"Petrol fiyatları 2017'de 60 dolara yükselebilir"
Capital Economics Emtia Uzmanı Thomas Pugh, Brent petrolün fiyatının 2020’ye kadar ortalama 70 dolar seviyesinin altında kalabileceğini ancak 2017'de 60 dolara kadar yükselebileceğini belirtti.
Düşük petrol fiyatları, petrol ihracatçısı ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Azalan fiyatlardan etkilenen ülkelerin başında Rusya, Kanada, Norveç, Venezuela ve Suudi Arabistan geliyor. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Venezuela’da ise iflas senaryoları konuşuluyor.
Merkezi Londra'da bulunan bağımsız araştırma ve danışmanlık kurumu Capital Economics'in Emtia Uzmanı Thomas Pugh, hazırladığı raporda, ham petrol fiyatlarının 2020’ye kadar varil başına ortalama 70 dolar seviyesinin altında kalabileceğini ancak 2017'de 60 dolara kadar yükselebileceğini kaydetti.
Pugh, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın, küresel petrol talebini şu an olumsuz etkilediğinin altını çizerek, ülke ekonomisinin bu yıl toparlanmasını beklediğini, bunun da petrol fiyatlarını yükseltmeye başlayabileceğini vurguladı.
Düşük petrol fiyatları nedeniyle ABD'li üreticilerin de zor durumda olduğunu anımsatan Pugh, ülkede petrol yatırımlarının ve sondaj kuyusu sayısının giderek azaldığını ve bunun yerel petrol üretiminde keskin bir düşüşe yol açabileceğini aktardı.
Pugh, 2020'ye kadar petrol fiyatlarında üst sınırın varil başına 70 dolar olacağını öngörerek, bu durumun özellikle Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) üretim kesintisine gitmemesinden kaynaklandığını dile getirdi.
Rusya zor durumda
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından Suudi Arabistan ekonomisinde de ciddi bozulma görüldüğünü hatırlattı.
Nalbantlı, "Petrol dışındaki ihracat rakamlarında düşüş görülen ülkede cari açığın oluşması endişe veriyor. Suriye-Yemen ve Arabistan-İran gerginliklerinin orta vadede ülke gelirlerinde azalışa neden olabileceği ve Suudi Arabistan’ın 5 yıl içinde iflas edebileceği konuşuluyor" dedi.
Toplam ihracat gelirinin yüzde 70'e yakını petrol ve doğalgaz ihracatından oluşan Rusya'nın, petrol fiyatlarındaki düşüşten en çok etkilenen ekonomilerin başında geldiğine dikkati çeken Nalbantlı, Rusya'da petrol ve doğalgaz ile ilgili vergilerin, toplam gelirlerin yüzde 50’sini oluşturduğunun altını çizdi.
Nalbantlı, bu nedenle düşük petrol fiyatlarının Rusya'nın kamu maliyesini de olumsuz etkilediğini ifade etti.
Venezuela'da iflas korkusu
Nalbantlı, net enerji ihracatının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 22’sini oluşturduğu Norveç’in de düşük petrol fiyatlarından negatif etkilendiğini vurguladı.
Petrol çıkarma maliyetlerinin yüksek olduğu Kanada’nın batı eyaletlerinde de bazı üreticilerin ciddi şekilde zorlandığını anımsatan Nalbantlı, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Venezuela’nın ihracat gelirlerinin yüzde 95’nin petrolden kaynaklandığını belirtti.
Nalbantlı, Venezuela’nın yüksek kamu harcamaları ve borçlarını çevirmekte zorlandığını, bunun da siyasi istikrarsızlık ve iflas korkularını gündeme getirdiğini dile getirdi.
Arz fazlası, düşük talep ve ekonomik faktörler
Piyasadaki arz fazlasının ve küresel talep azlığının da petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesine yol açacağını anlatan Nalbantlı, son toplantısında üretim miktarında değişiklik yapmayan OPEC'in, fiyatların düşüşüne göz yumduğunu kaydetti.
Nalbantlı, ABD'de kaya petrolü üretim maliyetlerinin gerilemesi ve ABD ile Orta Doğu'da üretim artışının düşük fiyatları desteklediğini aktardı.
Makroekonomik faktörlerin de küresel talebi olumsuz etkileyerek düşük petrol fiyatlarına katkı sağladığına dikkati çeken Nalbantlı, "Talep tarafındaki gelişmelere baktığımızda, Avro Bölgesi ve Japonya’da görülen ekonomik zayıflamanın yanında son dönemde Çin ekonomisindeki yavaşlama, petrol talebindeki artışın ivme kaybetmesine neden oldu. Ayrıca ABD Merkez Bankasının (Fed) normalleşme sürecinde doların diğer para birimlerine karşı değer kazanması da dolar cinsinden olan petrol fiyatlarındaki gerilemeyi destekleyici etki yaptı" görüşünü de paylaştı.
