını yeniden canlandırmaya yaklaştıklarını söyledi.

Görüşmelere katılan yetkililer geçtiğimiz ay çabalarını daha da yoğunlaştırarak ittifaklarını tekrardan canlandırabilmek için çalışmalarını hızlandırdılar.

Türkiye, İsrail büyükelçisini geri çekmesinin ardından 2010 yılında Gazze'ye uygulanan ablukayı delmek amacıyla yola çıkan Mavi Marmara'ya gerçekleştirilen saldırıda bazı Türk aktivistlerin öldürülmesi sonucu İsrail'in büyükelçisini de ülkeden göndermişti.

Görüşmelere katılan yetkililerin açıklamalarına göre ailelere ödenecek tazminat da dahil birçok konuda anlaşma sağlanırken, daha fazla detay verilmedi.

Emre Peker ve Joshua Mitnick'in wsj.com.tr'de yayımlanan haberine göre,Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Pazar günü gerçekleştirdiği bir röportajda "Mavi Marmara'dan bu yana ilişkilerimizin normale en yakın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Son bir toplantı hakkında görüşmelerimiz devam ediyor, tazminat bir sonraki adım olacak ve Gazze ve Filistin'e yardım konusunda somut gelişmeler olabilir" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılması gibi hassas istekleri konusunda ise bazı anlaşmazlıkların hala yaşanabileceği belirtiliyor.

Yetkililer ayrıca İsrail'in 2010 yılında gerçekleşen olaya karışanlar için dokunulmazlık istemesi de bir diğer hassas konulardan. Yetkililer böyle bir durumda her iki tarafın da bir anlaşma imzalaması ve Türkiye'de parlamento tarafından onaylanması gerekeceğini söylüyor.

"İYİ BİR GERİ DÖNÜŞ GEREKECEKTİR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik aralarında Haziran ayındaki hükümet karşıtı protestolar ve Mısır'daki müttefiki Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden uzaklaştırılması gibi olayların da olduğu bazı suçlamalarda bulunması görüşmelerin karışmasına neden oluyor.

Eski bir Türk diplomat olan ve Carnegie Endowment for International Peace kurumunda misafir öğretim üyesi olan Sinan Ülgen, "İsrail'in sürekli suçlandığı ve komplo teorileriyle anıldığı böylesi bir ortamda iyi bir geri dönüş gerekecektir. Hükümet kesinlikle bir siyasi evrime girecektir" yorumunu yaptı.

Her iki ülkenin de dışişleri bakanlıkları anlaşmazlıklar konusunda yorum yapmadı.

SEÇİMLERDE YARDIMCI OLABİLİR

İsrail'in eski Türkiye Büyükelçisi Pinchas Avivi, İsrail Radyosu'na yaptığı bir açıklamada İsrailli askerleri tutuklamadan korumanın bir çözüm için kritik önemde olduğunu belirtti. Avivi, "Bütün duyduklarımın ardından bir anlaşmaya varacağımız konusunda ikna oldum" ifadelerini kullandı.

ABD'nin iki müttefiki arasındaki ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi özellikle enerji alanı başta olmak üzere daha fazla ekonomik işbirliğine yol açabilir ve büyük bir çalkantının yaşandığı Ortadoğu'da müttefiklerin etkili rolünü yeniden canlandırabilir.

İsrail'in Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödemesini öngören bir anlaşma Başbakan Erdoğan'ın bir devlet adamı olarak güvenilirliğine katkıda bulunarak, 30 Mart seçimlerinde de yardımcı olabilir. İsrailli lider Benjamin Netanyahu'nun ise ABD sponsorluğunda gerçekleşen Filistin barış görüşmelerinin sonuçsuz kalması durumunda Türkiye ile yapılacak anlaşmayı ekonomik ve siyasi izolasyonu göz ardı edebilmek için kullanabilir.

Ülgen açıklamalarında ayrıca Türkiye'nin bir anlaşmaya varması durumunda ABD'li yasa yapıcılardan kaybettiği desteği bir nebze yeniden toparlayabileceğini ve büyükelçisini İsrail'e yeniden göndererek "dış ilişkiler bilançosunu" biraz düzeltebileceğini söyledi.

İki ülke arasındaki yakınlaşma ABD Başkanı Barack Obama'nın Mart ayında bölgeye gerçekleştirdiği ziyarette Netanyahu'yu, Erdoğan'ı arayarak özür dilemesi konusuna ikna etmesinin ardından başladı. İki ülke bu gelişmenin ardından tam normalleşme konusunda görüşmelere başlarken, bu görüşmeler Ocak ayında hız kazandı.

Bir çözümün yakın olduğunu söyleyen İsrailli yetkili, "Türk tarafında durumu çözüme kavuşturmak için bir istek var ve aynı istek İsrail tarafında da görülüyor" dedi.

HER İKİ TARAF DA BASKI ALTINA GİRDİ

Hem Türk hem de İsrailli yetkililer yüksek yerel ve uluslararası baskı altına girdiler.

2002 yılında göreve gelen Erdoğan hükümeti geçtiğimiz yaz gerçekleşen gösterilerin ardından düzenli olarak protesto gösterileriyle karşılaşırken, Aralık ayında da bir rüşvet soruşturmasıyla karşı karşıya kaldı. Türk lider imajını yeniden yükseltebilmek için Tokyo'dan Brüksel'e, Tahran'a, Berlin'e ve Soçi'ye son haftalarda geziler gerçekleştirdi. Mart ayındaki oylamanın önümüzdeki yaz Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyması beklenen Erdoğan için bir referandum niteliği taşıdığı belirtiliyor.

Netanyahu ise geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den gittikçe artan İsrail boykotları konusunda bir uyarı aldı. Danimarka'nın Danske Bank ve Hollanda'nın su firması Vitens, Batı Şeria politikalarından dolayı bazı İsrailli şirketleri boykot edeceklerini açıkladılar.

Diplomatik gerilimlere rağmen İsrail ve Türkiye arasındaki ticaret geçtiğimiz yıl 5.1 milyar dolara ulaşırken, Türkiye Ekonomi Bakanlığı'na göre Mavi Marmara olaylarından bu yana yüzde 47 yükseldi.

İsrail'in Doğu Akdeniz'de bulduğu doğalgaz rezervlerinin ardından enerji uzmanları diplomatik bağların yeniden güçlendirilerek İsrail'den doğalgaz ihracatını artırmak istiyor. Türkiye ise bölgesel bir enerji gücü haline gelmeyi amaçlıyor. İsrailli bir enerji danışmanlık firması EcoEnergy Başkanı Amit Mor, "İsrail ve Türkiye arasında yaklaşılan uzlaşma doğalgaz projesinin hayata geçmesi için altyapıyı hazırlayabilir. İsrail, Türkiye için önemli ve rekabetçi bir kaynak olur" dedi.

Haberin Devamı