Gazete Vatan Logo

"PKK ABD'ye tehdit oluşturuyor"

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen, "terör örgütü PKK’nın sadece Türkiye’ye değil, ABD’nin bölgedeki çıkarlarına da tehdit oluşturduğunu" söyledi.

Ros-Lehtinen, 1915 olaylarını "soykırım" olarak niteleme çabalarından kaygı duyduğunu da belirterek, ABD Kongresi’nin bu konuya müdahil olmasını uygun bulmadığını belirtti.

Dallas’ta Türk-Amerikan Derneği TURANT’ın "Cumhuriyet Birlik ve
Dayanışma Yemeği"nde Türk ve Amerikalılardan oluşan 200 kadar davetli
topluluğunun önünde bir konuşma yapan Ros-Lehtinen, terör örgütü PKK’dan, 1915
olaylarına, Türkiye’nin bölgesindeki rolünden, Türk-Amerikan ilişkileri ve
Türkiye-İsrail ilişkilerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.

Ros-Lehtinen, "bir önceki yüzyılda dünyanın, Türkiye’nin bugünkü modern,
demokratik cumhuriyete tarihi dönüşümüne tanıklık ettiğini" kaydederek, "Bu
yüzyılda da Türkiye, gurur verici başarılarının üzerine yenilerini inşa ediyor ve
bölgedeki diğer ülkeler için bir örnek haline gelmiş durumda" dedi.

-"Türkiye modeli, değerli bir niteliğe sahip"-


"Bölgede Arap Baharı olarak adlandırılan devrim niteliğindeki
değişimlerin ışığında, modern, demokratik ve nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların
oluşturduğu Türkiye modelinin özellikle şu anda değerli bir niteliğe sahip
olduğunu" ifade eden Ros-Lehtinen, "Bu ülkeler yeni yönetim şekillerini
oluştururken, Türkiye’nin örnek konumu, etkisi ve desteği eşsiz nitelikte olumlu
bir rol oynayabilir" diye konuştu.

Türkiye’nin artan rolünün Libya’da yaşanan olaylarda görüldüğünü kaydeden
Ros-Lehtinen, Türkiye’nin binlerce Türk, Avrupalı ve Amerikalı sivili bu ülkeden
emniyetli biçimde tahliye ettiğini hatırlattı. Ros-Lehtinen, "o tarihten bu yana
da Türkiye’nin, Libya halkı ülkelerini yeniden inşa etme yolunda uzun ve zorlu
bir göreve girişirken, Libya’daki Ulusal Geçiş Konseyi’ne siyasi, teknik ve para
desteğinde bulunduğuna" dikkati çekti.

"Türkiye’nin Suriye’deki devam eden kargaşayla alakalı attığı adımların,
bu ülkedeki olayların gelişimi açısından giderek artan bir önem kazandığını"
dile getiren Ros-Lehtinen, Suriye’de barışçıl protestoların şiddet yoluyla
bastırılmasının, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esar rejiminin gerçek doğasını bir
kez daha gözler önüne serdiğini söyledi.

-"Müttefikimiz Türkiye, Esad rejimine karşı ilkeli bir tavır sergiledi"-

Ros-Lehtinen, "Müttefikimiz Türkiye’nin, bu baskı ve saldırılara karşı
ilkeli bir tavır sergilemesinden, özellikle de Suriye’deki rejimin acımasız
saldırılarından kaçan yüzlerce demokrasi yanlısı eylemciye barınak sağlamasından
memnuniyet duyuyorum" dedi.

"Türkiye’nin Suriye halkının özgürlüğüne destek yolunda verdiği
mesajların bundan daha açık olamayacağını" ifade eden Ros-Lehtinen, konuşmasında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusundaki açıklamalarından bazı
alıntılar yaptı.

Ros-Lehtinen, "Türk yetkililerin, Esad rejiminin gitme zamanının geldiği
yönünde kamuoyu önünde beyanatlarda bulunduğunu" kaydederken, "Türkiye’nin,
Suriye’deki diktatörlüğe verdiği destek dolayısıyla İran’ı da eleştirdiğini"
belirtti.

-"Başbakan Erdoğan, sözlerin ötesine geçti ve somut adımlar attı"-

"Başbakan Erdoğan, sözlerin ötesine geçti ve Türkiye ile Suriye
arasındaki ticaretin tek taraflı olarak kısıtlanması da dahil olmak üzere somut
adımlar attı" diyen Ros-Lehtinen, "Türkiye’nin ayrıca, kendi toprakları
üzerinden Tahran’dan Şam’a silah nakliyatına artık izin vermeyeceğini
açıkladığını" söyleyerek, bu açıklamada doğrultusunda Türkiye tarafından atılan
adımlardan örnekler verdi.

Ros-Lehtinen, "durumun tehlikeli ve tahmin edilemez bir boyutta
olduğunu" kaydederek, "Dolayısıyla Türkiye ve ABD, mümkün olan en erken biçimde
barışçıl dönüşümü meydana getirmek için çabalarını koordine etmeyi sürdürmeli"
dedi.

-"Türkiye’nin çabaları Amerikalıların hayatlarını kurtardı"-

"Türkiye’nin zor bir coğrafyada yaşadığının açık olduğunu" belirten
Ros-Lehtinen, Türk hükümetinin özgürlükler ve insan haklarına bağlılığını överek,
"Türkiye’nin baskılar, insan hakları ihlalleri ve aşırılık yanlısı örgütlere
destek gibi konularda komşularıyla sık sık yüzleştiğini" belirtti.

Ros-Lehtinen, "son yıllarda Türkiye’nin, Kitle İmha Silahlarının
Yayılmasına Karşı Güvenlik Girişimi’nin (PSI) bir üyesi olarak, İran’dan
Suriye’deki Hizbullah ve Gazze Şeridi’ndeki Hamas gibi radikal örgütlere çok
sayıda silah nakliyatını engellediğini, buna ek olarak Türk polisinin bu yıl
içerisinde, ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine saldırı planlayan 15 kişi de dahil
olmak üzere, Hizbullah ve El Kaide ile bağları bulunan 85’in üzerinde aşırılık
yanlısını tutukladığını" kaydetti.

"Türkiye’nin radikal gruplara karşı kuvvetli çabaları Amerikalıların
hayatlarını kurtardı ve bunun için derinden minnettarım" diyen Ros-Lehtinen,
"Türkiye’nin, radikal grupların yol açtığı yıkımları çok iyi bildiğini"
söyleyerek, PKK’lı teröristlerce geçen hafta Çukurca’da düzenlenen, 24 Türk
askerinin şehit olduğu saldırıyı hatırlattı.

Ros-Lehtinen, "Bu son trajedinin de gösterdiği gibi, merhamet duygusuna
sahip olmayan ortak düşmanlara sahibiz ve onları vatandaşlarımıza karşı yeni
saldırılar planlamaları ve hayata geçirmelerini engellemek için yakın işbirliği
içinde olmaya devam etmeliyiz" diye konuştu.

-"PKK sadece Türkiye’ye değil, ABD’ye de tehdit"-

"Bu son saldırının, terör örgütü PKK’nın neredeyse 30 yıldır sürdürdüğü,
binlerce masumun hayatına mal olan acımasız terör eylemlerinin yeni bir halkası
olduğunu" kaydeden Ros-Lehtinen, "PKK sadece Türkiye’ye değil, ABD’nin
bölgedeki çıkarlarına da bir tehdit oluşturuyor" ifadesini kullandı.

"Bu nedenle ABD’nin, PKK’ya karşı verilen mücadelede kaçınılmaz bir rol
oynadığını" söyleyen Ros-Lehtinen, "Buna gerçek zamanlı uydu görüntülemeleri,
istihbarat paylaşımı, operasyonel planlama ve lojistik destek dahil ve tüm bunlar
Türkiye’nin terörle mücadele operasyonları açısından kritik önem taşıyor"
dedi.

"ABD’nin bu desteğinin sessiz ve perde arkasında olduğunu, dolayısıyla
da özellikle Türkiye’de iyi bilinmediğini" söyleyen Ros-Lehtinen, "birçok Türk
arasında, Türkiye ile ABD arasındaki dostluğun bocaladığı ve aralarında artık
ortak çıkarları paylaşmadıkları yönünde yaygın bir yanlış algılamanın
bulunduğuna" işaret ederek, "bu açıdan ABD’nin terör örgütü PKK ile mücadelede
verdiği bu desteğin kamuoyunca çok daha iyi bilinmesi gerektiğine inandığını"
söyledi.

Ros-Lehtinen, Türkiye ile ABD’nin Afganistan’da da yakın işbirliğini
sürdürdüğüne değinerek, "Türkiye’nin bu ülkedeki NATO misyonuna önemli
katkılarda bulunduğunu belirtti ve bu katkılardan örnekler verdi.

-Türkiye’nin NATO radarına ev sahipliği yapmayı kabul etmesine övgü-

Türkiye’nin ayrıca, NATO füze savunma mimarisindeki erken uyarı radarına
ev sahipliği yapmayı kabul ettiğini hatırlatan Ros-Lehtinen, "füze savunma
sisteminin, sadece ABD’nin değil, Türkiye ve Avrupalı müttefiklerin ulusal
güvenliği için de çok önemli olduğunu" kaydetti.

Ros-Lehtinen, "Komşusu İran’ın tehditleri ve gözdağı girişimlerine
rağmen Türkiye’nin bu radarı topraklarında konuşlandırma isteği, onun
ittifakımızı güçlendirmeye olan bağlılığının somut örneği" ifadesini kullandı.

Bunun gibi birçok örneği sıralayabileceğini, ancak saydığı bu örneklerin
de Türkiye ile ABD arasında devam eden siyasi ve güvenlik işbirliğinin derinliği
ve genişliğini göstermeye yeterli olduğunu belirten Ros-Lehtinen, "iki ülke
ilişkilerinde daha az belirgin olan, ancak aynı derecede önem taşıyan" bir diğer
alanın ise ekonomik ve kültürel bağlar olduğunu söyledi.

-"Türkiye’nin ekonomik büyümesi dünyayı hayrete düşürdü"-

Ros-Lehtinen, "Türkiye’nin ekonomik alanda son yıllarda kaydettiği etkileyici büyümenin dünyayı hayrete düşürdüğünü ve Türkiye ile ABD arasındaki
ticaretin geliştirilmesi için birçok yeni fırsat yarattığını" ifade etti.

Türkiye ile ABD arasındaki ticaretin 2010 yılında yaklaşık 15 milyar
dolara ulaştığını anlatan Ros-Lehtinen, iki ülkenin, aralarındaki iş bağlarının
gelişmeye devam etmesi için adımlar atmaya devam ettiğini belirtti.

Ros-Lehtinen, bu kapsamda 2010 yılında Türkiye-ABD Stratejik Ekonomik ve
Ticari İşbirliği Çerçevesi’nin kurulduğunu anımsatarak, bu girişimin finansal
hizmetler, biyoteknoloji ve ilaç sanayi dahil olmak üzere ticaretin artırılmasına
yönelik çeşitli alanları tanımladığını kaydetti.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomik büyümenin motorları olduğuna
işaret eden Ros-Lehtinen, dolayısıyla iki ülkenin, "bu çok önemli, ancak sık sık
gözden kaçırılan" girişimciler grubu için fırsatların geliştirilmesinin
yollarını bulma yolunda aktif çalışma yürütmesinin cesaret verici olduğunu dile
getirdi.

-"ABD’deki Türkler, Amerikan ekonomisini ve toplumunu zenginleştirdi"-

Ros-Lehtinen, nihayetinde iki ülke ilişkilerinin temelinde, iki halk
arasındaki sıcak bağların yattığını belirterek, nesiller boyu ABD’ye göç eden
Türklerin, Amerikan ekonomisini ve toplumunu zenginleştirdiğini ve her yıl
binlercesinin daha gelmeye devam ettiğini söyledi.

ABD’ye göç eden Türkler arasında, işadamlarından mühendislere,
doktorlardan, ekonomistlerden ve diğer yüksek eğitimli bireylere kadar çok farklı
iş sahalarından kişiler bulunduğuna değinen Ros-Lehtinen, tüm bu kişilerin
"eşsiz yetenekleri ve donanımlarıyla" ABD’ye katkılar sağladığını kaydetti.

Ros-Lehtinen, en yakın ilişkilere sahip ülkeler arasında bile, karşılıklı
güvene zarar vermemesi için ele alınması gereken görüş farklılıkları olabildiğine
dikkati çekerek, bu noktada Türkiye-İsrail ilişkileri konusundan bahsetti.

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilemeden büyük kaygı
duyduğunu ifade eden Ros-Lehtinen, Türk yetkilileri, iki ülke arasındaki askeri
işbirliğinin yanı sıra, hem Türkiye hem de İsrail halkına yararı dokunduğu
geçmişte kanıtlanan siyasi ve ekonomik ilişkileri onarma yolunda derhal adımlar
atmaya çağırdığını belirtti.

-"1915 olayları konusuna ABD Kongresi’nin karışması uygun değil"-

Ros-Lehtinen, diğer kaygı duyduğu bir konunun ise, Osmanlı
İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan 1915 olaylarını "soykırım" olarak
nitelendirme çabası olduğunu kaydederek, "Bu son derece duygusal bir konu ve ABD
Kongresi’nin bu konuya karışmasının uygun olmadığına inanıyorum. Bunun yerine, bu
konunun Türkiye ve Ermenistan tarafından doğrudan ele alınması en iyisi ve bu
çerçevede Türk ve Ermeni tarihçilerin, işbirliği içeren ve olumlu bir süreçle bu
trajik olayları gözden geçirmesi teklifini kuvvetle destekliyorum" diye
konuştu.

Konuşmasının sonunda, Türkiye-ABD ittifakının sahip olduğu kalıcı değere güçlü destek verenlerden biri olduğunu vurgulayan Ros-Lehtinen, "60 yılı aşkın süre boyunca bu ittifak, birçok fırtına ve zorluğu savuşturdu ve hala her iki ülkenin ulusal çıkarlarını korunması ve ilerletilmesinde kritik önem taşımayı sürdürüyor" dedi.

Lehtinen, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olarak, bu ittifakın nesiller boyunca daha da güçlendirilmesi için çalışacağını sözlerine ekledi.

Haberin Devamı