‘Reyting yüzünden emek kıyımı yaşanıyor’

Fotoğraf: Elif MANDAN

Yusuf Yusuf filminin en eğlenceli yanı sizce nedir?

Filmin en eğlenceli yanı birbirinden renkli karakterlerin bir arada bulunması. Hem aksiyon hem de komedinin iç içe bulunduğu filmde enerji bir an olsun düşmüyor.

Aslında çok eğlenceli bir kadınsınız. Dizilerde neden bu yanınızı göremiyoruz?

Arka Sıradakiler de uzun yıllar Gamze olarak çıktım seyircinin karşısına. O karakter çok yönlüydü. Dramı, komediyi, aksiyonu hatta zaman zaman gerilim dolu sahneleri bile yaşattım Gamze’yle. Benim için çok keyifliydi, uzun soluklu bir proje olmasına rağmen hiç sıradanlaştığımı düşünmedim. Daha sonra Huzur Sokağı’nda baş örtülü, naif bir karakter olan Şükran’ı canlandırdım. Dramatik yönü çok baskın olan daha hüzünlü bir karakterdi. Ters köşeleri ve farklılıkları yaşatmayı sevdiğimden Hayat Yolu’nda Melis karakterine büründüm. O diğerlerinden çok farklıydı. Daha dişli ve dişi... Yusuf Yusuf ise komedisiyle cezbetti beni ve tiyatro dışında ilk kez bir komedi projesinin içinde yer aldım. Komedi oynamayı sevdim. Karşıma güzel bir proje çıkarsa dizilerde de komediyi tercih edebilirim.

‘YUSUF YUSUF’UN DİNAMİZMİ YÜKSEK’

İzleyicinin Yusuf Yusuf filmine gitmesini neden önerirsiniz?

Senaryosuyla, çekimleriyle ve oyunculuklarla yüksek bir dinamizme sahip. Eğlenceli ve samimi bir film. Bir sahnede koskoca minibüs havaya uçarken, bir bakıyorsunuz diğer sahnede komedi unsurlarının içine küçük ve anlamlı mesajlar bırakmışlar.

Oyunculuk anlamında sizi neler heyecanlandırıyor?

Birbirinden farklı rollere bürünmek beni heyecanlandırıyor. Bir de çok inanmam lazım. İnanmadığım ve mantığını kafamda oturtamadığım bir hikaye ve karakter beni heyecanlandırmaz.

Arka Sıradakiler gibi bayağı uzun bir dizide yer aldınız. Son rol aldığınız Hayat Yolunda ise çok hızlı bir şekilde yayından kalktı. Bu bir oyuncuyu nasıl hissettiriyor?

Gönül ister ki bütün işler en az bir sezon devam etsin ve hikaye güzel bir sekilde nihayete ersin. Dizilerin erken yayından kalkması çalışanlar kadar seyirciler içinde üzücü. Tam bir diziyle ve oyuncularla gönül bağı kuruyor, destek veriyor, hemen arkasından dizinin final yapacağını öğreniyor. Rekabet çok fazla ve reyting yüzünden emek kıyımı yaşanıyor. Üzücü...

‘İZLEYİCİ KANA KANA GÜLMEK İSTİYOR...’

Türk izleyicisinin komediyi sevmesindeki neden sizce ne?

Zaten stresli bir toplumda yaşıyoruz. İş stresi, geçim sıkıntısı, trafik, özel sorunlar derken doya doya gülmeyi bile özleyen çok insan var. Kendi hayatlarından biraz olsun soyutlanıp, komedi filmlerinde veya dizilerde ait olmadığı yaşamlara misafir olup gülmek bence herkese iyi geliyor. Güler yüzlü ve duygusal bir toplumuz. Tebessümden ziyade kana kana gülmek, kana kana su içmek kadar hayati bir ihtiyaç bizim için...

Ekranda artık güzellik değil içten olmak mı daha çok kazandırıyor?

İçten gelen güzellik yüz güzelliğini pekiştirir. Güzel bakan insana kimse kolay kolay çirkin diyemez. Göreceli bir kavram olan güzellik her zaman insanı bir adım önde başlatır ama adımların sağlamolması için içtenlik gerekir. Samimiyet her zaman doğru duygudur.

Oyunculuk için sizi neler motive ediyor?

Genelde güne güler yüzlü ve enerjik başlarım. Güzel bir Türk kahvesinin ardından mutlu mesut sete giderim. Sevdiğim ve seçtiğim hayatı yaşayabilmek beni en çok motive eden şey.

‘CAHİDE SONKU’YU CANLANDIRMAK İSTERİM’

Son dönemde neye çok güldünüz?

Köpeğim yeni doğum yaptı. Setten eve geldiğimde minicik kızım Coco kendi kendine doğum yapmış, yavruları temizleyip paklamış emziriyordu. O heyecanla yavruların kaç tane olduğunu sayıp herkese haber verdim. “5 torunum oldu” diye. Aslında dörtmüş ve ben Coco’nun ayağını da yavru saymışım. Bunu fark ettiğimde ve haber verdiğim herkese durumu açıklarken çok güldüm. Biraz sakarım... Kimi zaman yanlış anlamalarım ve tepkilerim hat safhada oluyor. Kendi durum komedilerime gülüyorum bu sıralar.

Hayal rolünüz nedir?

Dönemine damgasını vurmuş, hayatın acı, tatlı tüm sürprizleriyle tanışmış güçlü bir kadının biyografisinde oynamak isterim. Cahide Sonku gibi...